17. bölüm

21 3 2
                                    


3 gün sonra

Tuğba Nadir

Talha gece eve gelmişti. Gelirken de telefonumu da getirmişti. Telefonum tamir olmuştu.

Yan tarafımdaki telefon çalınca kimin aradığına baktım. Ferhat arıyordu, telefonu cevaplandırdım.

"Efendim Ferhat? "

"Konuşmamız lazım... Parka gelebilir misin? " Dedi. Sesi kötü geliyordu.

"Tamam geliyorum. " Dedim ve telefonu kapattım.

Dolabımdan lila crop, beyaz şort çıkarıp giydim.

Biraz rimel ve pembe ruj sürüp odamdan çıktım.

Kapının önünde siyah Converselerimi giyip apartmandan çıktım.

Parka doğru yürürken kalbim daha hızlı atmaya başlıyor, içimde değişik bir his beliriyordu.

Parka geldiğimde bankta oturan Ferhat'ı gördüm. Yanına oturdum. İyi görünmüyordu.

"İyi misin? " Dedim omzuna dokunarak. Omzuna dokununca bir an gerildi. Omzundaki elimi avuçlarının arasına aldı.

"Tuğba ben artık dayanamıyorum. Sensizliğe, beni sevmemene, beni arkadaşın olarak görmene... Seni seviyorum Tuğba. Üzgünüm ama artık bunu içimde tutamayacağım." Dedi Ferhat. Şaşkınlıkla ona baktım.

"Ne? "

"Merak etme. Caner'i sevdiğini biliyorum. Ama şunu söyle bana;bana bir şans verir misin? Söz veriyorum çok mutlu olursun. Seni asla üzmem. Ben seni çok seviyorum Tuğba, sensizliğe dayanamıyorum..." Dedi yalvaran sesiyle. Yutkundum.

"Yapamam Ferhat... Lütfen beni anla... " Dedim ve ayağa kalktım, Ferhat nazikçe elimden tuttu.

"Tuğba... "

O da ayağa kalktı ve karşımda durdu.

"Madem beni sevmiyorsun, o zaman Caner'e aşkını itiraf et. O da mutlu eder seni, o da çok seviyor seni. Caner de acı çekiyor, benden çok acı çekiyor. " Dedi Ferhat. Gözümden bir damla yaş aktı.

"Lütfen Tuğba... " Dedi Ferhat. Gözümden akan yaşı sildim.

"Peki... "

***

O gün Caner'e ona aşık olduğumu itiraf ettim. Bir gün sonra Ferhat okula gelmedi, öğrendim ki taşınmışlar.

Kendimi çok suçlu hissediyordum.

İkizim Talha ve Zeynep'in ise ciddi ve düzenli bir ilişkileri vardı, gerçekten birbirlerine çok yakışıyorlardı. Annem Zeynebi çok sevmiş, hatta üniversiteden sonra Zeynep ve Talha hâlâ beraber olursa onları evlendirmek istediğini söylemişti.

Caner ve bana gelirsek, onunla olduğum her an çok mutluydum. O yanımda olmadığı zaman nefes almayı unutuyordum sanki.

Biz 12. Sınıfa geçtik, birkaç ay sonra Caner'in babası Turgut amca vefat etti.

Caner'i toparlamak çok zordu, ilk gece babasının mezarında uyumuştu. Odasından çıkmıyor, yemek yemiyordu.

Odasının kapısını açtım ve elimdeki çorba kasesiyle Caner'in uzandığı yatağına oturdum.

"Caner... Bak sana kendi ellerimle çorba yaptım. Lütfen biraz ye. " Dedim Caner'in omzuna hafifçe dokunarak.

"İstemiyorum... " Dedi ve kafasını yastığa gömdü.

Çorba kasesini yatağın yanındaki şifonyere koydum.

"Ama sevgilim, baban seni böyle görmek istemezdi. O senin hep güçlü durmanı isterdi, hep seninle gurur duymak isterdi. Gücünü toparlaman ve babanı gururlandırman lazım. Hem bak zaten Pelin teyze de kocasını kaybettiği için çok üzülüyor, onun senden güç alması lazım. Sende böyle olursan o nasıl toparlanacak. Lütfen Caner... " Dedim saçlarını okşayarak.

"Çok canım yanıyor Tuğba, ciğerim parçalanıyor... Ama bunu annem için yapmam lazım... " Dedi ve yatakta doğruldu.

Yaptığım çorbayı zorda olsa yedi. Sırtımı yatak başlığına dayadım, Caner de bana sarıldı. Yavaşça saçını okşamaya başladım. Ağlıyordu.

"Hepsi geçecek sevgilim..."

Bölüm sonu.

Üzülerek söylüyorum ki, bundan sonraki bölüm final çünkü artık bu kitabı yazma hevesim yok. Belki 2. Kitabı çıkarırım.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Sizce Tuğba Caner ile mi yoksa Ferhat ile mi olmalıydı?

Bu bölümde hem Caner'e, hem de Ferhat'a çok üzüldüm. Siz hangisine daha çok üzüldünüz?

Finalde neler olacak sizce?

Yazarınız sizi seviyor...

Yeni LisemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin