6 Bölüm

128 44 38
                                    

Dün gece kızlarla o kadar sohbet, muhabbet etmiştik ki saatin farkına varmamıştık. Saat 2 gibi uyumuştuk ve sabah da erken kalkmamız gerekiyordu çünki Tuğçe'mizin doğum günüydü. Yatağımda kollarımı esnetip yerimden zor da olsa kalkmayı başarmıştım.

Üstümde ki kedi desenli pijamalarımı çıkarmadan banyoya gittim duş aldım ve günlük rutinimi yapıp çıktım. Odama geçip bornozumu sandalyemin üstüne bırakıp yeni bir pijama takımı giydim çünki evde rahat olmayı seviyordum.

Şimdi ise kızları uyandırmadan önce kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkarıp, çayı demlenmeye koydum.

Kahvaltıyı hazırlayıp kızların yanına, misafir odasına geldim. Geldiğimde Lara uyanmış ama hâlâ yatağında uzanarak telefonuyla ilgileniyordu.

"Günaydınn." dedim duş aldığıma rağmen hâlâ daha uykulu çıkan sesimle.

"Günaydın." dedi. " Uyuyamadım ya heyecandan. Bu gün uzun süre sonra Tuğçeyi, diğerlerini göreceğim diye o tarafa bu tarafa döne-döne sabahı zor ettim."  Bu heyecanına karşı tebessüm ettim. Heyecanı sesine bile yansımıştı.

" Uyandırmaya gelmiştim sizi." Diyerek uyuyan Simaya baktım.  "Artık uykucuyu uyandırmak sana düşüyor kahvaltıyı hazırladım ama ekmek almam gerek ben gelene kadar uyanın uykucular."

Odama keçip pijamalarımı çıkarttıktan sonra sadece cüzdanımı alıp ve ayakkabımı giyip evden çıktım. Asansöre binerek bekledim 30 saniye falan sonra 2 kişi daha bindi asansöre. Yüzlerine baktığımda buraya yeni taşınan çiftimiz olduğunu gördüm ve 'Günaydın' dedim yüzümdeki tebessümle. Onlarda bana aynı şekilde karşılık verdiğinde önlerine döndüler. Bir-birlerini yapışmaların daha fazla izlemek istemediğim için asansör durduğu gibi kendimi dışarı attım.

Marketten içeri girdiğimde ilk önce elime küçük sepetlerden bir tanesini aldım çünki çok bir şey almayacaktım. Ilk önce biraz abur cubur da alacaktım çünki evde hiç kalmamış.

Sonra çikolatalı süt olan reyona döndüğümde biriyle çarpıştım. Bir bu eksikti. Allah'tan kim ise belimden tutmuştuda yere düşmemiştim. Bir dakika ne? Belimden mi tutmuştu?

Yüzümü kaldırıp kim olduğuna baktığımda Karan olduğunu gördüm. Gözlerim şaşkınlıktan açılmıştı. Gözlerimin içine bakıyordu bende onun gözlerine.
Hemen elini belimden çektiğinde bende kendime gelip bir adım geriledim. Elini ensesine atıp kaşımış gibi yaptığında şöyle söyledi.

"Pardon. Özür dilerim. Önüme bakmıyordum göremedim."

"Yok sorun değil. Beni düşmekten kurtardın teşekkür ederim."  dedim hafifçe tebessüm ederken.

"Görüşürüz o zaman?." dedi Karan

"Görüşürüz." dedim istemeyerek.

Marketten alacaklarımı alıp kapıdan çıkarken aynı anda Karanın da çıktığını gördüm. Elini öne uzatarak

"Kadınlar önden buyurun." dedi öyle samimi bir sesle söylemişti ki sanki içimde bir şey oldu. Noluyoruz Allah aşkına noluyor bana? Çarpıştığımızda da kalbim maratona koşuyormuşcasına atıyordu.

Sadece gülerek başımı salladım ve marketten çıktım.

Anahtarla kapıyı açıp içeri geçtim.  İçeriden bir gülme ,bir bağırma sesleri geliyordu. Aldıklarımı ve cüzdanımı vestiyere koyup koşarak sesin geldiği odaya, misafir odasına geldim. Simay Laranın saçlarına yapışmış, Lara ise elinde telefon bir o tarafa bir bu tarafa saçlarına yapışmış Simay yüzünden sallana-sallana kahkaha atıyordu. Noluyor acaba burada?

Yanlış Kişi /Yarıtexting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin