12.bölüm

10 4 7
                                    

Medya: foto nasıl ben yaptım bence bok gibi ama siz bilirsiniz.

Selaaaaaaam nabersiniz iyimisiniz. Bende bi tık kötüyüm valla karın ağrısından. Buna rağmen size hikaye çıkartmaya çalışicam. Bilin değerimi bilinn. Hadi iyi okumalar öptüm😘

Demir bunların hepsini duymuşmuydu? Yüzünde hissiz bir ifade vardı. Muhtemelen bahçedeyken arkamdan gelip Buğrayla konuştuğumu görüncede tribün koltuğunda oturup bizi izlemişti.

Koltuktan kalkıp hızla çıkışa ilerledi. Arkasından koştum ve "Demir!" diye seslendim. Ama arkasına bakmadı. O yürüyordu ama ben ona yetişmek için koşuyordum.

Ona zarzor yetişince elinden tutup durdurmak istedim. Elini tutunca durdu ve yavaşça arkasını döndü. Elim hâlâ elini tutuyordu. Önce bana bakıp Sonra tuttuğum eline bakıp sertçe elini elimden çekti.

Kaşları çatılmış ve kırılmış bir yüz ifadesi vardı.
Örnek:

"Demir! Ben o anlamda öyle demedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Demir! Ben o anlamda öyle demedim. Benim seninle geçirdiğim zama-" derken sözümü kesti. Kesmeyin artık şu amk sözünü ama yaaaa.

"Pelin bana bişey açıklamak zorunda değilsin. Ben sadece belki sende beni..." diyip sustu ve sıkıntılı bir nefes alıp verdi. "Demir! Ben-" diyince Arkasını dönüp koşarak gitti. "Ben sana değer veriyorum..." dedim cümlemin devamını getirip.

Buğra arkamdan gelip "Boşver o şuan. Sinirli. Yanlız kalması gerek" dedi. Ben ise artık akan göz yaşlarımı durduramıyordum. Buğra karşıma geçip "Niye ağlıyorsun? Sen ona ne dicektinki" diye sordu.

Ben demiri önemsiyordum çünkü ona karşı hislerim vardı. Evet Vardı. Bundan emindim. "Buğra ben..." dedim ağladığım için konuşamıyordum. "Evet sen?" diyip konuşmama yardım etti. "Ben Demire değer veriyorum" dedim ağlamaklı sesimle.

"Değer veriyorum derken? Nasıl yani anlat bana"dedi sakin bir sesle. "Ben Demiri seviyorum Buğra. Onu önemsiyorum." dedim. Ağlamam şiddetlenmişti.

Demiri şukadarcık tanıyorsam beni asla dinlemezdi. Onun karakteri öyle değildi. Aklına koyduğunu yapicak birisiydi.

Buğra bir süre sustuktan sonra "Peki... anladım"dedi kısık bir sesle. Cebinden mendil çıkarıp göz yaşlarımı sildi. Ardından beni köşedeki sandalyeye oturtup sakinleştirmeye çalıştı "Tamam Pelin. Ağlama artık" dedi aynı zamanda göz yaşlarımıda siliyordu.

Zar zor dudağımı aralayarak "O bidaha benimle konuşmicak" dedim. Sesim titriyordu. Buğra bana acır gibi bakıyordu. Bu yüzden yanımda duruyordu. O da beni önemsiyordu. Bunu fark ediyordum.

"Pelin. Tamam Ağlamayı kes lütfen. Onunla ben konuşurum" dedi. Beni kaldırıp lavaboya götürdü yüzümü yıkayıp birlikte benimle çıkışa kadar bekledi. Sağ olsun hep iyimser konuşuyordu beni üzmemek için.

İKİ ÇİFT MUTLULUK |TEXTİNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin