taehyung, jungkook'u bekliyordu. busan'a gidecekleri otobüs bir saate kalkacaktı ve terminale arabayla gideceklerinde anlaşmışlardı.
ama jungkook bir türlü evden çıkamıyordu. taehyung, güzel sevgilisinin hazırlanmasını bekleyebilirim diye düşündü. onu görünce çok güzel olduğunu söyleyecekti.
jungkook, binadan çıktığında sakin bir nefes verdi. eli çantalarla doluydu. bu kadar şeyi neden aldıklarını bilmiyordu ama boşverdi. önemli olan jungkook'un bu geziden memnun kalmasıydı.
taehyung bagajı açtı ve çantaları koydular. jungkook'a dönüp
"çok güzel olmuşsun. ama sence de bir gezi için fazla süslenmedin mi?" dedi.jungkook gözlerini devirdi. "yani normalde güzel değil miyim?" diye sordu. şımardığında dayanılmaz oluyordu. bu yüzden taehyung eğildi ve dudağına küçük bir öpücük bıraktı. jungkook onu itmeye çalışsada hoşuna gitmemiş değildi.
arabaya bindiler. jungkook yol boyunca busan'da ne yapacaklarından bahsedip drudu, taehyung onu dinledi. son zamanlarda en sevdiği şey jungkook'u dinlemekti.
terminale geldiklerinde arabayı park ettiler, arabayı jimin alacaktı.otobüsü buldular ve oturdular. taehyung bilerek bileti en arkada cam kenarından almıştı. tüm yol boyunca rahat olmak istiyordu.
otobüs çalıştığında bir süre dışarıyı izlediler. bir saat geçtiğinde jungkook acıkmış hissetti. taehyung bunu fark ederek çantasından çıkardığı poşeti açtı ve ona uzattı. "bu ne?" diyerek aldı.taehyung gururla bir çocuk gibi "yumurta." dedi. ne yaptığından çok emin bir hali vardı. jungkook buna güldü ve poşeti açıp içinde gerçekten bir yumurta olduğunu gördü. gülüşü dahada büyüdü. bununla taehyung'un yüzü düşünce ona dönüp dudaklarını ısırarak baktı. gülmekten gözleri yaşarmıştı. "neden?" diye sordu.
taehyung önüne döndü ve "bir internet sitesinde okudum. okul gezilerinde yolda haşlanmış yumurta yenilmeliymiş." dedi. jungkook'un daha önce hiç okul gezisine gitmediği için ona o havayı yaşatmak istemişti. jungkook, taehyung'un tatlı haline bakıp iç çekti. bazen gerçektendu çok tatlı oluyordu. yumurtasına üfledi ve ona dönüp "teşekkür ederim. tatlısın." dedi. taehyung jungkook'un sevindiğini görünce rahatladı. yumurtasını elinden aldı ve üfleyerek soydu.
sonra jungkook taehyung'un omzunda uykuya daldı. sabah erken kalkmıştı ve vücudu erken yorgun düşmüştü.
busan'a gelene kadar uyudu. taehyung bilerek onu uyandırmadı çünkü planlarında birçok şey vardı. öncelikle jungkook'un ailesinin evine ziyarete gideceklerdi. bir akşam orada kaldıktan sonra taehyung'un ısrarıyla bir otele gideceklerdi. jungkook'la geldiği ilk tatildi ve her şey rahat olsun istiyordu. onunla ailesinin yanında rahat olamazdı. tabii ki bundan jungkook'a bahsetmemişti.
otelde yemek yiyecekler ve busan'ın meşhur sahiline gideceklerdi. şimdilik planları bu kadardı ama taehyung ona küçük bir sürpriz hazırlamıştı. otobüs durmadan beş dakika önce taehyung jungkook'u uyandırdı. jungkook gözlerini kaşıyarak "geldik mi?" diye sordu.
evlerine giden yolda konuşmadılar. jungkook taehyung'un büyüdüğü evi göreceği için heyecanlı hissediyordu. çantalarını kapının önüne bıraktılar ve zile bastı. annesi kapıyı açtığında uzun zamandır görmediği oğluna sarıldı ve "hoşgeldin jeongguk. seni özledik." dedi.
arından taehyung'a döndü ve ona da aynı sıcaklıkta sarıldı. "hoşgeldiniz." dedi.
taehyung aldığı sıcak karşılanmayla sıcak hissetti. jungkook'un ailesi gerçekten onu seviyordu. onu okuduğu bölümden mezun olunca şirketin başına geçecek bir robot olarak görmüyorlardı. taehyung bu düşünceyi yok etmeye çalıştı. bugün moralini bozup jungkook'u endişelendiremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
glass tears
Fanfictionbir bardak sen, ve tamamen sarhoşum. strangers to lovers neighbourhood au slowburn