Heart Of The Ocean

𝟓

Regulus'dan

Akşam üzeriydi, derse gitmek için Barty ve Evan'ı arıyordum. Astronomi'yi asla kaçırmazdık, büyük  salona doğru bir koridorda onları Florence ile birlikte gördüm, hepsi yanıma geldiler.
"Aaa Regulus. Bizde seni arıyorduk, şey, bugün derse Florence ile gideceğiz. Sihirli yaratıkların bakımı için. Yeni bir şeyler deneriz, sende gel." dedi Barty.
"Hayır, o dersi sevmem. Siz gidin, sonra görüşürüz." dedim ve arkamı dönüp astronomi kulesine yürüdüm.

O kıza Slytherin'e seçildiği günden beri şüpheli yaklaşıyordum, arkadaşlarımla olan her şeyimi değiştirmişti, Hogsmeade'e gittiğimizde ilk girdiğimiz yer Üç Süpürge olurdu ve saatlerce orada otururduk izin bitene kadar, ve kalan 10ar dakikada Zonko'da bir bomba patlatır, zaman yaratarak Balyumruk ve oradan bir sürü şey alırdık.
Barty ve Evan ile astronomiyi asla kaçırmazdık, hava karardığı andan itibaren gökyüzünü teleskoplarla gözlemlemek için dersin olduğu günleri iple çekerdik. Şimdi ise nasıl Florence ile aptal bir ders için gitmişlerdi?

O kızda bir tuhaflık olduğunu seziyordum, başta sadece kendi kendime aptallık ettığimi söylüyordum fakat çok açık değil mi? Çataldili bile konuşabiliyor, sırlar odası hakkındaki teoriyi o uydurdu. Bunların ufak tesadüfler olduğunu hiç düşünmüyorum. Keşke o gün o mağarada onu öldürebilseydim, ya da hiç getirmeseydim.

Kuleye çıktım ve her zamanki yerimi aldım, bazen buradan aşağı atlasam kaç metre düşeceğim ile ilgili düşüncelere kapılıyordum. En çokta 2 yıl önce Sirius evi terk ettiğinde, aptal kan haini.

                                           𖦹

Dersten sonra kulede kalan son kişi hep ben olurdum, ve yine öyleydi. Teleskop ile gökyüzünü incelemeye devam ediyor, yıldızlara bakıyordum. Tüm takımyıldızlarını ve fazlasını çok iyi bilirdim. İnceleme yaparken yanıma tanıdık bir ses geldi ve kafamı baktığım teleskoptan kaldırdım. Florence. Yine.

"Selam Regulus."
"Merhaba Florence."
"Geç olmadı mı? Derste bitmiş."
"Kule için geç değil. Peki ya sen? Sihirli yaratıkların bakımı için geç olmalı."
"Evet, ama sanırım bende kulenin bu yönünü seviyorum, astronomiyi hep sevmişimdir. Tüm takımyıldızlarını ve galaksileri gösterebilirim."
"Dene bakalım."
"Tamam... şu Büyükayı, bu da Küçükayı, şuradaki Andromeda... Venus, Mars. Bu Lyra ve.. bu da kutup yıldızı yani Polaris."

"Başarılısın."
"Sanırım, işte bak.. Regulus'da orada." dedi ve parmağıyla yıldızı gösterdi.
"Büyük şanssızlık."
Florence güldü, "Sana Reg diyeceğim, kısaltma olarak. Regulus'u söylemek çok zor."
"Hayır."
"Neden?"
"Hayır."
"Hala cevabımı almadım?"
"Takma adlar veya kısaltmalar aptalcadır ondan. Ayrıca hiçte ciddi değiller."
"Ciddi olmamaları hoşuma gitti. Reg. Beğendim."
"Bende sana berbat peri anne ismi vereyim? Flora?"
"Bu hoşuma gitti." Göz devirdim ve önüme dönüp tüm eşyalarımı aldım. "Tamam yaşlı cadı Flora, hadi gidelim."
"Hey! Yaşlı değilim!"
 
                                           𖦹

Riddle'ın günlüğü hakkındaki araştırmamız hala devam ediyordu, sırlar odasında olabilirdi. Fakat odayı daha önce kimse bulamamıştı. Eğer günlüğü bulabilirsem, Hufflepuff'ın kupasını Bellatrix'in kasasından almak oldukça kolay olacaktı. Bildiklerimin hepsini tek tek yok edecektim.

Ortak salonda oturuyor ve birkaç kitap okuyup araştırma yapıyordum, "Herhangi bir şey bulabildin mi?" dedi Florence yanıma oturup.
"Hayır. Her kitapta sadece çok gizli olduğu ve kimsenin bulamadığı falan yazıyor."
"Anladım." dedi ve gitti.

Florence'dan

Ertesi gün Dorcas ile derse gidiyorduk, "Ah saçım berbat! Şuradaki lavaboya girelim, geç kalmadık." dedim
"Olmaz, 2. kattayız."
"Yani?"
"2. kat kızlar lavabosunda Mızmız Myrtle var."
"Onu duymuştum, fakat Myrtle'ın hayaleti neden orada?"
"O orada öldü ve gerçekten mızmız biridir. Kimse oraya girmez."
"Anladım."