Gözlerim dudaklarına kaydı o da benim dudaklarıma bakıyordu gözlerinin içine baktım yavaşça göz kırptı ve ona daha fazla yaklaştım ardından dudaklarımızı buluşturdum kısa süre sonra Asya çekildi utanmıştı gülümsedim ve ellerini tuttum
— bi daha söz canını asla yakmayacağım
Asya — sevgilim lütfen böyle düşünme
Gülümsedim bana yasladı kafasını göğsüme yasladım yıldızları izledik 1 saat sonra kalktı
Asya — hadi artık gidelim yorgunuz
— peki gel
Asyanın elini tuttum ve içeri girdik onların kapısının önünde durduk boynuma sarıldı bende sarıldım ve boynundan öptüm
— tekrar özür dilerim
Asya — iyi geceler beyaz atlı prens
— oo birilerinin gözüne yakışıklı gelmişiz
Asyan— her zaman öylesiniz
Yanağından öptüm ve o odasına girdi bende odaya gittim yatağa atladım sırt üstü yattım ve oymayı elime aldım
— sonunda sevdiğim
Gülümsedim ve neşe içinde uyudum sabah erkenden kalktım ve sargımı yeniledim artık acımıyordu ama yine de kullanıyordum kalkıp odadan çıktım ve dolaşmaya başladım camdan asyanın bana baktığını fark ettim ve içeri girip gitarımı aldım ve çalmaya başladım bana gülerek bakıyordu gel işareti yaptım kısa süre sonra göründü çiçekli bir tişört ve siyah bir şort giyiyordu yanıma oturdu boynuna başka bir eşarp sarmıştı hamağı sallamaya başladım gülümsedi ve elimin üzerine elini koydu yavaşça elini kavradım ve dudaklarıma götürdüm uzunca öpüp bıraktım o sırada arda bize baktı ve koşarak içeri girdi
Asya — gazamız mübarek olsun
— amin
Gülümsedi ve gözlerimize bakarak öylece sallandık ve beraber el ele yemeğe gittik
— Sinan beni kesin dövecek
Asya — dövemez sonradan o da pişman oldu
Gülümsedim ve yemekhaneye girdik arda ıslık çaldı Asya utanarak kafasını eğdi masaya geçtik ve yemeye başladık Sinan bana ters ters bakıyordu
Asya — ben doydum size afiyet olsun
Masadan kalktı bende kalktım onun yanından yarılmak istemiyordum içeriye kızlar girdi Asya sinir ile bardağı masaya sert şekilde vurdu hızla yanına koptum ve eline baktım
— korkuttun sana bir şey oldu sandım
Asya — sana bakıyorlar iskenderim
— baksınlar önemli olan benim kime baktığım değil mi
Asya gülümsedi ve bardağı çöpe attı elimi uzattım tuttu ve beraber dışarı çıktık el ele dolaştık
Sinan — aşk kuşları hadi derse
Gülümsedik Sinan bana bakarak sol kaşını kaldırdı ve derse geçtik bir süre sonra Mete işi olduğunu söyleyip çıktı
— bu işte bir iş var Mete bizi bu kadar çabuk bırakamazdı bende arkasından gideceğim
Asya — bende geleceğim
— olmaz tehlikeli olabilir
Asya — ama
— aması yok güzelim
Alnına öpücük kondurdum ve dışarı çıktım koşarak metenin peşine takıldım
ASYADAN
İskender gittikten sonra bizde diğerlerini çalıştırmaya başladık molaya geçtik suyumu içtim
Firuze — iskender ile aranda ne var
— sevgilim
Öznur — NE
— neden şaşırdın
Öznur — bilmem dün olan şeyi duyduk da
Sırttı saçını elime doladım
— karşındakini bilerek konuş ağzını burnunu dağıtmayayım
Saçını çektim ve bıraktım ve ardından kalktım insan ve arda da iskenderin peşinden gitmişti
— ya benim içime bi kurt düştü bizde mi gitsek
Elif — valla olur ya bende endişelendim
Bisikletlerimize bindik ve gittik yarım saat sonra zaman makinasının olduğu yere varmıştık içeri girdik bi anda alarmlar çalmaya başladı hızla içeri koştuk ve ardından etrafa bakındık Mete baygın halde yerde yatıyordu arda ve Sinan şifreyle uğraşıyordu
İskender — Asya ne işiniz var burda sana kal demedim mi !
— yardım edebiliriz iskender !!
Hızla masaya koştum ve sandalyeye oturdum eşarpı çıkarıp ağzıma bağladım ve şifreyi çözmeye çalıştım olmuyordu tek şansım kalmıştı etrafa bakındım bir tek iskender ayıktu
İskender — Asya nolur şifreyi çözmeden bayılma Asya nolur !!!
Son tuşa tıkladım ve
— bitti
Kafam yana düştü