"İyi insanlar kazanmasa bile,iyilik hep kazanır."-Ella,hayatı zaten kendisine zindan eden düşüncelerle yaşamak zorunda olan bir kız.Kendini anlamadığı bir zamanda felaketin kendisinin etrafında döndüğünün farkına varır.Hayat ona hiç iyi olmadı,o her...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya:Ella ve Ashley
"Olmam gereken yerden çok uzaktayım,belkide yoruldum bilmiyorum.Öyle karışık,öyle yabancıyım ki,bu aralar kendime bile gelemiyorum."
Hayat çok garip değil mi ya.Beklemediğim yerden,hiç beklemediğimiz insanlardan aldık hep en büyük darbeleri.Onları aff etdiğimizi söylüyoruzda,bizi kim aff edecek.Neden birilerine kırgın olduğumuz için kendimizi suçluyoruzki?İnsan hep umduğu yerden küsermiş,küstüğümüzde neden suçlu ilan ediliyoruz,hep hatayı insanlar mı yapmalı?Kendimizi aff etmeğe sıra geldiğinde hep suçlu hiss etmek zorundaymışız gibi oluyoruz neden peki insanları aff ederken merhamet dolu olan kalbim kendime geldiğimde buz kesilirki..İnsan değilmiyiz sonuçta dünyaya her kes gibi bir kez geliyoruz hatalarımızın olması oldukça normal.Neden kimse onun hangi hatalarını geçip onu kabul etdiğimi söylemiyorda,hep yanlış olduğum yerden vuruyorlar beni.Ben kime ne yaptım onu bile anlayamadım hiç.Hayatım boyunca hep birilerinin "O iyi bir kız"-demesi için çabaladım,hatta bazen kendimi hırpalamışlığım bile var.Alınsam bile hep altdan alan ben oldum.Neden kimse beni duymak istemedi peki?İncindiğimde bile gönlümün alınmayacağını bildiğim için hep altdan almak zorunda kaldım.Her kes çok mu kalpsiz?yoksa ben mi gereksiz iyi kalpliyim anlayamıyorum.
Annemin kayıp olduğu günden 3 gün geçmiş hala haber alamamamıza mı şaşırmalıyım,yoksa işten çıktıktan sonra arabasına doğru gittiği halde arabasına binmemesine mi anlayamıyorum.Bu kadın neden aracına binmek yerine karanlıkta kayıp oldu peki?Polisler az önce beni arayıp,annemin işten çıktığı saatte bir minivan oradaymış ve annem kendi arabasının önünde bekledikden 15 dakika sonra oradan annemin arabası değilde o minivan ayrılmış,annem bir mercedes kullanıyordu.Aslında arabası qayet güzeldir,hep çalıştığı restoranın tam önüne park eder fakat o gün restoranın karşısı dolu olduğu için arabasını 2 metre uzakta kameraların zayıf çektiği bir yere park etmiş.Nedeni bilinmiyor bu yüzden polisler annemin 15 dakika orada beklerken kaçırılmış ola bileceğini öne sürüyorlar.Henüz yaşıyor ola bileceği umuduyla,hepimiz annemi arıyoruz hemde şehirin her yerinde fakat iz bulamadık.Polisler minivanın sahibini araştırmışlar ve Bay Lucas diye bir beyefendiye ait olduğunu bulmuşlar.Bay Lucas,karakoldakı ifadesinde annemi tanımadığını iddia etmiş,fakat bu sadece yetersiz ifade sayılmış ve sorular sorulmaya devam ediyormuş.Annemi nereye kaçırmış ola bilirler diye düşünürken,kendi babam olan Dean aklıma geldi.O adam bir manyak,annemle boşanmadan önce eğer benden başka birisi hayatında olursa senin canını almaktan asla çekinmem demişti.Bunu hatırlamak bile tüylerimin ürpermesine sebep oldu,polislere arayıp babamın bu söylemi hakkındakı yorumlarımı söyledim.Bana "Lütfen sakin olun,annenizin katilini bulacağız fakat aklınıza gelen her şüpheliyi bildirmekten çekinmeyin lütfen" dediler,bende onlara annemin 2 yıldır sevgilisi olduğunu ve isminin Nate olduğunu söyledim.Onlar beni sabırla dinleyip,Nate-nin nerede yaşadığını ve annemi öldürürse,sebebinin tahmini ne olduğunu sordular.Bende annemin onunla iyi geçindiğini,fakat her yıl en az 2 kez ayrıldıklarını söyledim.
