Siyah

10 2 3
                                    

Adamın cümlesi biter bitmez kafedeki kalabalık son sürat çıkış kapısına doğru koşarak meydana gitmek istedi. Adeta izdiham çıkacak gibiydi, biz dördümüz ise hala masamızda oturmuş olup biteni izliyorduk. Ares başını olumsuz anlamda iki yana salladı;

"Bu kadar aceleye gerek var mıydı?... Her neyse... Lucy, ben gidip haberleri öğrenip geleyim siz oturun."

Bunu duyan Beril'de arkadan seslendi; " Bana da haber edin!"

Ares başını olumlu anlamda salladıktan sonra, çoğu kişi kafeden çıktığı için artık azalmış olan insan selinin peşine takılarak oradan çıktı.

Derin bir nefes alıp Aura ve Damien'e döndüm; "Savaş çıkar mı sizce?"

"Sanmıyorum, bence keşif yapmamız için İlahi Bölge'ye gönderileceğiz."

"Tam üstüne bastın!"

Duyduğumuz yumuşak ama vaskın kadın sesiyle beraber üçümüzde sesin geldiği yöne döndük.

Bembeyaz uzun dar elbisesinin içinde, yine elbisesi gibi bembeyaz uzun ve dümdüz saçları vardı. Ten rengi bile bembeyazdı. Üzerinde bu renk cümbüşünü(!) dağıtan tek bir renk vardı; dudaklarına sürdüğü rujun yakıcı ve can alıcı kırmızısı. Ağır adımlarla sanki bir divaymışcasına yanımıza yaklaştı.

"Savaş olmayacak, her krallıktan gönüllüler oraya gönderilecek ve gidip cinayeti çözen yeni kral ya da kraliçe olacak."

"Bu kadar şeyi nereden biliyorsun!?" diyen Beril hızlıca uçarak yanımıza geldi.

"Ben Ophelia, ölen kralın en yakın dostu ve sırdaşı. Öyle ki beni gizli tutabilmek için kimseye hakkımda bahsetmezdi. Bu planı o ölmeden önce seçmiştik."

Ophelia yanımıza iyice yaklaştığında saçlarının beyaz değil çok açık bir sarı olduğunu farketmiştim. Yüzü oldukça güzeldi ve bir o kadar da zarif biriydi.

"Ciddi olamazsın!" diyen Aura masadan kalkıp ona yaklaştı.

"Peki bunları bize söylemenin özel bir nedeni var mı?"

Ophelia gülümsedi, donuk yüzüne ilk kez bir duygu yerleşiyor gibiydi.

"Aslında... Bir kaç dakikadır sizi izliyorum, izin verirseniz bu keşifte sizinle ekip olmak isterdim."

Aura şaşkınlıkla bana döndü, ne demek istediğini gözlerinden anlıyordum.

"Üzgünüm Ophelia..." dedim fakat aslında üzgün bile değildim. Benimde Aura'nunda içine sinmemişti bu kız. Üstelik kralla bu kadar yakın olması yalan bile olabilirdi.

"Bende üzüldüm Lucy, neyse kısmet değilmiş." derken bize el salladı; "Öyleyse görüşürüz."

Ophelia çıkışa yönelecekken içeriye hızla Ares girdi, Ares'in peşinden ise kafedekiler yine bir insan seliyle geri dönmüştü. Ares koşturarak masaya gelip yerine oturdu ve bana döndü.

"4 krallıktan isteyenin katılacağı keşif olacakmış, cinayeti çözen başa geçecekmiş."

Ares daha sözlerini bitirmemişti ki Ayra ellerini vurarak masaya koydu.

"OPHELİA!"

"Ne?" diyen Ares gözlerini bana çevirdi. Omuz silktim. "Az önce Ophelia diyr bir kız bunu bize söyledi, dediğine göre Kral'ın en yakın arkadalı ve gizli sırdaşıymış."

Ares de en az bizim kadar şaşkındı. Ophelia ona seslenmemizle tekrar masamıza geldi.

"Katılmak için 5 kişi olmak lazım ve 1 eksiksiniz, değil mi?"

🦪🍷İnciler ve Bıçaklar🗡️🔪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin