birkaç kere zile basmamın ardından kapı aralandığında, kendi evimmiş gibi direkt girmiş ve ayakkabılarımı kenara fırlatırken salona ilerlemiştim.şu an Minjeong'u görmeye hazır değildim ve bu yüzden gidebileceğim sayılı yerlerden birine gelmiştim.
kendimi salondaki geniş kanepeye bıraktığımda da, evin beş sakini birden etrafıma toplanmakla meşguldü. özellikle Ryujin hemen yanıma oturmuş ve merakla beni incelemeye başlamıştı. "n'olduğunu anlatacak mısın yoksa salak salak oturmayı mı planlıyorsun?"
bedenimi koltuğa daha da bırakmıştım. "n'olduğunu anlattıktan sonra yeterli duygusal desteği sağlayamazsanız yarın tüm haber sitelerinde 'Aespa üyesi Karina, Itzy'nin yurdunda kendi canına kıydı' haberleri çıkar ona göre."
her ne kadar hepsinin daha da merak ettiğini bilsem de, içimden anlatmak gelmiyordu. ağzımı bile açmak istemiyordum. koltukta diğer yanıma oturan Jisu'ysa elini omzuma yerleştirmiş ve "eminim çözülemeyecek bir şey değildir." demişti. fakat bu benim moralimi düzeltmektense daha da bok etmişti.
"Itzy'e yatay geçiş yapsam olur mu? eve gittiğimde hiçbiri bana böyle davranmayacak çünkü. bu halde Minjeong'un yüzüne bile bakamam ben lanet olsun." gözlerimin dolduğunu hissederken nefes almak bile zor gelmeye başlamıştı.
Ryujin'de ağlayacağımı anlamış olacak ki, bedenimi iyice kendine doğru çekmiş ve çenemden tutarak kafamı omzuna yaslamıştı."tamam sakin ol ve yavaş yavaş anlat."
yumuşak parfümünün kokusu ciğerlerime dolarken, saatlerdir tuttuğum gözyaşlarım sonunda yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. "Minjeong'dan a-ayrılmak zorundayım." bu cümle en ağır küfürden bile daha iğrenç hissettirmişti. küçücük bir hata yüzünden tüm bunlar oluyordu resmen.
yere oturmuş sakince su içen Yuna'ysa ağzındaki tüm suyu üstüme püskürtmüştü. "ne?!"
"sağol amına koyayım sayende kefene sarılırken abdest almama gerek kalmayacak." bir yandan yüzüme gelen suyu silerken bunları söylemiş ve ıslak bedenimi umursamadan hüzünle Ryujin'e sarılmıştım. "ayrılmak istemiyorum. Minjeong benim her şeyim." bir yandan mızmızlanmaya devam ettiğimden Ryujin saçlarımı okşamaya başlamıştı.
sırtımda başka bir el daha hissederken Yeji konuşmuştu bu sefer. "neden ayrıldığınızı da bir söylesen."
"ayrılmadık!.." birden sinirle yerimde doğrulurken aynı hızda duraksamıştım. "...ayrılacağız." hissettiğim iğrenç karın ağrısı tekrar bedenimi sarmış ve Ryujin'in kollarına dönmüştüm. "onda Minjeong'la öpüştüğümüz fotoğraflar var."
herkes kocaman açılmış gözlerle bana bakmaya başladığında bu sefer konuşan Chaeryeong olmuştu. "ne demek Minjeong'la öpüştüğünüz fotoğraflar var? biri seni tehdit mi ediyor?"
Yuna bu sefer şaşkınlıkla Chaeryeong'a dönmüştü. "saçmalama onlar çok dikkatli. kapalı ortam dışında hiçbir yerde onları sarmaş dolaş görmedim ben." kendinden oldukça emin konuştuğunda istemsizce gülümsemiştim. hay amına koyayım ben öyle işin.
Chaeryeong, "ama kendisi de söyledi başkasında öpüştükleri fotoğraflar varmış. eğer ayrılmak zorundalarsa, bu birinin onu tehdit ettiğini göstermez mi?" demiş ve tüm söylediklerini onaylamam için bana bakmaya başlamıştı. gerçekten zeki bir kızdı.
"keşke onu o an öldürseydim." gözyaşlarım ardı ardına akmaya devam ederken sadece bunları söyleyebilmiştim. "salağın tekiyim. hepsi benim suçum." bedenimi zar zor Ryujin'den ayırırken, koltuğun arasına sıkışan çantayı elime almış ve Jaewook'un verdiği fotoğrafları çıkartmıştım. "ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
idol • winrina
Fanfictiontüm medyadan gizli bir şekilde ilişki yaşayan karina ve winter ikilisi, şirketin karina için ayarladığı sevgili olayları yüzünden zor zamanlar geçirmeye başlar. özellikle winter'ın gönlünü almaya çalışan karina için bu dönem daha da yorucu olur. [dü...