Nasılsınız ballar iyimisiniz. Hikayeyi 2 günde yada 3 günde bir atıyorum. Kusura bakmayın zaten eğlencesine yaziyorum. Oy alsın die yazsaydım devamını atmazdım emin olun. Ama okuyan 3,4 kişi için bile hikayeyi atarım. Çünkü keyfi yazıyorum bi hobi olarak. İyi okumalar...
Lan bune kız utandımmı beeeen. Anaa noliiii bana? Ben derin düşüncelere dalmışken hocanın sesiyle dünyaya geri döndüm. "Kızım baksana buraya. Alooo" lan ben uyumayı unutmuşum. Yakalandık ya.
"Efendim hocam" "şükür teşvik ettiniz hanımefendi" Hocanın dediğinden sonra tüm sınıfın kıkırdama sesleri yükseldi. Bende bundan bahsediyorum işte. Rezillik gerçekten. " Kesin sizde komik birşey mi var. Kızım yanın boş dimi?" Hayır yaa "E-evet hocam" malesef );
"süper. Demir oğulum geç o boş yere. Artık senin yerin orası" Ayy ben ölenziiii derken kafamı cam kenarındaki sese doğru çevirdim "Hoca ben oraya geçmem" Hoca diyo bide kabadayı sanki "Demir sana ilk dönem çok tolerans gösterdik ama artık yeter oğlum" "Hoca. Geçmicem diyorum bak sana"
Hoca onun askerlik arkadaşı sanki şu rahatlığa bak. Yüzüde bi görünse. Yan masadaki dev çocuk yüzünden hiçbişey göremiyorum. En azından sesi duyuluyo serserinin.
"Demir oğlum. Bak bu sefer ben değil baban istiyor bunu" "Babammı istiyor?" "Evet arayıp sorayım iste-" derken hocanın sözünü kesip "Tamam dedikya hoca uzatma" tamam dememişti bu arada. Ben duymadım. Tabi bende kafamı masaya gömmüş uyuyorum.
Alarm sesiyle irkildim. Alarmımı açıkmı bıraktım lan. Kafamı kaldırdım bide ne göreyim. Kumral saçlı bir adam. Eladan kahverengiye kaçan gözlerini kısmış bana bakıyordu. Dayanamayıp "S-sen kimsin be" diye sordum.
"Asıl sen kimsin amınakoyim" o cevaptan sonr bi yıkılmışım anlatamam. Bu o yüzünü göremediğim Serseriydi. İğrenmiş bir bakış atıp kafamı önüme çevirdim. Aradan biraz geçtikten sonra Demirin(serseri) sesiyle kafamı tekrar ona çevirdim.
"Sen çıksana ordan ben duvar kenarına geçiyim. Telefonla konuşicam" tabikide muhattap olmadım ve derin bir iç çektim. Sert bir sesle tekrar konuştu "Lan çıksana beni müdürle papaz etme şimdi" Kafamı ona çevirip "Napıyim konuşma telefonla sende" "yoo konuşmam lazım önemli"
"Ozaman. Hayır malesef geçemezsin" diyip kafamı önüme çevirdim. Hiç geçmeden kolumda elini hissetmemle ona jilet gibi bir tokat yapıştırdım. Bide beni dövmeyemi kalkışicak ahahah çok güldüm tamam. Yapıştırdığım tokat öyle sesli çıkmıştıki hoca dahil herkes bize bakıyordu.
Kafamı demire çevirdim elini yanağına koymuş bana bakıyordu. Garip bakıyordu. Hocanın sesiyle kafamı oraya çevirdim. "Kızım hemen müdürün odasına hemen" sıramdan ayağa kalktım. Tam gidecekken Demirin sesiyle gözüm oraya kaydı.
"Hoca. Arkadaş şakalaşıyordu istemeden oldu. Sorun yok yani" dediğiyle kaşlarım çatık şekilde sırama geri oturdum. Demir kulağıma yaklaşıp "Sen dikkatimi çekmeyemi çalıştın az önce. Ama söylim ben ilişkici biri değilim kusura bakm-" ve evet ikinci tokat.
Bu seferki öncekinden bayaa sertti. Ona iğrenircesine bakıp cevap verdim "İşim gücüm yok bide senin gibi pisliklemi uğraşıcam. Biran önce burdan gitmeni iple çekiyorum. Hee ayrıca senin dikkatini çekmeye çalışicağım bir tarafınmı var salak aptal şimdi çekil önümden" diyip dersten koşarak çıktım.
Nasıldı ballar yeni karakteri nasıl buldunuz baya zorba bi kişiliği var. Acaba gelecekte ne olucak merak ediliyormu bari.
hadi öptüm sizi😙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ÇİFT MUTLULUK |TEXTİNG|
Teen FictionHayatta sürekli talihsizlikler yaşayan ve bu sayede mutluluğun haram olduğunu düşünen kızımız il değiştirir ve yeni geldiği lisede dikkat çekmeden ve göze batmadan bitirmeyi umar fakat işler düşündüğü gibi gitmez ve birden okulun popiler çocuklarıyl...
