19| "Karmakarışık."

70 9 2
                                    

[Cigarettes after sex - heavenly]








Jeongguk'un ağzından:













"Biraz daha iyi misin?" diye sordum Taehyung ona yaptığım türk kahvesini içerken. Başını aşağı yukarı onaylar biçimde salladı. "İçkiyi fazla kaçırdık..." diye mırıldandı. Hemen önünde dizlerimin üzerine çöktüm.

"Onlar ingilizce konuşuyorlardı. Yabancılar mı?" Ellerimi saçlarının arasından geçirerek sorduğumda gözleri kapanmıştı. Fincanını aşağı indirip dizine yasladı ve kafasını iyice elime ittirmesi bende onu sarıp sarmalama hissini uyandırdı.

"Hmm... Evet, yabancılardı ancak tuhaf bir şekilde oldukça rahattım. Sanki kırk yıldır arkadaşmışız gibilerdi! Tanrım, bu Hoseok beni öldürecek!" Doğrulduğunda elimi saçlarından çektim. Hararetle anlattığı şeylere karşın gözlerimi kocaman açmaktan geri duramamıştım.

Hoseok'u öldürecektim.

Taehyung birden kahkaha attığındaysa odağım bozuldu. "Tavşan!" diye cırladı burnumu iki parmağının arasında kıstırıp beni tatlı komasına sokacakken. "Gözlere bak, faltaşı olmuş."

Gözlerimi devirerek önünden çekildim, kanepede yanına kuruldum. Kahvesinden son yudumunu aldı bu sırada.

"Jeongguk," dedi. "Arkadaşlarım sana güvenmemem gerektiğini söylüyorlar..." Fısıldar gibi konuşmuştu.

"Arkadaşların beni nerden tanıyorlar bebeğim?"

Göz göze geldiğimizde kaşları havalandı, hızlıca kafasını önüne eğdi. "Bilmiyorum..." dedi dudak bükerek. "Ben bu akşam çok yoruldum. Sen neredeydin, Jeongguk? O kadın yine evindeydi."

Fincanı sehpaya bıraktı. Dilimi dudaklarımda gezdirdiğim sıra bedenini bana döndürüp bağdaş kurdu, dizinin bir kısmı kanepeden çıkmıştı. Ona uzanıp ellerini avuçlarımın arasına aldım. Gözlerinin içine diktim gözlerimi.

"Biliyorsun, ben sana yalan söylemem." Başını aşağı yukarı sallayarak doğruladığında onu öpmemek için iç savaş vermiştim.

"Sana açık açık anlatacağım her şeyi. O kadın, Eunsu. Liseden beri beraber olduğumuz arkadaş grubumdan. Eskiden çok yakındık onunla. Eşcinsel olduğumu söylediğim ilk insanlardan biridir kendisi. Ancak annem onu bana yamamaya çalıştı her zaman. Bence nedeni de Eunsu'nun ailesinin varlıklı olması. Annemi pek sevmeyeceksin belki de ama... O böyle biri. Paraya çok düşkün. Of, Taehyung of..."

Pozisyonunu hızlıca bozarak öne atıldı ve ben daha ne olduğunu anlayamadan onu kucağımda buldum. Kollarını boynuma sıkıca sardıktan sonra yanağıma bir öpücük verdi. "Çok zor bir hayatın var..." dedi ben daha çeyreğini bile anlatmamışken. Gözlerimden okuyordu beni. Anlamak istiyor ve anlıyordu. O hiç kimseye benzemiyordu.

"Nerden çıkardın bunu şimdi?" diye sordum burnumu saçlarının arasına daldırıp sürterek.

"Bir kere annenin seninle çook zıt karakterde olması... Başlı başlına bir dert." Bingo. Düşünüyordum da, annem dışında hiç kimse umurumda olmamıştı şu hayatta. Taehyung'um hayatıma girinceye değin...

Ona yalnızca gülümsedim. Dudağımın denk geldiği yerden, şakaklarından öptüm onu.

"Peki lordum," derken ciddiyete bürünüp geri çekildim ve gözlerinin içine bakarak devam ettim: "Hoseok'u öldürmemem için tek bir sebep verin bana."

Born to be Blue | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin