Kütüphane

48 5 7
                                    

Kütüphanede bulduğum bu kitap ve içindeki
harita ile yolculuğa çıkma vakti gelmişti. Elime aldığım kitabı yatağımın üstüne koydum.
Dolabımın üstündeki çantamı alıp, çalışma
masamın üstüne koydum. İçini kıyafetlerim ve gerekli şeyler ile doldurmaya başladım. El feneri, yara bandı vb. çantamı doldurduktan sonra fermuarını çektim. Merdivenlerden aşağı indim. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve bozulan bağcıkları bağlamaya başladım. Arkamdan gelen ayak seslerine kulak verdim. " Nii-san neden yine
gidiyorsun." Sasuke'ye doğru döndüm ve çantamı
bir şey unuttum mu diye kontrol ettim. Fermuarı çekerken konuştum. " Gitmem gerek Sasuke." Sasuke kollarını birbirine geçirdi ve gitmemi istemediğini belli eden sesler çıkardı. Ayaklarını
yere vurup kendi etrafında döndü. " İstemiyorum,
İstemiyorumm, gitmeni istemiyorum. Ya sana
bir şey olursa?."  Düşündüm. En fazla ne olabilirdi ki? " Hadi ama Sasuke, ben oradayken ne olabilir?"
Arkamı döndüğümde Shisui ile karşılaştım.
" Shisui-sann geldii " Sasuke sevinip, gülen yüzü
ile Shisui'nin kucağına atladı. Shisui onu havada
yakalayıp kendi etrafında çevirdi. Sasuke bundan
memnun kalmış olmalı ki yüzü gülüyordu. Bu
sırada annem geldi. " Shisui hiç değişmemişsin
hâlâ eskisi gibi yakışıklısın." Annem hafifçe
kıkırdadı. " O her zaman olduğu gibi, değişmez"
Bu sesin sahibi annemin arkasından gelen babama
aitti. Yüzündeki yaralar hakkında bahsediyorlardı.
" Teşekkürler Mikoto abla." Shisui utanmıştı.
Elini ensesine götürüp kaşıdı. Sasuke ise sol bacağına sarılmıştı. Shisui'nin yüzü bana döndü.
" Hadi İtachi, ailen ile vedalaş 20 dk sonra orada
olmalıyız." Sasuke, Shisui'nin bacağından ayrılıp
Kollarını birbirine geçirdi. " Bu andan nefret ediyorum." Shisui, Sasuke'nin boyuna göre
yere eğildi. " Sözüm söz, abini koruycam ve onu
sana sağsalim teslim edicem. Anlaştık mı? Deniz sözü." Shisui, Sasuke'ye göz kırptı ve cevap
vermesini bekledi. Deniz sözü mü ? Sasuke bir
bana bir Shisui'ye baktı. " Sağsalim isterim."
Shisui güldü. " Tamam yakışıklı." Sasuke'nin saçlarını eli ile karıştırdı. Kalkıp anneme ve
babama döndü.  " Merak etmeyin. Mikoto abla, Fugaku abi oğlunuz bana emanet." Annem
kıkırdadı. " Hiç şüphemiz yok Shisui. Senin
İtachi'yi ne pahasına olursa olsun koruyacağını biliyoruz. Bu yüzden seninle gitmesine izin veriyoruz." Babam sadece kafasını sallamakla yetindi. Anneme katılıyordu. " Niye herkes benim
tehlikeye düşeceğimi sanıyor, ben kendimi
koruyabilirim!." Bu güven sorunu canımı sıkmıştı. Bana güvenebilirlerdi. Aileme biraz sert
çıkışmıştım. Shisui bana ifadesiz gözler ile baktı. Bende ona sinirle baktım. Shisui omuzlarını ve ellerini yukarı hareket ettirerek, umursamazca konuştu. " Kendini koruyabilirsin, gideceğimiz
yerde bizi ne bekliyor kim bilir?" Kollarımı
birbine geçirdim. " Hn." Sesli bir nefes verdim.
" Tabiki oğlum, sen kendini koruyabilirsin biz
sadece endişeleniyoruz ve bir şey olursa diye Shisui'yi tembihliyoruz." Shisui kafasını sallayarak
anneme katıldığını ifade etti. " Tamam. Shisui'ye güveniyorsunuz biliyorum." Babam ve annem
üzgün bir ifade ile bana baktılar. Shisui'ye güvendikleri gibi banada güvenebilirlerdi. Bana
niye güvenmiyorlardı ki... Sırayla Sasuke, annem
ve babam ile sarılıp vedalaştım. Shisui ile birlikte gemiye doğru yola koyulduk.

_______________________________

1 hafta önce

" Heyyy  İtaachiii! "
Kafamı çevirip sesin geldiği yere baktım. Bu
sesin sahibi arkadaşım ve meslektaşım olan kakashi'di ve şuan koşarak yanıma geliyordu.
" Ah- ha- çok yo-ruldum itac-hi " Koştuğu
için nefes nefese kalmış iki elini dizine koymuş , başını aşağıda tutuyordu. " Koşturmana gerek
yoktu bekleyebilirdim. " Birden canlandı ve
güldü. " Nereye gidiyorsun İtachi. Seni pek
bir mutlu gördüm." Gülümsedim. " İki hafta
sonra bugün ailemi görücem. Onları özledim. Özellikle Sasuke'yi " Elini ensesine götürdü
" Ah doğru ya çok unutkanım. Neyse ben sana
birşey sorucaktım. " merakla baktım. " Tabi sor." 
" Bugün arkadaşlarla kütüphaneye gideceğiz.
Belki başka incelemek için yerler buluruz. Sende gelmek istermisin? " Düşündüm ve sol kolumdaki saat'e baktım. Saat 11:29 geçiyordu ve akşama
çok vardı. Gidebilirdim. " Tabikii saat kaçta gelmeliyim?" " Hah çok güzell , saat 14:00 ' de
bizim kütüphanede buluşcaz." " Tamam " el
sallayıp yürüdüm. "Görüşürüz kakashi" O'da
bana el salladı ve geldiği yöne doğru yürüdü. Heyecanlıydım 2 hafta sonra ailemle
görüşücektim bu benim ilk uzun işim'di
arkeolog olduğum için belirli bir takım hallinde belirlenen yere gider bir takım incelemeler falan yapar gelirdik. Mesleğimi seviyorum çünkü
hemde gezmiş oluyorum. Uzunca yürüdüğüm
yolda mahalleden arkadaşlarımla karşılaşıyor el sallayıp geçiyordum. Eve gelmeme az kalmıştı. Saatime baktığımda 11:45'i gösteriyordu. Kafamı saatimden kaldırdığımda eve geldiğimi gördüm. Yüzümde büyük bir mutlulukla sürgülü kapıyı
açtım. "Annee, Sasukee ben geldiimm" Kapı açıldı
ve Sasuke dışarı çıktı. Gözleri kocaman açıldı ve
üstüme zıpladı. "Nii-saaann senin ne işin var
burdaa " kollarını yüzümden çekmeye çalışarak konuştum. " Normal olarak eve geliyorum sasukee" Bu sırada arkadan bize bakıp kıkırdıyordu annem. "Seni çok özledi İtachii bizde öyle. "  Sasuke'den kurtulup anneme sarıldım. "Bende sizi özledim anne. Babam nerede?."  Etrafa bakındım ama
yoktu. "Baban bir iş toplantısında oğlum. Bugün
eve biraz geç gelicek. Aç mısın? " saatime baktım. Buluşma saatine çok vardı. Kafamı salladım. " Evet anne açım, ne yemek yaptın?." Annem gülerek evin içine girdi arkasından ben ve Sasuke. Kapıyı Sasuke kapattı. Uzun koridorda annemi takip ediyorduk. Mutfağa yöneldi ve içeri girdi. Ardından ben içeri girmemle bu güzel tanıdık koku gülümsememi sağladı. Annem bana bakarak güldü. "Bugün de en sevdiğin yemeği yapmıştım İtachi , iyi denk geldi."

Cidden de iyi denk gelmişti. Günlerce tatsız tuzsuz yemeklerden sonra annemin yemeği bana tatlı gibi gelmişti. Şimdi ise Sasuke'nin yatağında oturuyor
ve bana anlattığı şeyleri dinliyordum. "Nii-saann sonra Naruto önüme geçti ve dedi ki ' siz aptallar arkamızdan konuşmaya devam edin anca bunu yaparsınız.' " Sasuke heyecanla ve gülerek
bana okuldaki tartışmayı anlatıyordu. Güldüm.
"Naruto seni seviyor olmalı." Bunu dememle
Sasuke domates gibi kızarmıştı. Doğru ya domatesi çok sever şimdi ise ondan farkı yok. "Nii-saan biz sadece arkadaşız." Sasuke kollarını iç içe geçirip yüzünü öbür tarafa çevirmişti. Bunun üzerine tek kaşımı kaldırmış sorgulayıcı bir ifade ile sordum. "Arkadaş anlamında dedim zaten ?" Sasuke daha
da kızarmış olmalı ki " Nii-saan " diyip odadan koşarak çıktı. Ne yani yanlış birşey mi dedim? Yataktan kalkıp kendi odama geçtim. Saate baktığımda 13:45 di " Siktiir" buluşma saatine az kalmıştı. Üstüme elime geçen siyah eşofman ve t-shirt' i giydim. Yine siyah olan çantama kalem, not defteri gibi gerekli şeyleri koyarken bir anlık dolabıma döndüm " Ah bu dolap niye full siyah? " boşverip iki fıs şeftali kokulu parfümümden sıktım. Merdivenlerden aşağı inip kapıya yöneldim. Kapı girişinden ayakabılarımı alıp ayağıma geçirirken konuştum. "Anne , Sasuke ben dışarı çıkıyorum ,
geç kalmam." Kapıdan çıkarken annem konuştu. "Dikkat et İtachii, çok geç kalmaa "

Azcık koşarak ve yürüyerek kütüphaneye geldim. İçeri girdiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim.
Beyaz saçlarından dolayı Kakashi'yi buldum ve el salladım. O'da beni görüp el salladı. Yanlarına
doğru ilerledim. Masada benle birlikte dört kişi vardı. Ben, Kakashi, Deidara, Genma vardı.
Hepsiyle zaten iş yüzünden tanışıyorduk. Bir 5 dk sonra Iruka ve Yamato geldi. " Çok pardon geç kaldım. " dedi Iruka. "Hayır, Hiç sorun yok."
Dedi Kakashi. Şuan herkes kendi halinde
haritalarla bakışıyorlar ben ise masanın rengini ezberlemiştim. "Kakashi ben biraz kütüphaneyi gezicem." "Peki İtachi kaybolma , burası büyük biliyorsun." söylediği cevaba karşı sadece kafamı salladım. Masadan kalkıp tabikide işimle alakalı
olan coğrafya bölümüne geldim.

5 dk'dır kitaptan kitaba bakıyor haritalardan haritalara bakıyordum. Hiçbiri de ilgimi çekmedi.
" Ooff pes ediyorum." İlerleyerek coğrafya bölümünden çıkacakken gözüm eski ve tozlu
olduğu halde üstündeki yazıları parlayan bir
yeşil kitap'a çarptı. Attığım adımı geri alarak
kitaba doğru ilerledim. Elime aldığımda tozdan öksürdüm. Bir elim kitabı tutarken diğer elim ile kitabdan kalkan tozu hava ile kendimden uzaklaştırdım. " Amma'da tozluymuş be "
yeniden öksürdüm. Kitaba baktığımda
'Lost Island' yazıyordu. Bu ne şimdi? İçinde
kayıp ada ile ilgili tarihi bilgiler , efsaneler dilden dile dolaşan sözler yazıyordu. Sayfaları çevirip en sona geldiğimde kitaba yapıştırılmış eski püskü
bir kağıt buldum. " Bu ne şimdi böyle? " elime alıp kağıdı açtığımda bazı yazıların silinmiş olduğu
ama resimlerin hâlâ sağlam olduğu bir harita olduğunu gördüm. Güldüm " Buldum."

-1203 kelime 🙌🏻  yazım yanlışı varsa kusura bakmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-1203 kelime 🙌🏻  yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. Bu ilk doğru düzgün bir hikaye yazışım...

Lost IslandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin