•5•

429 32 6
                                    

Arkamdan gelen sesle gözlerimi sıkıca kapatmaya devam ettim.

Gülümsediğini hissettiğimde biraz olsun rahatlamıştım. Gülümsediğine göre amacı kötü olamazdı değil mi? Yani umarım kötü değildir.

Bu düşünceyle daha da rahatlarken korkudan farketmediğim kokuyu içime çektim. Gözlerim şokla açılırken hızla ayağa kalkarak adama baktım.

O da hızla ayağa kalktığında karşımda durdu. Ben yerimde kalakalırken kulağıma eğildi
"yine geleceğim güzelim" geri çekilip şaşkın suratıma bakınca gülümsemesi daha da arttı.

Kapıdan bir hışımla çıkınca koskoca odada tek başıma kalmıştım. Elbette ki mühürlümü bulduğum için mutluydum ama bu kadar güçlü biri olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Ayrıca sanki bu adamı tanıyormuş gibi hissediyordum. Zihnimin derinliklerine indiğimde farkettiğim şeyle ikinci bir şok yaşadım.

Bu ormanda kurtardığım adamdı.

Şaşkınlığımı bir kenara attım ve daha fazla orada dikilmeden kapıya yöneldim. Kapıyı onun yaptığı gibi tıklattığımda iki adam kapıyı sonuna kadar açtı.

Ben hayranlıkla etrafı incelerken ayaklarım benden bağımsızca yürüyerek koridorun ortasına geldi.

Geniş bir koridorun sonunda tek bir kapı vardı ve o da benim az önce çıktığım odaydı. Duvarlarda değerlerinin benden daha fazla olduğunu düşündüğüm tablolara bakarken koridorun sonuna gelmiştim bile.

Merdivenden aşağı inince etrafa bakındım. Bu katta sayamayacağım kadar oda vardı ama en dikkatimi çeken merdivenin karşısındaki duvarda olan tek kapıydı. Ağaçtan yapıldığı belli olan kapının üzerinde altından, içi boş bir ters üçgen duruyordu ve üçgenin içinden geçen bir kılıç sembolü vardı.

Kapıya biraz daha yaklaştığımda içeriden sesler geldiğini duydum.
Kapı dinlemek bana göre olmadığı için geri merdivene doğru gittim ve bir aşağı kata indim.

Bu katta sadece bir kapı vardı. Kapının önüne geldiğimde içeriden bir sürü kadın sesi geldiğini duydum. Merakla içeri girerken kapının açılma sesiyle bütün kadınlar susmuştu. Bana dönen bakışlarla kendimi açıklama gereği hissettim "şey ben merak etmiştim"

Benim yaşlarımda bir kadın alayla güldü "isminden belliydi ne kadar çirkin olduğu" çoğu kız gülerken bazılarından onu onaylarcasına kelimeler çıkıyordu.

Yavaş adımlarla kızın yanına gittim. Ağzımdan çıkan iğneleyici sözlerle daha da sinirlendi "emin ol benden daha iyi olsaydın mühürlüsü sen olurdun"
iyice sinirlenmiş olmalıki elini bana vurmak için kaldırdı.

Son anda kolunu tutmamla şaşırırken ben düşünce yetimi kaybederek sinirle tokat attım. Kim olursa olsun bana vuramazdı.

Daha fazla durursam yine zarar vereceğimi bildiğim için hızla odadan çıktım.

Ne yapacağımı bilemeyip yatak odasına geri döndüm. Başım büyük belaya girmişti. Eğer güçlü biriyseniz hizmetçileriniz malınız sayılırdı ve ben güçlü olan birinin malına zarar vermiştim.

Eğer zarar verirseniz kurallara göre sadece onun merhametine kalırdınız.

Odada bir ileri bir geri giderken o gelince hangi açıklamayı yapacağımı düşünüyordum.

YAZARDAN

Jack elindeki kılıcı yere sertçe vurunca herkes sessizleşti. Kurt kral herkeste gözlerini gezdirirken konuşmaya başladı "herkes bilsin ki kurt kral mühürlüsünü buldu" adamı konuşmaya başlayacakken bakışlarıyla onu susturarak devam etti
"onun acısı acımdır, bunu bilerek hareket edin"

Bazıları Jack'in mühürlüsünü bulmasına sevinmişken bazılarının ise hayalleri suya düşmüşmüştü.

Kurt kral odadan çıkınca onun ile kendi kızını mühürlemeyi planlayan Thomas sinirle arkasından çıkmıkmıştı.

"Kralım!" Jack arkasını dönüp ona seslenen kişiye baktı. Bu sırada Thomas önüne geçti "efendim ne olursa olsun ona güvenmeyin, sonuçta bir tür büyü olabilir" Jack kaşlarını çattı
"kime güvenip güvenmeyeceğim sizi ilgilendirmez bay Thomas, yerinizi bilin!" sona doğru sesi yükselince Thomas yerinden sıçradı. Ama Jack onu umursamadan kenara itti ve odasına çıkmaya başladı.

Adamları kapıyı ona açarken karşısında yüzü suçluluk duygusuyla kaplanmış mühürlüsünü gördü. Aura ise geldiğini ayak seslerinden anlamıştı.

Jack kadının önünde durarak eğdiği başını eliyle çenesinden tutarak kaldırdı. "Özür dilerim" anında özür dileyen kadına çatık kaşlarıyla baktı "neden özür diliyorsun güzelim"
Jack, Aura'nın gözünden akan yaşı görünce hiç düşünmeden sarıldı.

Aura rahatlama hissiyle kendini açıklamaya koyuldu
"b-ben çok sinirlendim" durup nefes aldı ve devam etti "hizmetlilerden biri bana çirkin dedi, sonra bana vurmaya çalıştı bende sinirlendim v-vurdum ona"

Jack duyduklarıyla kasılırken aynı anda gülümsemişti. O hizmetliyi bulacaktı ama ilk önce sakinleştirmesi gereken bir kadını vardı.

Jack, Aura'yı sakinleştirince ikiside uyuya kaldı. Ama bazılarının uyumak için hiç mi hiç zamanı yoktu.

"Dediğimi herkes anladı mı?!" Lucas sinirle sorduğunda herkes başıyla onayladı. Her bir kişi dağılıp farklı yerlere gidince Lucas çalışma masasına oturdu.

"Yarın bu iş bitecek" diye mırıldadığında odayı aydınlatan tek mum camdan giren şiddetli rüzgarla kendini karanlığa bıraktı.

Nasıııı¿

Uzun süredir yoktum nasılsınızz

Yorum yapmayı unutmayınnn

Birdahaki bölümde görüşürüzzz

Seviliyorsunuzzz

Mührün SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin