mine // OT8 🔞 ¬¬ (omegaverse)

22. Test 2 🔞

Minho'dan

Nefesim kesilince geri çekildim ama Chan duracak gibi değildi. İhtiyacım olan soluğu aldığıma emin bir şekilde kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bana biraz daha yaklaştı.

"Alfa"

Omegamın alfasına seslenmesine gerek olmadığını Chan ağzımın içine inleyince fark ettim.

"Omegam"

Kalçamın arasından süzülen sıvı pantolonumu ıslattı. Kızgınlık öncesi yanılgı değildi bu, kesinlikle ıslanıyordum. Chan dudaklarını boynuma götürüp diliyle salgı bezlerimi yalarken elleri yüzümü çoktan bırakmış, avuçlarının arasına aldığı kalçalarımı kasıklarına bastırmak için kontrol edemediği bir güç harcıyordu. Nefes alışverişleri yerini hırıltılara bırakmıştı.

Kendini böyle kaybetmesini istemiyordum. Alfasına değil, bana yenilmeliydi.

Bu kararlılıkla onu tuttum ama sonunda dokunabildiğim kolları beni neredeyse yolumdan döndürecekti. Dizlerimin bağının çözülmesine, bayılmaya ve onun tarafından kullanılmaya hazır bir şekilde yere çökmeme çok az kalmıştı.

Ama ilk kez sevişirken kendimizde olmak istiyordum. Gözlerine bakarken onu görmek istiyordum. Sadece onu.

Pantolonumun içine elini sokup, kalçalarımın arasından sızdırmaya devam eden ıslaklığı ne kadar çabalarsa çabalasın parmaklarının ucunda hissedemeyeceğini anlayınca fermuarımı bulmak için acele etmeye başladı. Tüm bunları yaparken boynumdan bir anlığına ayrılmaması, mühürlemek için salgı bezimi hazırlaması beni mahvediyordu. Açlığını karşılamak için her şeyimi ona vermek istiyordum. Canımın ne kadar yanacağı, beni ne zamana kadar nasıl parçalayacağı umrumda değildi. Etimin dişleri altında olmasını istiyordum. Erkekliğimin avuçları arasında ve dilinin üzerinde.

"Chan'e izin ver... Lütfen. Ona izin vereceğini söyledin."

Alfa durmadı. Fermuarı indirmişti ve pantolondan kurtulmak istiyordu. Hırıltılı nefesi artık boynumda değildi. Ne yaptığına bakıyordu. Bana ne yaptığına. Bunda hala kıyafetle kaplı olmasına rağmen eline çarpan penisimin ve giderek büyüyen ıslaklığın ne derece etkisi vardı bilmiyorum.

Pantolonumu dizlerime kadar indirir indirmez tek eliyle penisimi tuttu, diğeriyle kalçamı sıkıştırmaya başladı. Aynı anda hassas noktalarımda hissettiğim dokunuşlar yüzünden inlememe engel olamadım.

Bu onun için taşan son damla oldu. Dizlerinin üzerine çöküp çamaşırdan kurtardığı sertliğimi ağzına aldı. Kalın dudaklarının arasında yok olup tekrar ortaya çıkan penisimi görmek beni delirtiyordu. Yere yığılmamak için saçlarını tuttum. Dili ve ağzı ve uzun parmaklarının hareketleri öyle becerikliydi ve öyle uyum içindeydi ki. Mutlaka birbirlerini tamamlıyorlardı.

Bunu ona Jisung'un öğretmiş olacağı düşüncesi kuvvetli bir zevk dalgasıyla vücuduma vurdu. Chan kasıklarımda onun için biriken ne varsa ağzına akıtmam için tüm hünerlerini sergilerken ben onu Jisung'u ağzına alırken hayal ediyordum.

Ağzına girip çıkmaya başlarken gözlerim kaydı. Yine de son anda tüm hareketlerimi izleyen kızıl irislerini gördüm.

Böyle değil.

Ağzını tek başına becerebileceğimi anlamış olmalıydı ki tekrar kalçalarımı sıkmaya başladı. Jisung'un onun için havaya kaldırdığı deliğine girmeden önce diliyle ıslatışını hayal ediyordum şimdi.

"Geliyorum..."

Ağzının içinde dilini çevirip penisimin ucuna küçük darbeler atmaya başladı. Kasıklarımı yüzüne bastırışım düzensizleşince dizlerinin üzerinde doğrulduktan sonra bacaklarımı tutup penisimi sonuna kadar içine aldı. Boğazına değdiğim an yaklaştığımı hissettim ama son bir şey daha gerekiyordu. Hyunjin'i düşünmek istemiyordum. Şimdi değil. Bacağımdaki dokunuşunu artık hissetmeyince gözlerimi araladım. Bana bakıyor ve nefes almadan kendini çekiyordu. Birden fışkıran spermler yüzünden penisimin boğazında attığını duyumsadım. Diliyle damağı arasına aldığı organımı büyük bir açlıkla emmeye devam ediyor, damarlarımı son damlasına kadar kurutmak için uğraşıyordu.