-¹¹

632 37 4
                                    


-

Taner'le konuşmam üzerine daha fazla dikkat çekmemek adına odasından çıktım. Gürkan, soran gözlerle bana bakarken aşağıya inmek adına merdivenlere doğru yöneldik. Aklıma gelen şey ile olduğum yerde durup kısık bir sesle ondan Kuzey'i buraya yollamasını istedim.

Gürkan bunu pek doğru bulmasa da bir kere bulaşmıştık belaya ve geri dönüşü olmadığı için bunu kabul etti. Madem Taner'in gönlünü almam gerekiyordu mecburen Kuzey'den de özür dilemeliydim.

Gürkan merdivenleri indiğinde aşağı katta olan kalabalığa göz gezdirdim. Yiğit yine yolundaydı, birkaç kız bulmuş ve evli bir adam rolünde olmasına rağmen fazlasıyla rahat takılıyordu.

Gürkan ise aşağı indiğinde gözlerini etrafta gezindirmiş ve ufak tefek genç bir çocuk görmesi ile Kuzey'in yerini ona sormuştu. Çocuk biraz garipti. Ufak tefek bir boyu, cılız bir bedeni vardı ve bunlardan dolayı Gürkan'ın yanında ufacık kalmıştı. İkilinin ne konuştuğunu duyamasam da konuşmaları biraz uzun sürmüştü. Konuşmanın sonunda ise çocuk gülüyor, Gürkan ise kaşları çatık bir şekilde ona bakıyordu. İkilinin konuşmasını merak etmiş olsam da merdivenlere yönelen bir kadın ile arkamdaki lavaboya girdim. Büyük ihtimalle burada ne aradığımı sorardı ve ben dikkat çekmek istemiyordum.

Aradan birkaç dakika daha geçmişti ki kapıyı ucundan aralayarak etrafa bakındım. Kuzey, gelmiş ve arkası dönük bir şekilde etrafta beni arıyordu. Kolundan çekerek onu da içeri aldığımda kapıyı hızlıca üzerimize kapattım. Sırtını banyo fayanslarına yaslamış olan çocuk gergin bir şekilde bana bakıyordu. Her ihtimale karşı kapıyı kilitleyerek ondan uzaklaştım.

"Çok fazla konuşmayacağım, hatta seninle konuşmamı bile Taner istediği için bunu yapıyorum." Başını iki yana sallayıp yaslandığı duvardan ayrıldı. "Bunu yapmana gerek yok, hiçbir şeyi değiştirmez zaten. Taner'e sorunlarımızı düzelttiğimizi söyleriz olur biter."

Söylediği mantıklı geldiği için hafifçe duraksadım. Yine de onunla konuşmak istiyordum. Belki de Taner'in bunu istemesi bir bahaneydi? "Aramızdaki her şey çok güzeldi." Hemen düzelttim. "Yani arkadaşlığımız. Ama sen bunu bozmayı tercih ettin."

"Bunu düzeltmeye çalıştım ama sen ne yaptın? Ben senin için uğraşırken gittin kuzenimi bıçakladın. Oraya sadece bizim aramızı düzeltmek için gelmişti." Hafifçe yutkunarak yeri izledim. "Peki diyelim ki her şeyi düzelttik. Yine de bütün bunlara devam etmeyecek misin? Baban beni vurmanı istese ona karşı gelebilecek misin?"

Benim aksime o tam olarak beni izliyordu. Gözlerini kaçırmıyordu bile. "Senin dışında diğer herhangi bir yakının için söz veremem Çınar. Sana istesem de zarar veremem ama diğerlerinin gözünün yaşına bakmam, üzgünüm." Kabullenmiş bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım. Dışarı çıkmak için yeltendiğimde kolumdan tuttu. "Bir şey söylemeyecek misin?"

"Ne söyleyebilirim Kuzey? Sen aileme tek tek zarar verirken yanında durup tebrik etmemi mi bekliyorsun?" Kolumu bırakmadan öylece bekledi bir süre. İkimiz de konuşacak hiçbir şeyin olmadığını biliyorduk ama bir şekilde bizi bir arada tutacak sebepler aramayı da bırakamıyorduk. Alışmış mıydık birbirimize? Hayır bu alışkanlık değildi bu başka bir şeydi. En başından beri bizi birbirimize yakınlaştıran başka bir şey vardı.

Mesela ben onu görene kadar erkeklerden etkilenebildiğimin ve onları arzulayabildiğimin farkında bile değildim. Onu gördüğüm gibi tüm dengem altüst olmuştu.

"Senden sadece güven istiyorum. Eğer senin yüzde yüz yanımda olacağını bilsem ailemi de onların işlerini de umursamam. Ama sen her an kaçıp gidecekmişsin gibi.  Sanki bir rüyadaymışız da uyandığımda yok olacakmışsın gibi." Hafifçe tebessüm ettiğimde kolumu tutan eli gevşemiş ve tuttuğu yeri baş parmağıyla hafifçe okşamıştı.

Odio Amar (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin