episode : 6
one of the girls,
"Ayarlamalar bitmek üzere, birazdan ekip dışarı çıkacak. Yalnız kalacaksınız, sakin ol ve doğal davran. Yalnızmışsınız gibi." Sadece kafasını sallayarak onaylamıştı sarışını. Görünüşü için son dokunuşlar yapılıyor, koyu göz makyajının üzerinden geçiliyor saçları düzeltiliyordu.
Yeni boyanmış saçlarına son kez baktı, kafasını sallayarak Felix ile birlikte odadan çıktı. Hyunjin çekimin yapılacağı alandaydı, asistanlar ona bir şeyler anlatıyor o ise kafasını sallıyordu.
Üzerinde Jeongin'ninkine benzer bir takım vardı. Beyaz gömlek, kalın siyah bir kuşak bol bir ceket, bağlanmamış iki yana bırakılmış bir kravat, uzun siyah saçlar.
Jeongin'in saçları yeni sarıya boyanmıştı, özellikle bu çekim için. Üzerinde siyah bir pantolon, beyaz gömlek, pantolon askıları ve bağlanmamış bir papyon vardı.
Belli etmek istemese de etrafa gergin bakışlar attığı az çok belli oluyordu, ve bu Hyunjin'in onunla alay etmesi için yeterliydi. Yanına ulaştığında Felix'i umursamadan sadece ona baktı, "Gergin görünüyorsun." dediğinde gözlerini devirmişti sarışın. "Amatörlere göre bir iş değil, ha?" diyerek göz kırpmış ve yanından uzaklaşmıştı. Jeongin güldü.
Birazdan herkes çıkacak ve yalnız kalacaklardı. Jeongin ise Hyunjin'i nasıl çıldırtıcağını bilen bir amatördü.
"Pekâlâ, çıkıyoruz!" Hyunjin umursamadan ona önceden söylendiği gibi sandalyeye oturmuş, dudaklarına yeni yakılmış puroyu götürmüştü. Oldukça yayılmış bir şekilde otururken bir eli dizinin üzerindeydi. Rahat gibiydi. Gülümseyerek dudaklarını yaladı Jeongin.
Herkes dışarı çıkmak üzereyken kameramanlardan biri Jeongin'e, Hyunjin'in karşısında durmasını söylemişti. Jeongin yerine geçtiğinde sonunda herkes çıkmıştı.
Onunla göz temasını korurken ikisi de asla bir şey söylemiyordu, Hyunjin gülümseyerek elini onun beline yerleştirdi. Hafifçe okşamaya başladığında Jeongin'de gülmüştü.
"Umarım amatörlüğümle mahvetmem," dediğinde Hyunjin memnunca gülüyordu. Kravatın iki ucundan tutarak onu kendine çekerken "Seni." diye eklemişti. Arka planda pek sakin olmayan bir şarkı çalarken pozlar için uyuşukça hareket ediyorlardı.
Jeongin onu kravatından yakalamışken Hyunjin kafasını geriye atarak dumanı üflemişti. Onu tekrar yakınına çekti, "Ciddiye alabileceğim biri misin sence?" Hyunjin ona yaklaşırken, kışkırtmayı atlamıyordu.
Yüzleri oldukça yakın dururken sadece birbirlerinin gözlerine odaklanmışlardı, o an Jeongin'in aklından bir sürü şey geçti. Sonra siktir etti, onunla yalnızken nasıl davranıyorsa öyle yapacaktı. Belini büktü, dudaklarını aralayarak dudaklarına değdirdi. Onunla öpüşmeyecekti. Ancak yakınında olması Hyunjin'e öyle hissetirmişti.
Usulca kucağına oturdu, kafasını yana eğerek baktı bir süre, tekrar belini büktü gülümserken. Kıpırdandığında esmer istemsizce dudaklarını yalamıştı.
Kulağına eğildi, "Oluyor mu?" dediğinde gülmüştü Hyunjin.
Parmaklarını ensesine getirerek okşamaya başladı, kucağında kıpırdandı, galiba biraz sürtünmüştü ve kesinlikle amatörlüğünden değildi.
Onlara önceden gösterilen birkaç kesin poz vardı, çekimler o pozların etrafında dönecekti. Şu anlık o pozlara hiç başlanmamıştı, Jeongin kucağından kalkarak ona söylenen pozlardan biri için uzaklaştı. Hyunjin yeniden yayılarak sadece onu beklediğinde Jeongin söylenen şeyi hatırladı, yakasını tuttu, dizlerinden birini kırarak Hyunjin'in bacak arasına yerleştirdi ancak ona söylenenin aksine baskı uygulamaya başladı. Bu sırada esmer uygulanan baskı ile kafasını yeniden geriye atmıştı. Derin bir nefes alarak üzerine eğilmesini bekledi.
