67 11 13
                                    

bölüm 9, uzun lafın kısası

Lando kafasını sıraya koymuş, uyuyordu. Ya da gözlerini dinlendiriyordu işte, her ne derseniz. Ders boştu, sınıfın gürültüsü yüksek olsa da bir şekilde kestiriyordu kıvırcık. Yanındaki mekanik kalem sesini, sayfaların buruşturulmasının yankılarını duyuyordu. Sıra arkadaşı Oscar, hayvan gibi test çözüyordu. Ama gerçekten hayvan gibi.

“Oscar sessiz olsana be..” Lando'nun sesi kısık ve mırıltılıydı. Tabi, bu sözler üzerine kağıt ve kalem sesi yükseldi, hatta uç kırma sesleri de gelmeye başladı. “Mal mısın?” kafasını kaldırdı ve oğlana baktı.

Tabi... Öyle bir Oscar beklemiyordu.

Gözleri ona kitlenmiş, pembe dudakları aralanmıştı. Koyu irisleri Lando'nun içine içine akıyordu sanki. Birkaç dakika süren garip bakışma sonrası Oscar, çenesini Lando'nun omzuna yerleştirdi, burnu esmerin şakaklarını gıdıklıyordu hafifçe. “Napıyon?” Lando'nun sesi uyku ile hırıltılıydı. Oscar ise gözlerinin içine bakmaya devam etti. Sol elini yavaşça kaldırdı ve Lando'nun gözünün önüne gelen bukleyi geriye itti. Yanakları kızardı ve ısındı bu hamleye karşı.

Duvarlar üzerime geliyor...

Siktir, bana öyle bakma Oscar.

Kafayı yicem.

Yüksek sesle yutkundu daha kısa olan, gözlerini kaçırdı ve ön sıralardan birinde oturup onu izleyen İspanyola gitti şans eseri bakışları. “Lando hayır be.” Oscar'ın sesi kısıktı ve düşük seviyedeydi, amacı Lando'ya duyurmak değildi kendini.

Oscar çenesini yerleştirdiği yerden, omzundan kaldırdı. Yüzünü sıraya yerleştirdiği kolları arasına gömdü.

Hiçbir zaman Lando onu görmeyecek.

Her zaman Carlos. Sikik İspanyol.

Lando saçma sapan göz temasını devam ettirdi isteksizce Carlos'la. İspanyol'un gözleri kıskançlık ile doluydu. Ellerini sıraya koydu ve onlardan güç alarak kendini havaya kaldırdı, Lando'nun sırasına doğru yürümeye başladı. İşte şimdi kaçış yoktu bile.

Zar zor da olsa kaşlarını çattı Lando, Carlos ile konuşmak istemiyordu. Carlos sırasının yanına geldiğinde başka bir yere döndü gözleri. “Gitsene.” mırıldandı, sesi küçüktü, özgüvensizdi. “Konuşalım bence. Kalk.” Lando tekrardan kafasını kaldırdı ve uzun oğlana baktı. “Hayır. Git lafından bir şey anlamıyor musun?”

Carlos alayla dudak büktü. “Pfft. Vefasız.” Kolundan sertçe kavradı Lando'yu, ayakta durması için çekti ve sınıftan çıkardı.
Evet.
Zorla.

“Bıraksana kolumu amına koyayım!” Lando çıkıştı, Carlos ise onu bahçeye doğru sürüklemeye devam etti. Lando onu çekiştirdiği diğer yöne doğru zorluyordu kendisini, çabası, Carlos'un onu dışarıya kelimenin tam anlamıyla fırlatması ile sonuçlandı.

“Çüş öküz herif. Yavaş olsana piç!” Lando yüzünü ekşitti, götü ağrıyordu. Carlos bu seferde yukarı doğru çekti onu. “Ağzını topla.” sesi sertti. “Ne istiyorsun lan benden?”

Carlos onu sürüklemeye devam etti peşinden, “Hiç sormuyorsun Lando. Kaldım mı yoksa öldüm mü?”

“Bitti Carlos, bitti. Biz bittik-” Ağzının üzerine yerleşen büyük el ile sustu Lando. “Ben bitti demeden bitmez Lando.” Lando ise kaşlarını çattı daha çok, Carlos elini kaldırdığında anında konuşma hakkını değerlendirdi.

Her gece her yanım titrerken neredeydin şerefsiz herif? Ya da seni Charles ile yakaladığım gece? Bana yaşattıkların sonrasında seni nah affederim lan ben!” Lando kolunu çekti, daha doğrusu çekmeye çalıştı.

işe yaramadı.

“Lando bi' de beni dinlesene.” Lando bu sefer kolunu çekmeyi başarmıştı. “Seni köpeğin bile dinlemez, aptal pezevenk-” Carlos'un bedeninin arkasında kalan kısımda Max ve Charles'ı görünce lafı yarıda kaldı. Carlos onun kesilen sözü sonrası baktığı yöne doğru döndü.

Ama tepkisi, hiçbir şekilde duygu belirtisi göstermiyordu.

Yine yüzünde aynı ifade, umursamayan.

Lando, Carlos'un omzuna vurdu ve giriş kapısına doğru döndü. “Siktir git bi' daha benimle konuşma bile.” yandan bir bakış attı, dolu dolu bir bakış.

Yine gözlerinde aynı bakış, suçlayan.

Çok özledim, dön dese.

Lando, çok özledim. Dönsene.”

Lando gözlerini kıstı ve burun kıvırdı.

“Dağıtırım yüzünü.”

Dağılıyor insan.

Carlos, ela gözlünün gidişini izledi, eski sevgilisi ve Hollandalı'nın onları izlediğinden bir haber şekilde. Lando'nun bedenini yanında özlemişti, Lando'nun o güzel gözlerini.

Tenin zindan fikrim düşman

Ama aptallık etmişti. Charles için Lando'dan ayrılmış, üstelik ayrılmadan önce de Charles ile Lando'yu aldatmıştı. Giden Carlos'tu. Keşke yapmasaydım diyen de. Kalan ise Lando'ydu, geride kalan. Keşke sözlerine inanmasaydım da, onunla olmasaydım diyen.

Kalan mağdur giden pişman

Hayat Landosuz çok boştu, gerçekten. Sanki amaç Lando'ydu. Lando'nun sevgisi onunla olmayınca, kelimenin tam anlamıyla mahvolmuştu.

Gel gör ki, aşk sebepmiş.
Bak bitince dağılıyor insan.

××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

Bu bölümü de burda bitirelim 😏😻
Voteleri bekleriz efenimm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

odium / formula oneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin