Maçın başlamasına 5 saat vardı ve evde Marc' ı bekliyordum. Muhattap olmayı her ne kadar istemesem de belki de son bir kez konuşup benden uzak durmasını söylesem işler benim için daha kolay bir hal alabilirdi bu yüzden onu beklemeye karar vermiştim.
Kapı çaldığında kalktım ve kapıyı açtım.
"Selam"
"Selam" kapıdan çekilip içeri girmesini bekledim ve ardından kapıyı kapadım. Salona geçti ve koltuğa oturup gelmemi bekledi. Arada mesafe bırakacak şekilde yanına oturup ona döndüm.
"Ne konuşmak istiyorsun. Maça gideceğim senin de gitmen gerekiyor haliyle çabuk halledelim bitsin o yüzden."
"Defne ben seni üzmek için hiçbir şey yapmam yapmadım da. Sadece o zaman onunla ayrıydık ve o beni kıskandırmak için her gün farklı erkekle etrafta dolanıyordu ve ben çok sinirliydim arkadaşlarım seninle onu kıskandırmamı söyledi , o an bana mantıklı geldi dediklerini yaptım. O gün ordan ayrılmadan önce dediklerin aylardır kafamda dönüp duruyor Defne. Neredeyse her gün konuştuğum değer verdiğim birini kaybetmek benim için çok ağırdı. Geri geldiğinde seni restoranda gördüğüm an fark ettim ki ben sensiz yapamıyorum. Lütfen beni affet."
Bir kaç saniye sustum. Dediklerini kafamda tarttım , doğru kelimeleri bulmaya çalıştım.
"Marc ben senden çok uzun süre hoşlandım. Sabırla bekledim sen asla beni görmedin ki bence hoşlandığımın da gayet farkındaydın. Yani görmek istemedin sadece senden hoşlanıyor olmam hoşuna gidiyordu ve ben senin beni kaybetmek istememe sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum."
Konuşmak için ağzını açmıştı ancak ben konuşmaya devam etmiştim.
"Bir daha asla eski biz olmayacağız biz senle. Ne sana olan duygularım ne de ilişkimiz eskisi gibi olacak. Bundan sonra en iyi ihtimalle sen ile ben sadece normal iki arkadaş olarak kalabiliriz. Daha fazlasını istemiyorum."
Marc bir şey demeyip bir süre sadece yüzüme baktı. Kalkıp kapıya yöneldiğinde şaşırmıştım. Bu muydu yani, bir şey demeden gidecek miydi?
"Eskiden sen nasıl beni beklediysen bu sefer de ben seni bekleyeceğim Defne. Ama senin yaptığın gibi bir köşede durup bana gelmeni beklemeyeceğim. Çabalayacağım ve sen de bunu göreceksin. Stada gitmem lazım. Orada görüşürüz."
Bir şey diyemeden kapıdan çıkıp arkasından kapatmıştı. Dedikleri muhtemelen üstüne çok kafa yoracağım şeylerdi ama bunu erteleyip maç için hazırlanmaya koyuldum.
---------
Maç için hazırlanmış yemek yemiş ve evden çıkmış şimdi taksi ile Barcelona'nın stadına gidiyordum. Maçın başlamasına daha iki saat vardı ancak evde canım sıkılmıştı bu yüzden orada oturup bekleyecektim. Hem belki Hector'u görürdüm.
Stadın önünde durduğumuzda parayı uzatıp taksiden çıktım ve içeri girdim. Hector'a geldiğime dair bir mesaj attım ve tribünlerdeki yerime oturup telefonda gezinmeye başladım. Burada daha neredeyse kimse yoktu. Gerçi iki saat önce gelmiştim muhtemelen yarım saat bir saate insanlar gelmeye başlardı.
Telefonda bir şeyler izlerken yanıma birinin oturması ile kafamı kaldırıp gelen kişiye baktım.
"Forma yakışmış ama Gavi değil de benim adım yazsaymış daha çok beğenebilirdim."
"İmzalı forma hediye edersen belki onu da giyerim."
Hector bunu dememle kısa bir süre düşünmüş ardından üstündeki antrenmantişörtünü çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sadece / hector fort x marc guiu
RomanceAşk. Ne tuhaf şeydi. Bir kişi karşına çıkıyor ve doğru hissettiriyor. Belki öyledir ,gerçekten bulmuşsundur; belki de daha karşına çıkmamıştır yada sen o kişinin varlığından haberdar değilsindir.