Pleasure

28

🕷️

"Jimin-ah!"

Jimin boynu kırılırcasına kapıya baktı.

"Maknaen burda, neredesin!?"

"Bu kim?"

Yoongi hala Jimin'in içindeyken sordu.

"Siktir, bu ne alaka?! Yoksa gelme zamanı mıydı?"

Jimin hızla gömleğini üstüne giymeye çalışırken durup Yoongi'ye baktı.

"Çıksana içimden, yakalanmak mı istiyorsun?!"

Yoongi şaşkınlıkla geri çekildi.

"Oh tamam sakin ol."

"JIMIN-AHHHHH!? Annemi mi arayayım illa! Başın derde girsin istemiyosan ses ver!"

Çocuk salona bakındı ama ses yoktu. Bakışı yatak odasına kaydı.

"Odana geliyorum!"

Çocuğun adımları hızla oraya adımlarken yüzünde sinsi bir sırıtış vardı.

"Birini eve attın değil mi? Annem deliye dönecek!"

Kapıyı hızla açtığı anda şokla ona bakan iki genci gördü. Çalışma masasında oturmuş ders çalışıyorlardı.

"Jeongin, senin burada ne işin var?"

Jimin şaşırmış gibi bakıp sordu. Jeongin utançla başını eğdi. Birinin gerçekten orada olmasını beklemiyordu.

"Dö- dönem erken bitti diye ziyarete geldim."

Yoongi küçük çocuğun değişen ani karakterine baktı. Jimin başını iki yana salladı.

"Haber vermeliydin."

Jeongin başını kaldırıp Yoongi ile göz göze gelince hızla indirdi.

"Yazmıştım ama senden bir cevap alamadım."

"Neyse, gelmişsin artık."

Jimin Yoongi'yi gösterdi.

"Sınıftan bir arkadaşım, ders çalışıyoruz."

Jeongin başıyla selamladı.

"Merhaba hyung."

Yoongi başıyla selam verdi.

"Ne kadar saygılı bir çocuk."

Bakışını Jimin'e çevirdi.

"Hiç sana benzememiş."

Jimin nefret bakışını yolladı.

"Sen gidip duş alıp dinlen I.N."

Jeongin selamlayıp çıktı.

"Kardeşin olduğunu bilmiyordum."