12) Antremanda Talihsiz Kaza

73 12 1
                                    

Ormanın derinliklerine doğru ilerledim arkamdan elif arda ve Asya geldi elife solu işaret ettim ardaya sağı Asyaya baktım ve gel benle yapıp yürümeye başladık Asya ile yol ayrımına geldik ve ayrıldık dikkatli adımlar ile ilerledim etrafımda karanlık bulutlar dönüyordu o sırada havadan asılı olan kütük düştü ve bana doğru sallandı üzerinden atladım ve okla devirdim ardından kalktım

— hediyeni aldım müsaitsen bizzat teşekkür etmek isterim

İleriye doğru koştum ve arkamdan Cenk göründü

Cenk — rica ederim

Ok ve yayı bana göstererek yere bıraktı bende bıraktım ve kollarımızı sıvadık bana yumruk attı elini savuşturdum ve biraz daha dövüştükten sonra onu kolundan tutup yere serdim elimi uzattım

o sırada ağaçtan bizimle alakası olmayan bir dal düştü tsm sol bacağımın üzerine acı ile bağırdım

Cenk kalkıp yanıma koştu ve dalı kaldırmaya çalıştı bir anda diğerlerini gördüm Mete ve Cenk dalı kaldırdı Asya yanıma eğildi tamamen ıslaktı kafamı acı ile geri attım Asya yavaşça dizme yaklaştı ve dokundu

Asya — kırık olabilir sabit tutmamız gerek bir düz dal makas ve uzun bez lazım

Mete — tozkodaydı dur

Mete koşarak uzaklaştı Cenk ve Sinan da düz bir dal buldu ve geldiler makas ile eşofmanımın diz kısmını kesip çıkardı Elif yanımıza yaklaştı dalı sabit tutacak şekilde dizine koydu ve sardı ve bana destek verdiler kalktım

Mete — hemen bi doktora gösterelim

Tozkoparan kadar bana yürümemde yardım ettiler arkaya oturdum öne Cenk oturdu ve hastaneye geldik içeri girip röntgen çektiler

Doktor — şu anlık bir kırık yok ama ezilmeler ve çatlakların olabilme ihtimalinden dolayı sarmalıyız

Odalardan birine girdik ve bacağımı sardılar ve birkaç krem yazıp bizi yolladılar tekrar tozkoya bindik ve yola koyulduk

Mete — İskenderin başına talihsiz bir kaza gelmiş olabilir ama hepinizin hataları vardı Elif , doğayı dinlemen güzeldi ama önündeki
tehlikeyi fark etmedin  Asya , yine hırsınla hareket edip tuzağa yakalandın Ceren , sende dikkatsiz davranıp kendi kaldığın kuyuya düştün Cenk iskender yaklaşırken çok fazla ses çıkardın

Sinan — bence yarın badana yapalım sizce iskender olmasa da olur

Mete — al işte Sinan senin hatan da tam bu ana kapılıp yarını unutuyorsun yarın olmaz yarın büyük gün unuttun mu

Sinan — tabi ya

Pençe kulübünün önünde durup pençeyi indirdik ve bizim kulübe sürdük ve  kafenin mutfağına girdik Mete melemen yapıyor  arda limonatayı sıkıyordu Sinan da ortada boş boş dolaşıyordu Elif ve Asya domates ve salatalık doğruyordu  ben ise annem ve babamın evlilik fotoğrafına bakarak dalıyordum

Elif — iskender hadi otur sende ayakta kalma

— peki

Sofrayı kurdular ve yemekleri koyup Mete'nin menemeninin beklemeye başladık 

Asya — okçuluk dövüş falan da mutfakta tam bir felaketin

Mete astan burun kıvırdı Sinan metenin ensesine vurdu

Sinan — ikizikoma burun kıvırma lan

Mete — ikizikomu yesinler

Sinan — LAN  onu yiyecek cesaret kimsede yok o benim ikizim

Metenin  gözleri beni buldu ve güldü ona ters ters baktım ve menemeni koydu yemeye başladık ve ardından onlar çıktı bizde onları yolcu ettik Mete omzuma dokundu ve

Mete — bulaşıklar sende

Koşarak içeri girdi oflayarak bende topallays topallaya girdim ve önlüğü takıp bulaşığı yıkadım Allah seni bildiği gibi yspsın Mete topal topsl beni çalıştırdın ya kulüp odasına Mete minderleri attı bende uyku tulumlarını koydum ardından sandalyeye oturdum ve bir bardak su içtim

Mete — hayrola kaptan Karadeniz'de gemilerim mi battı ne düşünüyorsun

— bir sürü şeykeşke annem ve babam da bunu görebilseydi biri bu

Mete — inan bana bunca zaman sonra Salih hocamı görmeyi bende o kadar çok isterdimki ama

— biliyorum gitmeleri gerekiyordu

Mete — düşündüğün bir şey daha var sanki

Ayağa kalktım

FARKLI EVRENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin