💙
Saç boyasını fırça yardımıyla küçük kabın içinden alıp ayırdığım saçımın diplerine yedirmeye başladım. Bembeyaz saçlarım koyu maviye boyanarak bir denizin dalgasını andıracaktı. Gözlerimin mavisi ise gökyüzünü.
Dudaklarımın arasındaki sigaranın dumanını içime çektim. Tabii ilk denemelerim olduğu için yine bir öksürüp tutmuştu beni. Fırçayı küçük kabın içine bırakıp dudaklarımın arasındaki sigarayı işaret ve orta parmağımın arasına alıp öksürmeye başladım. Yakıcı duman öksürüklerimin arasından odaya dağılırken derin bir nefes alıp ciğerim sökülüyormuşçasına bir kere daha öksürüp rahatlamış bir şekilde sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdim tekrar.
Televizyondan yükselen müziğin sesini dinlerken sigaradan bir duman çektim temkinli bir şekilde. Gözlerimi kapadım ve ciğerlerimi yakan dumanı serbest bıraktım. Oldu, yaptım işte.
Gözlerimi hızla aralayıp aynadan kendimle göz göze geldim.
Dudaklarımın arasından bir gülüş kaçtığında şu halime bir baktım. Alnıma taşırdığım koyu mavi boya, yarısı boyanmış yarısı boyanmamış beyaz saçım..."Komik görünüyorsun Leyla."
Kendi kendime söylenip kendi kendime de güldüm.
Sigaramı aynanın kenarına bırakıp boya işlemine devam ettim.Koyu mavi yüzümü olduğundan daha esmer gösterecekti ama bunu pek umursamıyorum. Zaten fazla bir güzelliğim yok biraz daha esmer görünsem ne olur.
Televizyondaki şarkıya eşlik ede ede yarım kalan saçımı da maviye boyadım. Biraz beceriksizce boyadım ama sonuç olarak boyamıştım da o iğrenç beyazlıktan kurtulmuştum.
Şimdi biraz beklemesi lazım. O sırada yemek yiyelim. Gittikçe zayıflıyorum ve artık kendime bakma zamanı.
"Gel hadi gel. Yine yemeği ben hazırladım ama sonraki sefer sende." diye homurdanan adama göz devirdim. Sonraki sefer olmayacağını o da biliyordu.
"İyi de onları sen hazırlamıyorsun ki. Hazır alıp geliyorsun."
Ellerini şöyle bir beline koyup ardı ardına cık cıkladı.
"Yazıklar olsun madam. Bunları alıp getirmesi bile yorucu."
Güldüm ve hemen ardından hatırlatırcasına konuştum. "Yalnız onları sen de almıyorsun. Onları sipariş veriyor, yemekleri almak için de sadece salondan kapıya kadar yürüyorsun o kadar."
Masaya geçip aldığı yemeklere şöyle bir göz gezdirdim. Biftek, tavuk butları, sanırım dana rosto, et, et ve yine et.
Göz göze geldiğimizde bana göz kırpıp tam karşıma oturdu.
"Öyle bakmaz mısın lütfen? Ben et adamıyım. Sen seversin sevmezsin hiç umrumda değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YADE
Humorİzbe sokaklarda soğuktan üşümüş bedenimin ısınmaya ihtiyacı vardı. Bende çareyi güneşe sarılmakta buldum. Isındım,yandım ve kül oldum... °° Not: Yayıncı kitabının ta kendisidir.İsim değişikliği sonradan yapılmıştır. *Yaş farkı vardır!