leehee_§eung
jwke bir seqerlik
brni dinelmedsen olamz mksimjjake_
Hee?
içtin mi sen
leehee_§eung
ne dxgiscek vi
simjjake_
Hee
bu saatte dışarıda mısın yoksaleehee_§eung
jawe ozur diferim
simjjake_
Hee
evine git(görüldü☑️☑️)
Heeseung?
(görüldü☑️☑️)
HEESEUNG KAPININ ÖNÜNDE BAĞIRAN SEN MİSİN
(görüldü☑️☑️)
YA HEE BAĞIWMAYANA
BÜTÜN MAHQLLE UYANWI SENİM YÜĞÜNDEN
TWMAM GRL ACIYTRUM KAVIYI GEK(görüldü☑️☑️)
---♡---
Kapıyı açmamla üzerime bir beden düşmesi bir oldu. Hemen kolunun altına giirdim. Bir elim omzumdaki elini tutarken, diğer elim belindeydi. İçeriye doğru götürdüm onu.
Aslında ailemle yaşıyordum. Ama işleri yüzünden tek olan çocuklarına bile ayıracak vakitleri yoktu. Buraya onların evi bile denilemezdi. Çünkü ya şu an olduğu gibi iş seyahatinde, ya da şirkette kalmaları gereken zamanlar için yaptıkları odada kalırlardı. Alışmıştım artık, acı vermiyordu.
Heeseung ı koltuğa oturtduğum da, sessiz olan ağlaması şiddetlenmişti.
"Madem dayanıksızsın, niye içiyosun bu kadar?!"
Azarlar tonda söylediğimle daha da fazla ağlamaya başladı. Kıyamıyordum ki ona. Anlamda veremiyordum. Niye bu kadar küçük bir olay için kendini hırpaladı ki bu kadar? Düşündükçe aklıma tek bir şey geliyordu, bana değer veriyor olması...
Ama bu düşünce ile kendimi kandırıp da canımın yanmasını hiç mi hiç istemiyorum açıkcası.
"Jake~"
Az önce aegyo mu yaptı o?
"Jakey~"
E yine yaptı.
"E-Efendim"
"Özür dilerim. Defalarca kez özür dilerim. Bak Jake. Benim ailem pek mutlu bir aile değildi zaten. Babam annemden boşanmış ve ikinci bir evlilik yapmıştı-"
"Hee~ Zorunda değilsin. Bugün burada bunları anlatıp, yarın pişman olmanı istemiyorum."
"Olmayacağım Jake. Bugün burada yaptığım hiç bir şeyden pişman olmayacağım."
Bana baktığında, kafamı devam et dercesine salladım.
"Babamın ikinci evliliğinden sonra bir kız kardeşim oldu benim. Üvey annem, hiç sevgi göstermezdi bana. Ama kız kardeşim öyle değildi. Beni döverek odaya kapattığı, aç susuz bıraktığı günleri hatırlıyorum. Kardeşimin bana gizlice yemel getirdiği günleri... Babam işkolik birisi olduğu için eve gelmez, gelirse de bizi görmeden odasına çıkardı. Bir gün. Ben 18 ime iki gün kalaydı. Kız kardeşimin odasına çıkmıştım."
Derince bir nefes aldı. Onu rahatlatmak ve yanında olduğumu anlaması için, sarıldım kendisine. Sonra tutumadığı göz yaşları akarken, titretmemeye çalışdığı belli olan sesiyle devam etti.
"O-odasına girdiğimde... Asılıydı Jake... Biricik kardeşim hayatına son vermişti. Gittiğimde nef-es almıyordu. Kalbi çoktan durmuştu. Madasının üzerindeki notta ne yazıyordu biliyor musun? Benim dokunmaya kıyamadığım biricik kız kardeşime... Dokunmu-şlar Jake. Benim küçüğüme dokunmuşlar. Ve ben abisi olarak ağlayıp yas tutmaktan başka bir şey yapamadım. Notunda bile bize yük olmamak i-için böyle yaptığını söylemiş. Kıyamazdı ki o kimseye. Dokunamazdı. Yere düşen yaprağa bile basmaya kıyamazdı o. O günden sonra o evden çıktım. Bir ay kadar bir süre babaannemde kaldım. Sonraysa part-time çalıştığım yerden kazandıklarımla, bir eve çıktım. O günde aklıma kardeşim geldi. Her aklıma gelince sinirleniyorum kendime. O gün çok korktum. Gerçekten korktum. Seni de kaybedeceğimizi sandım. Jake. Bana bir s-öz ver. Ne olursa olsun. Benim yanıma gel. Senden nefret etsem bile gel. Git desem bile gel. Ben hayatımdaki birini, yine böyle bir olaydan kaybedemem. Ben 18 yaşıma iki gün kala, hayat bitti benim için. Ama sadece onun için yaşıyorum. Olmamı görmeyi çok istediği, ama başaramadığı oyunculuk mesleğini edinmek istiyorum. Hiç bir şey yapmadan yanına gidersem, bana kırılır çünkü. Biliyorum."
"Heeseung. Ağla hadi. Göz yaşlarını içine akıtmana gerek yok. Belli ki doğru düzgün ağlamayı bile unutmuşsun. Sadece ağla. Bana sarıl ve ağla. Hiç ağlamadığın kadar çok ağla. Ben yanında olacağım söz veriyorum seni bırakmayacağım."
Dememle hıçkırıklarla ağlaması bir oldu. Kafasını göğsüme yaslayıp, kendime bastırdım. O da belime sarılmış, yavru ve kanadı incinmiş bir kuş kadar masum bir şekilde ağlıyordu.
Yaklaşık yarım saat kadar aralıksız ağladı. Yarım saatin sonunda ise konuştu.
"Jake~"
"Hm?"
"Seni öpebilir miyim?"
"Ha? Ne-"
"Bunun için şimdiden özür dilerim. Ama pişman olmayacağım"
Bu kez konuşamamamı sağlayan şey sözleri değil, dudakları olmuştu. İlk olayın şokunu atlatamamdan dolayı karşılık vermedim. O da bunu anlamış olacak ki, dudağını daha sert hareket ettirmeye başladı.
Karşılık verdiğim zaman, elleri tişörtümün altından belimi okşuyordu. Benim ise bir elim yanağında, diğer elim ensesinde idi. Nefessiz kalınca ayrıldı. Derin bir nefes aldı. Daha sonraysa,
"Yanında yatabilir miyim?"
Salak ve utangaç bir gülümseme vardı yüzümde. Gülümsemem gittikçe genişlerken konuştum.
"Evet. Evet Hee."
Odama doğru gittik birlikte. Ellerini belime dolamıştı. Ben ise jala rüya gibi gelen olayların akış hızına dayanamayıp, kafamı koyduğum gibi yattım. Sevinmenin bencilce olacağını düşünüp, doğru düzgün sevinmemiştim bile. Ama her şeye değerdi. Bugün kü öpücük, onun bana kızmasına bile değerdi.
--------------------------------------------------♡--------------------------------------------------
evet biliyorum jaywon dan başka herşeyi yaptım
ama ne yapayım önce yan shipleri halledelim
sonra ana shipe geçeriz dedim
heeseung ım🥺🤏🏻
neyse neyse
seviliyorsunuz öpüldünüz
BB💞💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NON Platonic Love (Jaywon)
FanfictionJungwon Jay için herşeyi yapmıştı oysaki... Ama Jay Jungwonun aşkına kördü... İlk ficim çok bir beklentim yok eğlence amaçlı yazılmıştır Kaos BOL Ana ship Yan shipler Jaywon Sunsun Heejake düzenleme:OKUMAYIN AŞŞŞIR...