^°3°^

243 38 48
                                    

Tabiiki Hyunjin'in yapmaya çalıştığı şeyi biliyordum. Muhtemelen anlattığım şeyleri dinliyormuş gibi yapacak ve sonra bum, beni yatağa atmaya çalışacak.

Dediğim gibi, çalışacak çünkü ben ilkimi, Hyunjin gibi basit birine vermem, veremem.

Bu manyak içeceğime birşeyler katar da tecavüz eder diye kapıya Jisung, Felix ve Jeongini dikmiştim. Her hangi bir "sıradışı" ses duyarlarsa beklemeden içeri dalmalarını da tembihlemiştim.

Şu an boş bir sınıfta, elimde kahvemle Hyunjin salağını bekliyordum. Gelmeyecek mi acaba? 10 dakika oldu öğle teneffüsü başlaya-

Hele şükür geldi.

Sakince yanımdaki sandalyeye oturdu, yanında getirdiği defteri açıp kalemi eline aldı. Bu kesinlikle beklemediğim bir hareketti ama planının bir parçası da olabilirdi.

"Tam olarak hangi konuyu anlamadın?"

"Basınç ve Rüzgarlar." dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Cidden anlamamış ve ders dinlemek için gelmiş olma ihtimali var mıydı acaba?

"Peki." dedim ve aptala anlatır gibi anlattım tam olarak bir saat boyunca.

Yüzümü Hyunjin'e çevirdiğimde boş bakmadığını fark ettim. Anlamıştı galiba.

"Çok teşekkür ederim." dedi ve elini omzuma koydu.

"Sana borcum ol-" sözü yarıda kesildi.

Hwang Hyunjin, benim ruh eşimdi.

•••••••

Işaretin tam olarak nasıl çalıştığını bilmiyorum o yüzden hic o taraflara girmedim.

Sağlıklı ve mutlu kalın.

eternity, hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin