Yerde kollarını bana saran Çağılı gördüm uyanmamıştı ve tek uyanan bendim Çağılın ellerinden kurtularak lavaboya gittim Kumsalın ölü bulunduğu yere üzülmemiştim ve bundan sonra birinin ölmesine üzüleceğimi düşünmemiştim katil bize yemek vermişti sanki Kumsalın helvasını kavurmuş bize yediriyordu bizim açlıktan ölmemiz onu sinirlendiriyordu ve belkide sırf bu yüzden bize yemek veriyordu burda bulunduğum süre zarfında aile olduğumuzu sanmıştım fakat benim ailem hep 4 kişilikti Ilım Ezgi Ecem ve Çağıl gerisi gidicekti giderse beni üzmeyecekti geri döndüğümde Ilımı bulamadım Kütüphane kapısını araladım ve içeri doğru kafamı uzattım Kumsal ve Mete'nin cansız bedenlerinin ortasında saçları yağlı ve dağınık duran üstü kırışmış altı yukarı doğru kıvrılmış olan Ilım duruyordu bu halini Mete görse tekmeyi basıcaktı fakat Ilım onu ölüyken bile seviyordu acı bi gülümseme ile çıktım odadan ve arkamda Yareni gördüm "Ee Ecre Kumsalı falan mı sevmeye başladın" kaşlarımı çattım Yarenin değişimleri büyüktü çok büyüktü "Alakası yok başımız sağolsun iyi kız değildi" dedim ve yandan geçmek isterken Yaren Kolumu tuttu "Nereye Çağılınki" kolumu silkiledim hafifçe güldüm "senin derdin ne" dedim oda güldü "Bilmem biraz sen biraz Çağıl ha Biraz Ecem" Ecemin ismini duyduğumda yüzüne indirdiğim tokatla yere düştü kafası sol tarafa doğru savruldu saçları yüzünü kapattı yanına eğildim "Onlardan uzak dur" ayağa kalktım Kafasını yere doğru ittirdim ve kalktım sınıfa girdiğimde çoğu kişi burdaydı Emir Beste Ilım ve Yaren dışında Güney Ezgi ile kafa kafaya uyuyordu üzerindeki geceliği bile çıkarmamıştı Atlas Ecemin bedenini elleri ile sarmalamıştı Kuzey se tek başına sıranın üzerinde uyumuştu ve Çağıl sahi o nerdeydi "Burdayım" arkamdan gelen sesle irkildim "Ay Çağıl ya korkuttun yemek yedin mi" elindeki simitleri ve meyve sularını gösterdi sınıftan çıktık ve yere oturdık yeterli yemeğimiz ve suyumuz vardı çünkü her bir kişinin ölümünde su ve yiyecek veriyordu "En sevdiğin yemek ne" simiti ağzıma attığımda Çağıl meyve suyunu açıyordu "Bilmem Aslında biber dolmasını çok severim" yüzümü buruşturdum sebzelerle işim olmazdı "Senin" düşündüm "Kesinlikle patates kızartması" güldü gülüşü gamzelerini ortaya çıkardı elim ggamzelerinde durdu ve öbür elim meyve suyumdan bir yudum almama yardım etti "En sevdiğin renk" bu sefer o sormuştu "Beyaz" benden beklemiyor gibi bi hali vardı "Neden" bunu daha önce düşünmemiştim aslında fakat cevabım hazırdı "Beyaz temizliği iyiliği temsil ediyor bence insanların içindeki minik iyilik tohumu orda yeşeriyor büyüyor ve başkalarına aktarılıyor" simitinden bir parça kopardı "Sence bu oluyormu" olumsuz anlamda kafa salladım kesinlikle olmuyordu "Senin" düşünmedi "Kırmızı" tek kaşım havalandı "Neden" bu soruyu ona milyarlarca kez sormuşlardı belki fakat benim soruşum yüreğine dokunmuştu "Kırmızı bana göre arzuyu tutkuyu cesurluğu temsil eder ve cesurluk diyince aklımada ilk askerlerimiz gelir küçükken asker olmak çok isterdim fakat o zamanlar sevdiğim kaybetmemek için savaşacağım kimse yoktu silahlar düşmanları tek tek vurmak komutanımın emirlerine sadık kalmak timim de ki insanlarla konuşup eğlenmek yani bilemiyorum onlar herşeyi göze almışlar fakat ben şuan alamıyorum sen varsın çünkü sensiz bi saniye duramıyorum nefes alamıyorum sanki boğazımda iki el beni boğuyordu gittikçe boğuluyordum Ecre" sözleri beni derinden etkilesede başımı omzuna yasladım elimle elini tuttum sıktım bırakmıyacakmışçasına sıktım oysa bir gün gidicektim ölecektim birgün kafamı kaldırdım ve karşımda Güney'i Ezgiyi ve Kuzeyi Gördüm uyanmışlardı
Ajan
Birilerinin git gide ölmesi işime geliyordu oyun ne kadar çabuk biterse o kadar geç anlaşılırdı telefonumu çıkardım ve Katile bi video gönderdim
Katil : Güzel bunu nerde kullanmayı planlıyorsun
Ajan : belki bugün belki yarın belki ölmeden bir kaç dakika önce
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvarların Arasında
Roman d'amourEcre Aydeniz 12 / A sınıfı öğrencisiydi normal bir hayat sürüyordu taki o gün dershaneye gelene kadar 13 öğrencinin mahsur kalması önceden düşünülmüştü Hasta bir katil 12 öğrenciyi oyunları ile canice öldürüp Ecre Aydenizle mutlu bir hayat sürecekti...