4.Bölüm " kacış"

103 16 3
                                    

  
        "Beni bir eşkıya alim etti"
                                         İmam Gazali.

  Midem hiçbirşey almadı o görüntüler sonrası adamın boğazından akan kan  gözümün önünde benimle birlikte geldi onca yolu.

  En son yarım ekmek uzatmiştı bana o ağacın altında istemem deyince birdaha teklif bile etmedi.
Ağrıları artık gizlemeye başladım yüreğime vuruyordu sancı kasığım, sırtım lime lime ezildi
atın  üstünde sıçramaktan.
Belime tahtayı boş yere koymamış şifacı, perişan haldeydim şimdi.

" halim kalmadı bırak beni " dedim,
  at yavaşladığında sesimi duydu.

  Ellerimle sırtına tutunmuştum hissettiğini sanmam uzeri çok kalindi.
Bu kez arkaya bindirmişti beni,  küçük bir tahta parçasını eğerin iki tatafina sabitleyip yan bir şekilde oturmamı sağladı bacaklarımı iki yana salsam yara açilirdi biliyordu görmüş olmalıydı, ne utanç verici.

  İleride net olmayan bir ışık göründü meşaleydi galiba.
Ani bir hareketle eğildi küçük bir kap çıkardı haybeden
" şunu "   dedi arkaya doğru uzattı.

Belim kendine bagliydi ama oldukça da dengesizim.
" yapamam elimi bırakırsam düşerim "  dedim.
Şaşkınca arkasını döndü koltuk altına yakın yerlerden tuttuğumu anladı şaşırdı, bence gerçekten de hisetmemişti nasıl duygusuz ruhsuz olduğunu görmüştü zaten gözlerim ben şaşırmadım.

Durdurdu atı, bir yudum yine içtim o zıkkımı yaktı boğazımı kaydı aşağıya.
Biliyordum ne olacağını uyku sonu........

Gözümü açtığımda mağaradaydım yine ama bir farkla ciddi ciddi yatak gibi bir şilte ve yaşam malzemeleri vardı etrafta.
Irice bir taşın üstünde özenle yazılmış

*K *

Harfine ilişti gözlerim.

Ateş de yanıyordu sıcaktı içerisi.
Oturur pozisyona geldim daha rahattım artık fark edilir derecede rahat.
Dinç hisettim kendimi.

Etrafı incelerken gölge belirdi mağaranın dar girişinde.
İçeriye girdi destursuz biliyormuydu acaba müsade nedir?

" uyanmişsin, yeter artık bir haftadır yatıyorsun  kalk kendine çeki düzen ver yarın kervan günü  handa satılığa çıkacaksındedi.

Gözlerim kocaman açıldı.
Mutlumuydum kurtulacaktım evet olmaliydim ama başka bir cehennem nekadar kaçış olurdu?

İçinde o tuhaf yaratık olan kavanozu uzattı sonra.

" sırtını " dedi.

" midem bulanıyor istemiyom bunu "  dedim.

Gözleri guler gibiydi, hâlâ  yüzü saklı,
" ne tesadüf benimde senden midem bulanıyor günlerdir ama sırtımda taşıyorum" dedi ok gibi girdi kalbime kırmadı, deldi.

" mecbur değilsin karşılığını alacaksın" diye mırıldandım.

Nenem yeşiline kırık sabunla aklar paklardı beni, saçlarımı özenle tarardı anamın kemik taragiyla prenseste bile yokmuş o tarak..

ZERRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin