ağla woniem... sadece ağla...

50 5 28
                                    

Sunoo sınıfa gelince birlikte çıktık. Okulun arkasına doğru gidip banka oturduk. Sunoo bana sarıldı ve ağlamak söyledi.

"Ağla. Canın yanıyo biliyorum. Sadece ağla."

Göz yaşlarını yine bıraktım. Dayanmak zordu. Üç yıldır platoniktim. Neler yaşadım ben Jaye olan aşkım yüzünden. Dile kolay koskoca Üç Yıl. Benim çocukluğum berbattı. Belki de bu yüzden herkesi kolay kolay sevmeyi bırakamıyorum. Sevilmeyi bekliyorum sadece...

Ailemi tanımıyorum. Ben daha bebek iken babam önce annemi sonrada kendini öldürmüş. Nedeni bana söylenenlere göre aldatmakmış. Hatta inanır mısınız, annem yine alkol aldığı gün benden nefret ettiğini söyleyip boğmaya çalışmış. Babam yetişmeseymiş çoktan ölmüş olurmuşum. Babama hem minnettarım, hem de kızgın. Ama kızgınlığını başlıca nedeni kendinin de beni yalnız bırakması. Annem zaten ölmeden önce bile beni yalnız bırakmıştı ama babam. Ona hem hasret hem kırgınım.

Bana 7 yaşıma kadar teyzem bakmış. Ama amcam beni istemediği için yetimhaneye vermek zorunda kalmış. Kaçtım... Yetimhane yerine sokakta yaşamayı tercih ederim çünkü. Bu yüzden kaçtım.
Kaçtığım gün Sunoo ve ailesi bana arabayla vurmuş. Sonrasında tedavinin ettirip beni yanlarına aldılar. Evlat edinme diler ama, evladından ayrı büyütmediler. 18 yaşıma geldim zaman, kendi evime çıktım. Ve bugün, o evde yine Sunooylayım.

Haklarını ödeyemem. Hala şu yaşımda bile bana her ay para gönderirler. Ama Sunooya yaptıkları şey, kalbimi paramparça etti. Sunooyu başka seviyordum ben. O benim öz kardeşim gibiydi. Şu hayatım boyunca ailesinin Sunooya bir kere bile vurduğunu hatırlamıyorum. Ama ne kadar sinirlenmiş olsa da yinede nefret edemem asla...

Şuan bankta bunları düşünmüş ağlıyordum. Bana acıdılar, acıyan gözlerle büyüdüm ben. Çevremdeki herkes bir yerden hikayemiz duymuş, ve bana acıyorlardı. Hatta bir gün parkta oynarken bir çocuğun annesi kendisinin kulağına eğilmiş ve beni gösterip birşeyler söylemişti.

Yüzünde güller açan çocuğun yüzü düştü, annesine dönüp "Anne yani onun annesi yok mu?" Annesi sessizce başını salladı. Sonra çocuk yanıma gelip arkadaş olmaya çalıştı. Her ne kadar yüzüne belli etmese de o kadar üzüldüm ve sinirlendim ki. Çünkü insanların bana farklı bakmasını istemiyordum. Ama kalbini kırmamak adına parktan gidinceye kadar oynadım onunla.

Bunları düşünürken farkettim ki, hayat ne zormuş öyle. Hem bana gerçekten değer veren bir kaç kişi var şu hayatta. Onlarda benim yokluğuna alışır elbet değil mi?

"Jungwon artık anlatabilecek misin?"

Başımı sallayıp anlattım gördüklerimi.

"Wonie Jayden başka çocuk mu yok dünyada? Homofobik ise elden birşey gelmez. Kendini heder ettin be kardeşim"

"Ddeonu beni en iyi sen tanırsın 3 Yıl dile kolaydır. Ben ne zorluklarla sevdim onu. Şu ana kadar hiç bir kıza evet dediğini duymadım. Ama o... O... Çok samimilerdi. Ciddi anlamda samimilerdi. Ddeonu dayanacak gücüm yok. Ben güçlü değilim."

"Hşş sakin ol Wonie... Hadi kalk derse gitmeliyiz hoca yirmi dakika vermişti. Okul çıkışında birlikte bir yerlere gidiyoruz eğleniyoruz ok?"

"Peki. Çok belli oluyor mu ağladığım?"

"Şapşal tabiki belli oluyor. Biraz daha ağlasaydın gözlerin kanayacaktı."

---♡---

Derse geri döndüğümüzde Jake ve Niki endişeyle koştular yanımıza.

"Ya hyung bu ne hal ne oldu sana?"

"Korkudan ödüm koptu salaklar size bişey oldu sandım."

"Çıkışta anlatırım ben size şimdi derse dönmemiz lazım. Yoksa hoca ağzımıza sıçacak yani."

"Bu konu burada kapanmadı haberiniz olsun."

Konuşmayı bitirince hocanın sesiyle oraya gittik.

"Çocuklar diğerlerine söyledim size de söyleyeyim Biliyorsunuz ki bugün okullar arası yarışmalar olacak. Bundan dolayı okulumuza başka okullardan öğrenciler gelecek. Onlarla iyi geçinmeye özen gösterelim lütfen."

"Hocam ne zaman gelicekler ve ne zaman gidecekler?"

"Yoldaşlar birazdan burada olurlar ayrıca bir gün okulumuzun yurdunda konaklayacaklar. Çünkü turnuvalar iki gün sürecek ve bu yolculukta çocukların yorulmaması için çabalıyorlar. Ha bir de unutmadan aranızda gönüllü var mı onlar ile yurtta kalmak isteyen? Çabuk kaynaşmanız adına müdür böyle bir şey önermiş."

"Hocam herhangi bir sıkıntı yada anlaşmazlık vesaire yaşanması durumunda odamızdan çıkma şansımız var mı?"

"Evet merak etmeyin bir şilayetiniz olursa bana gelin hallederim ben. O iş bende."


"Hocam o zaman hepimizin adını yazabilirsiniz değil mi arkadaşlar?"

"Olr tarii"

"Nedn olwasın"

"Çok iys filirmiş"

"Aferin canlarım. Dediğim gibi hocam yazın adımızı."

Aslında hiç istemiyordum ama Kim Sunooya karşı çıkmak? Hıh yok daha neler?! Sinirlenince nasıl olduğunu hiç bilmek istemezsiniz...

Bence bu düşünceye diğerleri de katılıyordu. Korkuları yüzlerine yansımış ve benim gibi konuşamıyorlardı.

Konuşmamızdan sonra soyunma odasına doğru gittim. Biri arkamdan gelmişti sanırım. Öğrenci olduğunu düşünüp önemsemedim.

"Merhaba turnuvalar için gelen okuldanım ben. Acaba nereye gideceğimi gösterir misiniz?"

"Ha tabi onlar sahanın orada olmalı. Buradan çıkıp sağa dönün koridorda ki ilk kapı."

"Sen göstersene güzelim;)"

"Anlamadım?"

Üzerime yürümeye başladı. Refleks olarak geri geri gidiyordum. Sırtım dolaba çarpınca sıçtığımı anladım.

"Lütfen bana dokunma lütfen."

"Ama böyle bir güzelliği bırakıp gidemem ki;)"

"İMDA-"

"Hşş sessiz ol be güzelim. Eğlenecez alt tarafı."

Göz yaşlarım yine yine yine Jungwon yine yapamadım. Yine tutamadım içinde. Gözlerimi kapadım umudum kalmamıştı.
Tam boynumda hafif bir şey hissetmişti ki, ağzımda ki el gitmişti. Gözümü açtığımda yerde bir adet adam döven Jay ve bir adet Jay tarafından dövülen adam vardı...

----------------------------------------------------♡------------------------------------------------

Burada bitirilir mi demeyin 816 kelime oldu da
Yeter de artar Şok Şok Şok
Neyse neyse hala şaşırıyorsanız şaşırmayın
Çünkü ben kaostan beslenen bir varlığım skzskzskz
Oy verip yorumlamayı unutmayın
Ha bir de değerimi bilin bir günde üç bölüm
Seviliyorsunuz öpüldünüz
BB💞💘

NON Platonic Love (Jaywon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin