Önceki bölüm
- Kendi kendime konuşuyordum. " Off "
Şimdilik gökyüzüne bakıp düşüncelerimi bir
kenara bırakabilirdim...
______________________________Not: 1. Bölümde değinmediğim detayları
burda değindim tuhafınıza gitmesin lütfen.
____________________________" Nii-saan." Duyduğum ses ile kapım açıldı.
Yüzümü dönüp baktım. " Efendim Sasuke"
" Nii-san, annem seni aşağıya çağırıyor."
" Tamam, sen git ben geliyorum." Sasuke
gitti ben ise yatağımdan kalktım. Merdivenlerden
aşağı inerken Sasuke ve Shisui ile karşılaştım.
2 gündür ortalıkta yoktu ve şimdi hiç bir şey
olmamış gibi çıkıp gelmesi!?? " Nii-san,
Shisui-san geldi seninle konuşmak istiyormuş." Shisui'ye baktığımda kollarını birbirine geçirmiş
bir şekilde bana bakıyordu. Bende ona ifadesiz
bir suratla baktım. " Ben anneme yardım etmeye gidiyorum, sizde konuşun." " Tabi, konuşalım." Merdivenlerden geri, yukarı çıkmaya başladım. Shisui sesli bir nefes verdi ve arkamdan gelmeye başladı. Odama ilerledim ve yatağıma oturdum. Shisui gelip başımda dikildi. " Ne duruyorsun
öyle? Otursana!" Kollarımı birbirine geçirdim
ve yüzümü öbür tarafa çevirdim. Yavaşca yanıma oturdu ve sol kolunu tuttu. Utanıyormuydu?
" Aramız bozuk mu? " Sorduğu soru ile
afallamıştım. Aramız bozuktu Shisui, sen bunu anlamayacak kadar yakın değiliz demek ki...
" Evet, 2 gündür neredeydin? Nereye kayboldun?"
Sesli bir nefes verdi. " İşlerim vardı." " Yani
işlerin yüzünden ne aramalarıma ne de
mesajlarıma dönücek vakit bulamadın?" Cevap
olarak susmuştu. " 2 gün boyunca ayıracak vakit bulamadın mı?" " Üzgünüm İtachi, işler çok yoğundu telefona bakacak kadar vaktim yoktu
ve.." Sesli bir nefes verdim. " ve?"
" İtachi, sizin için endişelenmem çok norm-"
" Ne zaman gidiyoruz?" Sözünü kestim. Yere bakmaya devam etti. " Bugün." Ayağa kalktı.
" Sana bunu söylemek için gelmiştim. Küçük bir
telefon görüşmem var, birazdan gelirim sonra gidebiliriz." Arkasını döndüğünde konuştum.
" Arayabilirdin." Döndü ve yüzüme baktı.
" Açmazdın." Yüzüne baktım. Gülümsedi. O gülümsediği için bende gülümsedim. " O halde gidiyorum, hazırlansan iyi olur." Kafamı salladım.
" Olur." Kapıyı kapatıp gitti. Sesli bir nefes verdim
ve ayağa kalktım. Masamın çekmecesini açtım. Kütüphanede bulduğum bu kitap ve içindeki harita ile yolculuğa çıkma vakti gelmişti. Elime aldığım
kitabı yatağımın üstüne koydum. Dolabımın üstündeki çantamı alıp, çalışma masamın üstüne koydum. İçini kıyafetlerim ve gerekli şeyler ile doldurmaya başladım. El feneri, yara bandı vb.
çantamı doldurduktan sonra fermuarını çektim.
Merdivenlerden aşağı indim. Ayakkabılarımı
ayağıma geçirdim ve bozulan bağcıkları
bağlamaya başladım. Arkamdan gelen ayak
seslerine kulak verdim. " Nii-san neden yine
gidiyorsun." Sasuke'ye doğru döndüm ve çantamı
bir şey unuttum mu diye kontrol ettim. Fermuarı çekerken konuştum. " Gitmem gerek Sasuke." Sasuke kollarını birbirine geçirdi ve gitmemi istemediğini belli eden sesler çıkardı. Ayaklarını
yere vurup kendi etrafında döndü. " İstemiyorum,
İstemiyorumm, gitmeni istemiyorum. Ya sana
bir şey olursa?." Düşündüm. En fazla ne olabilirdi ki? " Hadi ama Sasuke, ben oradayken ne olabilir?"
Arkamı döndüğümde Shisui ile karşılaştım.
" Shisui-sann geldii " Sasuke sevinip, gülen yüzü
ile Shisui'nin kucağına atladı. Shisui onu havada
yakalayıp kendi etrafında çevirdi. Sasuke bundan
memnun kalmış olmalı ki yüzü gülüyordu. Bu
sırada annem geldi. " Shisui hiç değişmemişsin
hâlâ eskisi gibi yakışıklısın." Annem hafifçe
kıkırdadı. " O her zaman olduğu gibi, değişmez"
Bu sesin sahibi annemin arkasından gelen babama
aitti. Yüzündeki yaralar hakkında bahsediyorlardı
" Teşekkürler Mikoto abla." Shisui utanmıştı.
Elini ensesine götürüp kaşıdı. Sasuke ise sol bacağına sarılmıştı. Shisui'nin yüzü bana döndü.
" Hadi İtachi, ailen ile vedalaş 20 dk sonra orada
olmalıyız." Sasuke, Shisui'nin bacağından ayrılıp
Kollarını birbirine geçirdi. " Bu andan nefret ediyorum." Shisui, Sasuke'nin boyuna göre
yere eğildi. " Sözüm söz, abini koruycam ve onu
sana sağsalim teslim edicem. Anlaştık mı? Deniz sözü." Shisui, Sasuke'ye göz kırptı ve cevap
vermesini bekledi. Sasuke bir bana bir Shisui'ye
baktı. " Sağsalim isterim." Shisui güldü.
" Tamam yakışıklı." Sasuke'nin saçlarını eli ile
karıştırdı. Kalkıp anneme ve babama döndü.
" Merak etmeyin. Mikoto abla, Fugaku abi
oğlunuz bana emanet." Annem kıkırdadı.
" Hiç şüphemiz yok Shisui. Senin İtachi'yi ne
pahasına olursa olsun koruyacağını biliyoruz.
Bu yüzden seninle gitmesine izin veriyoruz."
Babam sadece kafasını sallamakla yetindi.
Anneme katılıyordu. " Niye herkes benim
tehlikeye düşeceğimi sanıyor, ben kendimi
koruyabilirim!." Bu güven sorunu canımı sıkmıştı. Bana güvenebilirlerdi. Aileme biraz sert
çıkışmıştım. Shisui bana ifadesiz gözler ile baktı. Bende ona sinirle baktım. Shisui omuzlarını ve ellerini yukarı hareket ettirerek, umursamazca konuştu. " Kendini koruyabilirsin, gideceğimiz
yerde bizi ne bekliyor kim bilir?" Kollarımı
birbine geçirdim. " Hn." Sesli bir nefes verdim.
" Tabiki oğlum, sen kendini koruyabilirsin biz
sadece endişeleniyoruz ve bir şey olursa diye Shisui'yi tembihliyoruz." Shisui kafasını sallayarak
anneme katıldığını ifade etti. " Tamam. Shisui'ye güveniyorsunuz biliyorum." Babam ve annem
üzgün bir ifade ile bana baktılar. Shisui'ye güvendikleri gibi banada güvenebilirlerdi. Bana
niye güvenmiyorlardı ki... Sırayla Sasuke, annem
ve babam ile sarılıp vedalaştım. Shisui ile birlikte gemiye doğru yola koyulduk.714 kelime 🤏