ᯓ★24

57 6 7
                                    

Dünden sonra eve geri gelmiştim, acıyla. Sabah olmuştu yine de yatağımdan kalkamıyordum. Yani bilmiyorum yatakta kalasım vardı, kesinlikle kıçımın acısından değildi.. Aşağıdan bana seslenen annem geldi odama.

"Oğlum neden gelmiyorsun?"

"Anne, bilmiyorum." Diyemedim kıçımın acısından gelemiyorum. Güldü. Yanıma gelip yatağıma oturdu. Okşadı saçlarımı, uzun zaman sonra iyi geldi.

"Oğlušum sana birşey söylemem gerekiyor ama, öğretmenin pardon sevgilin...

Elleriyle tırnak išareti yaparak söylemişti sevgilin kısmını.

...ile ayrılman gerekiyor. Üzgünüm babanın işleri hep orada buraya belki gelmeyiz, ama yani bilmiyorum. Oğlum, özür dilerim."

Ağlıyorduk, ikimiz de. Ben Heeseung'tan ayrılmak zorunda kalacağım için annem de, benim üzüldüğümü gördüğü için. Nasıl üzülmeyim ki. O benim canımdan çok sevdiğim, beni aynı şekilde seven sevgilim. Kalbim acıyordu. Elini kalbime götürüp, ordan çekip koparmış gibi hissediyordum. Neden?

Onu bırakıp gitmek istemiyordum. O, o benim için bütün hayatımı ifade ediyordu. Yatağımda doğrulmaya çalıştım, ağlarken. Annem her ne kadar yardım etmeye çalışsada, bir suçu olmamasına rağmen üzüntü ile ona bağırmıştım. Özür dileyerek gitmişti odamdan. Özür dileyerek. Bir suçu olmamasına rağmen. Benim yüzümden.

Kalktım yataktan. Topallaya topallaya indim aşağı, yanıma hiçbirşey almamıştım. Annem bana endişeyle bakarken, nereye gideceğimi sordu cevap vermedim. Yüzüne bile bakmadım. Babam da aynı şekilde. Üzülmüştüm, kırılmıştım.

Heeseung'un evine gittim, zar zor. Kapıyı çaldım ağlarken. Tutamıyordum kendimi, merdivenlere oturdum. Açtı kapıyı, hemen çöktü yanıma. Sarıldım, sıkı sıkı. Özürler diledim yüzlerce kez. Ne olduğunu sormadı, anlatıcağımı biliyordu. Biraz sakinleştikten sonra içeriye girdik. Gitmesine izin vermiyordum, başımı omzuna koydum.

"Heeseung."

"Noldu güzelim? Neden ağlıyordun?"

"Heeseung, biz gidiyoruz." Sesimi kontrol edemedim. Titredi gözyaşlarımın aktığını bile fark etmemiştim.

"Ne? Neden? Şaka mı yapıyorsun? Bu bir şaka değil mi? Hahaha çok komikmiş ahdi söyle neye üzüldün?"

"Heeseung gerçekten gidiyoruz. Ben seni bırakmak istemiyorum, ben sensiz naparım. Ayrılmamız gerekiyor. Üzgünüm. Bu- bu benim için... çok zor. Gerçekten- ç-çok özür dilerim."

Hıçkırıklarımın arasından zar zor konuştum. Yüzüme baktı, ciddi olduğumu anladı. Yanağıma bir damla düştü. Ağlıyordu. Ağlamasın istiyordum. Doğruldum koltukta. Ellerimi yanağına koydum, yaklaştım dudaklarına. Gözyaşlarımız arasında tatlı ama bir o kadar da kırılgan öpüşümüzde kaybolmuştuk ikimizde.





.
324 word

Evet sonraki bolum final. Oy verip yorum yapin lan o kadar okuyonuz. Taslakta fic yaziyorum suan onlardan bir tanesini bitirdim yayinlamaya basladim onu da okusaniza.

Umarim begenmissinizdir.
Oy verin ve yorum yapin lutfen.
Yaizm yanlisi varsa kb.
Gorusuruz

Teacher's Pet ☆HeehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin