J: minho ben AVM ye gitmek istiyorum.
M: peki sen hazırlan ben seni kapının önünde bekliyorum.
J: tamam
Minho anlatımı
Jisung bana gün geçtikçe daha tatlı gelmeye başlamıştı. Saf bir sevgimi yoksa aşk mı karar veremiyordum.
Jisung anlatımı
Üstümü giyip en sevdiğim parfümü sıkmıştım. Ardından minho'yu daha bekletmeyip aşağı indim. Aşağı indikten sonra arabaya bindik ve minho arabayı sürmeye başladı.
Ve ben kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyordum. Bunların sebebi minho. Aşık mı oluyordum. Yaşadığım o kötü olaydan sonra uzun yıllar kalbimi kimseye açmadım ama minho onlar gibi değil. Minho ap ayrı biri.
Bunları düşünürken AVM ye gelmiştik. Minho ile birlikte ilk başta kahvaltı etmek istedim.
J: minho hadi kahvaltı edelim.
M: jisung sana daha önce söyledim. İş saatlerinde yemek yemiyorum.
J: hadi amaa
M: ısrar etme lütfen. Hem kendimi aç hissediyorum.
J: peki sen bilirsin minho.
Ardından bir yere oturup bir kaç birşey sipariş ettim. Aç olduğum için geldiği gibi yemeye başladım
Minho anlatımı
Jisung yemek yerken çok tatlı oluyordu. Nasıl kıydılar böyle tatlı bir insana. İnsan bakmaya bile kıyamaz.
J: minho hadi kalkalım
Ardından jisung kalkıp hesabı ödedi.
Jisung anlatımı
Şimdi nereye gitsek acaba. Aklıma kıyafet bakmak gelmişti. Önüme gelen ilk dükkana girdim ve tabi peşimde minhoyuda sürükledim.
2 saat sonra
Alışverişimiz bitmişti ve bir kafeye oturma kararı almıştık.
J: minho sen otur ben tuvalete gidip geliyorum .
M: tamam ama dikkat et kendine
J:tamam
Ardından hızlı hızlı tuvalete gidiyordum. Tuvalete gitmiştim fakat bir sıkıntı vardı biri beni takip ediyordu. Arkamı dönüp baktığımda biri burnumu bir bez ile kapattı. Sonra gözlerim yavaş yavaş kapandı.
20 dk sonra
Minho anlatımı
Jisung hala ortalıkta yoktu. Korkup tuvalete doğru gittiğimde jisung yoktu. Hemen korku içinde telefonu cebimden çıkarttım. Jisung'u aradım ama açmadı. Yine benim yüzümden olmuştu. Görevimi yerine getiremeyen beceriksizin tekiyim. umarım benim yüzümden jisung zarar görmez. Eğer Jisung'a birşey olursa kendimi asla affetmezdim bende cağresizce jisung babasının şirketine gittim.
Şirkete geldiğimde birkaç görevli Jisung'un babasına haber verdiler ve beni odalarına götürdüler.
Kapıyı çalıp içeri girdim.
J.B: oooo sen gelirmiyidin buralara Lee know bey
M: vaktimiz yok. Jisung'u bulamıyorum.
J.B: SENİN AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYORMU? NE DEMEK JİSUNG YOK BEN SANA NE GÖREVİ VERDİM!?
M: efendim jisung gelmemi istemedi. Bende rahatsız etmemek için gitmedim. İsteyerek olan bir şey değil.
J.B : KOVULDUN!
M: efendim bir şans daha verin söz veriyorum Jisung'u bulacağım.
J.B: NE ŞANSINDAN BAHSEDİYORSUN?!
M:efendim lütfen.
J.B: bu senin son şansın buldun buldun bulamadın ailende senin ölünü bulur bunu bil!
M: tamam efendim diyip hemen şirketten çıktım.
Jisung'a ne olmuştu. Kaçırılmış mıydı? Kim kaçırmış olabilirdi.
Bir anda aklıma gelen şey ile dona kalmıştım.M: h- hayır bunu yapmış olamaz.
Selamm bir tık abartı oldunfakat kusura bakmayınn
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayınn
♥️🌷♥️🌷♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my strong shield /Minsung
Teen FictionJisung'un babası: madem benim yanında olmamdan sıkıldın bende senin için koruma bulurum Jisung: baba bebek miyim ben amk