Bazen, tanımadığınız insanı korumak istersiniz. Kim neden yeni tanıştiğı kişi için kendini ölüme atar. Ben atmıştım. Tanımamıştım bile onu. 2 sefer kurtardım, Taylan'ı. 'Onun, ölümü mü? Senin ölümün mü?' dediler. Ben, kendi ölümüm dedim. Benim yerimde başkası olsa onun ölümünü seçerdi belki.
Ama ben yapamadım. İlk gördüğümde tanıdık gelmişti bana. Tanımıyordum ama, ilk defa duymuştum Taylan ismini. Belki de tanıyordum ama kim bilir. Yaptığım, sevgilimin takmasınî istediğim kolyeyi yıllar önce kaybetmiştim. Ama şimdi onun boynunda duruyordu o kolye. Yıllarca, aylarca 'abi' dediğim adam başka biri çıkmıştı. Benden, Taylan'ı getirmemi istemişti.
Getirmedim...Getiremedim
Göz kapaklarımı hafifçe araladım. Güneş ışığı gözlerime ulaşınca, gözümü kısmak zorunda kaldım. "Uyandı." Bu ses kimden geldiğini bilmiyordum. Bi erkek sesiydi.
"Lâl, beni görüyor musun?" dedi aynı kişi. Dediğinin ardından gözüme bi ışık gibi bişey tuttu. Her şey bulanıktı. Net, göremiyordum.
"Bi ışık dışında, hayır hiç bişey göremiyorum." Gözlerim açıktı oysa ki. "Kırp gözlerini." dedi doktor diye umduğum adam. Dediğini yapıp gözlerimi birkaç kez kırptım. "Göre biliyor musun şimdi?"
"Evet, şimdi daha net göre biliyorum" Etrafı incelemeye koyuldum. Başîmda rengi artmış, Ada. Yanımdaki koltukta elimi tutan, Taylan. Gülümseyerek kapıdan bize bakan, Selin ve Eren. Taylan'ın yanında bana bakarak gülen, Serdar. Doktorun, arkasında kolunu göğsüne bağlamış duvara yaslı duran, Aslı. Yatağın kenarına oturmuş bana tebessüm ederek bakan, Mihri. Mihri'nin yanında ayakta duran, Naz. Pencerenin önünde duran, Rengin ve Akın. Vardı.
Naz nasıldı? Kaç saattir uyuyordum?
Doktor, "Görmene, sevindim. Seni, bugün burda misafir edeceğiz. Geçmiş olsun." Doktor, odadan çıkınca, hemşire serumumu yeniledi 3 dakika boyunca. Rengin, Akın'nın elini tutarak yanıma gelip geçmiş olsun diyerek odadan çıktı. Akınıda, arkasından sürükledi. Yüzsüz.
Mihri, göz devirerek bana başıyla Taylanı gösterdi. Ne diyon dercesine bakınca ofladı. Adaya bakınca kaşlarını çattı. "Ada, iyi misin? Bedenin burda ruhun başka yerlerde geziyor." Ada, Mihriye boş gözlerle baktı.
"İyiyim ya, yok bişey." İnanmamıştım. "Neyse, inanmış gibi yapalım bari."
"Gerçekten iyiyim ben." Doğrulamaya çalıştım ama beni Taylan tutunca yatarak kaldım. "Noldu Ada? Sen böyle değildin bişey olmuş" Mihri, başını sallayarak bana katıldığını gösterdi.
"Yok, kuzum. İyiyim ben tüm gün uyumadım ondandır." Yine inanmamıştım.
"Dışarı çıktığında mı bişey oldu? Söyle işte Ada ya çatlatma bizi." dedi Mihri. Naz, aklına bişey gelmiş gibi yaslandığı yerden doğruldu.
"Özeline girmek istemem ama benim odamda not buldun o neydi Ada?" dedi, Naz.
Ada yakalanmış gibi tedirginlikle, Taylan'a baktı. Taylan'a neden bakmıştı ki şimdi. Taylan ise elimi tutarak bana bakıyordu. "Şey... Oğul... Oğulcan not yazmış" dediği isimle gözlerimi iyice açıp Ada'ya baktım.
"Ne yazmış?" Benim yerime diyen ses. Sesin sahibi, Erendi.
"Tay-Taylan'ı istiyodu ya hani" dedi Taylan'ın tepkisini merak etmiş olacak ki Taylan'a bakarak. Taylan ise 'Ee' dermiş gibi bakıyordu Ada'ya.
"Lâl, Taylan'ın yerini söylememekte kararlı mı? Gerçekten ölmek mi istiyor onun için diyor" dudaklarımı dişledim neden söylüyordu ki onun için yaşamaktan vazgeçtiğimi. Ürkek bakışlarımı Taylan'a çevirdim o ise bana şaşkın bakışlarla bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL | Ara Verildi
Fantasy"Taylan" dedim gözlerinin içine merakla bakarak. "Efendim, Mavi Kelebek." "Sevdiğin biri var mı?" "Var, neden sordun, Lâl?"dedi alayla gözüme bakarak. Burda alay edecek ne vardı... "Hiç,merak ettim" dedim ve merakıma yenik düşüp devam ettim "Çok mu...