𝟑

25 5 22
                                    

Regulus'dan

Florence karşımda duruyor ve açıklama bekliyordu. Beni çıkartması için Hogwarts'ı bir koz olarak kullanmıştım. Bir yandan da kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu, tanıştığı ve güvenmeyi seçtiği ilk kişinin onu kullanması. Senelerdir burada olsaydım şimdiye kadar kaçmıştım, ama o sabır göstermişti, buradaki küçük dünyasına sığınmıştı. Bulunduğum yer, bu ufak oda onun tüm dünyasıydı. Dünyası ve yaşamak istedikleri.

Peki neden? Neden buradaydı? Ailemdeki çoğu kişi birer ölüm yiyendi ve küçük yaşımdan beri bu kara büyüyle iç içeydim. Bay ve Bayan Miller, iki safkan büyücü. Onlarla bir sürü baloya katıldım, toplantılarda görüştük, ve bunların hiçbirinde Florence yoktu. Oradaki samimiyetsiz bir safkan balosunu bile bu mağarada olmaya tercih ederdim.

Hortkuluğu korumak için burada olduğunu söylemişti.... fakat hortkuluk.... o zaten çok güçlü bir büyü ile korunuyor.
Başımı kaldırıp ona tekrar baktım, gözleri... az kalsın boğulacağım bu mağarada gerçekten içinde boğulmak istediğim renkteydi. Ne saçmalıyorsun Regulus! Kendi kendine saçma şeyler düşünmeyi bırak. O kız hortkulukları koruyor, sen ise yok ediyorsun. Sabit mantıkta hareket et.

"Karanlık Lord çok kötü şeyler yapıyor, safkan büyücüleri de öldürüyor. Sırf para statüleri olmadığı için veya kanı umursamadıkları için.
Böyle giderse, tüm büyücülük dünyasını öldürecek. Ama biz onu öldüremiyoruz, hortkuluklar yüzünden."

Florence'ın yüzü düşmüştü, "Sende.... onları yok edeceksin." dedi
"Evet, şu ana kadar 3 tanesini bulabildim."
"Hangileri?"
"Lord'un günlüğü, Hogwarts'da saklı. Biri ise kuzenim Bellatrix Lestrange'in kasasında. Diğeri ise burada."
"Bellatrix Lestrange senin kuzenin mi?"
"Evet, onu nereden tanıyorsun?"
"Annem bahsetmişti. Güçlü bir ölüm yiyen."
"Öyledir, biraz deli cesaretli."
İkimizde ister istemez güldük.

Sandalyeyi çektim ve oturup kollarımı bağladım. "Eee? Florence Miller, sen neden burada yaşıyorsun?"
Asıl soruyu sormuştum Florence başını öne eğdi ve birkaç dakika düşündü.
"Bunu... sana anlatmamı beklememelisin. İlk tanıştığım kişiye güvenmeyeceğim."
"Ama beni kurtardın, neden?"
"Aptalca, ilk kez dışarıdan birini tanıma fırsatım varken ölmene izin veremezdim."
"Aptalca değil."

İkimizde bir süre sessiz kaldık ve anlatmayacağını farkettiğimde yerimden kalktım. "Hadi, gidelim."
"Ama.... bizi bulurlar. Gittiğimi farkedeceklerdir."
"Hogwarts'da sana zarar gelmez, orada Dumbledore var."
Florence gülümsedi ve bir çantaya birkaç eşya toplayıp yanıma geldi.
"Ders kitaplarını almayacakmısın?"
Kız bir anda unuttuğunu farketti ve yüzü kızardı, koşarak tekrardan gerekenleri aldı.
Geldiğinde ona güldüm ve bana göz devirdi.

Beraber kayığa bindik ve mağaradan ayrıldık. En yakındaki uçuş şebekesini kullanarak Hogsmeade'e geldik ve beraber 3 Süpürge'ye girdik. Birer kaymakbirası aldık ve konuşmaya başladık.

"Demek Slytherin'de olmak istiyorsun.."
"Olacağımı biliyorum." dedi Florence, kendinden emin olması hoşuma gitmişti.
"O zaman orada olacaksın." dedim ve kaymakbiralarımızı tokuşturduk.
"Bu inanılmaz!" dedi kız
"Daha önce hiç içmedin mi?"
"Hayır, Hogsmeade.. buraya ilk defa geliyorum."

"Eh, hayat her gün hiç dış dünyayı görmemişken bir anda yaşadığın yere gelen bir yabancı ile görmeyi en çok istediğin o kasabaya ve şatoya gelmek kadar eğlenceli olmuyor."

Kız sırıttı ve başıyla onayladı, biralarımızı içtikten sonra kalktık ve Hogwarts'a doğru yürümeye başladık.

Florence'dan

Hogwarts'a girmiştik, sevinç çığlığı atmamak için zor duruyordum, 2 gün öncesinde şuan Hogwarts'da olacağımı ve öncesinde Hogsmeade'de kaymak birası içeceğimi söyleseler kriz geçirirdim. Ama şimdi buradaydım, bahçeden şatonun içine giriyordum, tam da düşündüğüm gibi bir yerdi. Regulus beni Dumbledore'un ofisine götürdü, kalbimin yerinden çıkacağını hissediyordum.

Heart Of The OceanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin