3.Bölüm
**adalet**
🌿
BEN HEP ALACAKLIYIM.
Tekrar kapadım gözlerimi güvende gibi.
Artık kaygım yoktu müdahale edecek halimde olmadığı için bıraktım kendimi.
Uyursam geçiyordu!Yanımda yatan her kimse epey sıcaktı, yaymış olduğu ısı iyi tesir etmişti daha bir hafiftim sanki ölmediğimede şükrettim sebepsiz bir yaşama isteği!
Ağayada yarardım bundan sonra tüccarada iyileşiyorum galiba,
güneş yüzme değince gözümü açtım bugün daha canlıydı gördüğüm gök.Bu kez yanımda kimse yoktu.
Sağa sola bakındım görebildiğim kadar, yattığım yer sırtımı kazık gibi yapmıştı yada sırtımda kazık vardı.İleride taşın üstünde sırtı bana dönük simsoyah oldukça heybetli biri oturuyor muhtemelen ot içiyordu dumanı vardı tepesinin üstünden yükselen.
Omzunun üstünden baktı geriye doğru başımı oynatmam çıtır çıtır sesler çıkarınca, dikkatliydi ama elbette biliyordu ayaklanır veya kaçamazdım.
Yüzünde peçe yoktu bu kez yanağının yarısını görebildim sakalları vardı gür ve siyah gözünden tanıdım.
Kara, gitmemiş bırakmamış beni."Su su "dedim sesimi duyacağına emin değildim ama kulakları keskindi gözleri gibi.
Ayaklandı boğazında duran kalın örtüyü yüzüne çekti, el hareketlerinden anladım.
Atına doğru yürüdü deriden yapılma ipi olan bir kap çıkardı haybeden yanıma geldi oturmak istedim gücüm vardı biraz ama beni bağlamış olmalıydı kımıldayamadim."Bekle " dedi ağzını kapatmasa daha netti sesi.
Belimin altına elini soktu hafif doğrulttu sırtımı kap çok kötü deri kokuyordu midemi bulandırsada içtim iki üç yudum.
Öksürmek hissi geldi tıkandım öksürürsem ciğerim sökülecek gibi ağrıdı."İyimisin " dedi.
" iyiyim " dedim olmadığımı bile bile.
Esil başımı öyle bir sarmıştıki örtü hâlâ yerli yeridneydi ama bunaltıcı oldu güneşli hava vardı kış gelmeden son zmanlar gibide serindi nerdeydim ?" nerdeyiz, bana ne olacak " diyiverdim korkuyordum da gözleri ürkütücüydü su içirirken dikkat etmiştim sağ gözünü kesen bir iz vardı epeyce de derin olmalıydı.
Yoksa yüzü normal değilmiydi iyice çekindim.Soruma cevap vermedi beni gerisin geri yere bırakıp atının yanına gitti elinde iki şişeyle geri döndü.
"Köye götür beni ne olur nenem bakar bana ölemedim işte hem ayak bağıyım sana arkadaşların da öyle söyledi istemdiler beni haklılar ne istersen yaparım söz ayağa kalkınca borcumu öderim, tüccarlar ne vercekse çalışır kazanırım" dedim olmayan son gücümüde konuşmaya ikna etmeye harcıyordum.
Güldü sanki ağaçlar titredi nasıl böyle gür sesi vardı.
" borç ha,ne borcu ben hep alacaklıyım.
Köyü unut ellerimle seni beye teslim edim öylemi? hemde hiçe.
Ödeyecekmiş kaç yılda?arkadaşlarım değil ben ne istersem o olur ayrıca benim arkadaşım olmaz " dedi nasıl bir adamdı bu.