²

118 12 50
                                    


bölüm 2, sen evlisin.

××××××××××××××××××××××××××××××××××××

“Lando kapat şunu artık amına koyim.”

Daniel bir şeyler söylüyordu, bense şarkıda kaybolmuştum çoktan.

Hani derler ya bazı şarkılar olur seni eskilere götürür, anılarla yüzleştirir falan. Aynen ondan yaşıyordum ben.

Aşkı bulduk zamansız, ne yapsak da faydasız.

Carlos sen evlisin...

Bugün kafama yediğim 4. şaplak.

“Oğlum böyle böyle nereye kadar lan? Carlos'tan önce kızları götürüyordun, ne değişti bir anda?”

Oscar'a baktım, uyuyordu. Evi cenaze evi ve meyhane karışımı bir şeye çevirdiğim için olabilirdi gerçi ama... Her neyse. İyi uykular Oscar.

Max'e döndüm. Mavi gözleri boşlukta takılı kalmıştı. Kaderimiz benzerdi aslında. Tek fark onlar sevgili olmamışlardı. Ama yine de acı geliyordu Max'e de. Fazla bağlanmıştı Charles'a ve böyle olması onu psikolojik olarak yıkmıştı biraz. Aşka mesafe koymuştu.

“Aga hevesim kalmadı ki. Olmuyor yani. Ondan başkasını düşünemiyorum. Nefret ediyorum ondan, buna rağmen çıkmıyor aklımdan. Nereye baksam onu görüyorum. Ketçap sıkarken o, eşek görünce o, Kürt görünce o, maç izlerken İspanya veya İspanyol görünce o. Gitmiyor ki beynimden. Şu ayrıldığımız geceden beri onu her hatırladığımda 1 kuruş alsam 1 kuruşum olurdu. Bir kez girdi mi unutamıyorum çünkü. Kızlar falan da kesmiyor artık yani. Ben Carlos Sainz'la sevgili olmuştum amına koyayım. Kızları ne yapacağım?”

Daniel göz devirdi ve şarkıyı kapattı. Görüşürüz Gülden abla. “Oğlum sanki Yunan Tanrısıyla falan çıktın. Ne bu drama, bitmiş gitmiş işte. Sence o seni bu kadar düşünüyor mu? Bu kadar yiyip bitirmene gerek yok lan kendini.”

“Charles beni neden bıraktı ki.”

Hassiktir.
Bi' bu eksikti ya zaten.

“Kaybeden kişi o Max, takma o elemanı. Hak etmiyordu senin ilgini ve sevgini.”

Max ise bardağı kafasına dikti. “Çok güzel lan.” Daniel bana döndü, kaşlarını çattı. “Sarhoş oldu bu galiba.” Oscar koltukta kıpırdandı ve Max konuştu tekrardan. “Ben Charles'ın gözlerini her hatırladığımda sarhoş oluyorum zaten. O güzel yeşil gözlerini... Bebeğim benim.”

Daniel ofladı, “Biriniz de normal olsa şaşıracağım zaten. Birisi takıntılı, birisi onu hak etmeyen birisi için kendini yakıyor, biri de koltukta uyuyor. Alex nerde lan? En normaliniz o.”

Oscar kafasını yastıktan kaldırdı ve yüzünü ekşitti Daniel'a. “Uyuyorum lan. Neresi yanlış bunun??” Daniel ise Oscar'a göz devirdi. “Sen ne yaparsan yap gözüme batıyorsun Oscar. Mümkünse nefes de alma sen.” Şaka yapıyordu tabi, iyi anlaşıyorlardı az çok. Bunu Daniel'ın iyi anlaşılabilir birisi olduğuna bağlamak olasıydı.

“Charles'ı çok seviyorum ben.”

Oscar kafasına yastık attı Max'in, daha sonra bir kaç küfür sıraladı ve mırıldandı. “Sizi sevmeyen insanlara bu bağlanışınız nedir söylesenize bir?” Bense yüzümü buruşturdum. Haklıydı. Fazlasıyla haklıydı. “Yüzümüze vurmasan mı?” Oscar ise bana döndü. Kaşları çatılmıştı. Koalaya benziyordu. “Lando kendi kendini mahvediyorsun, Max de öyle. Biraz kendinize gelin lütfen.” sesi daha yumuşaktı, ama yine de bitkindi. Daniel konuştu ardından. “Alex nerde, Osc?” Oscar telefonunu açıp saate baktı. “Yolda. 3 dakika 42... 41... 40... Her neyse. 3 dakika 38 saniyeye kadar burda olur.”

“Ben Charles istiyorum.”

Daniel bardağındaki suyu Max'in yüzüne çarptı ve çıkıştı, “Ben de anneni istiyorum, Max. Annen güzel mi bari?” Max ise ofladı ve kurabiye tabağına uzandı. “Sizce Charles da beni özlüyor mudur?” Gerginleşen Daniel ve Oscar'a konuşma imkanı vermeden atladım ben ortaya.

“Charles çoktan gitti, Max. Önüne bakman lazım. Üstelik sen elinden geleni yapmıştın. Buna rağmen olmadıysa uğraşmanın anlamı yok ki.”

Sesimi elimden geldiğince sabit ve yumuşak tutmaya çalışmıştım.

Çünkü onu en iyi ben anlardım.

××××××××××××××××××××××××××××××××××

“Ben Max'i özledim Pierre.”

Charles'a iyi bok yedin der gibi baktım. Bu oğlan akıllanmayacak mıydı? “Onu bırakan sendin zaten Cha.” Charles ise kapüşonunu kafasına çekti ve kumlara uzandı. “Olsun. Özledim işte. Ben Max istiyorum.”

Esteban bana yandan bir bakış gönderdi. Charles başından beri ilgi duyduğu, fakat bu ilgiyi dışına vuramadığı platoniği Carlos'tan mesaj aldığında aşırı heyecanlanmıştı. Sevgili olmak değildi başında amacı, arkadaş olmak bile yeterdi Charles'a. Ama Carlos'un da ilgisi ortaya çıkınca bazı.. hoş olmayan şeyler gelişmişti.

“Charles, çoktan bitti. Max senin yüzüne bile bakmıyor.” Esteban mırıldandı ve Charles'ın yanına çöktü. “Üstelik hâlâ Carlos ile sevgilisin, bence bu tarz düşüncelere girme.” Charles gözlerini gökyüzüne, ışıl ışıl parıldayan yıldızlara dikti. “Keşke Carlos'un teklifini kabul etmeseydim.” Ben de yanlarına oturdum ve mırıldandım, “Çok ani bir teklifti ve sana düşünme fırsatı vermedi, farkındayım, ama yine de Charles. Bu olayda senin de hatan büyük. Max'in sana bağlandığı çok açıktı.” Charles ise Estie'nin elindeki çubuk kraker paketine uzandı. “Onu da boşver. Olan Lando'ya oldu, Pierre. Oğlan hayalet gibi.” Esteban ise kıkırdadı, “Eski Lando olsaydı her gün yeni bir kızla gezerdi, yaz bunu kenara.” Charles ofladı ve hayal kırıklığı ile inledi. “Max'i nasıl kaçırabilirim ben?!”

Charles'ın bağırışı üzerine sağa sola arkaya öne her neresi varsa her yere göz gezdirdim. “Oğlum bağırmasana kampüsün dedikoducu kızları arkada.”
Charles yüzünü ekşitti ve pasif agresif bir tonda konuştu, “Hangi enayi bizi bu sahile getirdi ki amına koyim?” Ben Esteban'a döndüm, oysa sırıttı. “Mis gibi deniz falan var işte Charles. Neyini beğenmedin de?”

Charles ona göz devirdi ve telefonunu açtı, Spotify'a girdi ve arama motoruna o iki kelimeyi yazdı.

Sen Evlisin.

“Yakında Lando'yla sevgili olduklarını öğreniriz gibi bir vibe aldım.” Charles sessiz bir şekilde konuştu, bense alnına vurdum hafifçe. “Ne saçma ikili oğlum o. Götümden ikili atsam daha uyumlu olur.” Charles ise umursamadı ve telefonun sesini açtı.
“Başlıyoruz Pierre. Tüm gece boyunca 80'lerden kalan aşk şarkılarını dinleyeceğiz.” Esteban sırıttı ve Charles gözlerini kapattı.

××××××××××××××××××××××××××××××

odium / formula oneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin