Yeji'den
Bana yıllardır aşk ile bakan bu iki çift gözde, aşk filan göremiyordum. Bana nefret dolu bakıyordu. Anlam veremediğim bir nefretti bu. Yüzündeki gülümseme şeytaniydi. Elinde tuttuğu tabanca vücudunda kamufle oluyordu. Uzun bir süre yaşananların şoku ile kendime gelmeye çalışıyordum ama vücudumun her zerresi eşit derecede korkudan titriyordu. Sevgilimle kurduğumuz uzun süreli göz teması, onun yüz ifadesini değiştirmişti. Bir anlığına ağlayacak gibi olmuştu, veya yalnızca ben yanlış görmüştüm. Tekrardan ciddileşti ve tam söze girecekken solunda kalan kişi konuştu.
"Böyle bekleyecek miyiz? Fazla zamanımız yok."
"Içeri girebilir miyiz sevgilim?" Rica etmesine rağmen cevap veremeden üçü birden içeriye daldı.
"Neler oluyor?"
"Ah, seni aptal. Görmüyor musun? Sevgilin seni sırtından bıçakladı. Değeri olmayan birkaç deste para için sevgilisinden oldu."
Sağındaki adamı dinlerken sevdiğim kadının gözlerine odaklanmıştım.
"Benim sevgilim böyle bir şey yapmaz. Değil mi?"
Korkarak Chaeryeonga yaklaştım ve sarıldım. Ben, ona sarılıyordum. Burnundan aldığı derin nefesle kokumu içine çektiğini anladım. Beni hâla seviyordu. Bunu biliyordum.
Biz sarılırken sağındaki adam ikimizi ayırdı ve Chaeryeong'u kollarından tutup itaatkar bir şekilde konuşmaya başladı.
"Kendine gelsene sen. Başından beri böyle olacağını biliyordum. Aptal aşkınızdan nefret ediyorum."
Chaeryeong'un yüzündeki aşk dolu gülümseme birden ciddileşti. Onu hiç bu kadar ciddi görmemiştim. Bi yandan da sevgilimin kollarından tutan adam maskesini çıkardığı için yüzünü inceleme fırsatı bulmuştum. Bu yüz bana bir yerden tanıdık geliyordu. Yavaş yavaş hatırlamaya başlıyordum. Yavaşça kafasını bana döndürdü.
"Tanıdık mı geliyorum güzellik? Evet, ben, yani biz, ikinizi barda görüp evinize kadar takip eden kişileriz."
"H-hatırladım"
"Hatırlamana sevindim."
Chaeryeong adamın ellerinden kurtuldu ve bana doğru yürümeye başladı.
"Sanırım bir karar almam gerekiyor. Sevgilimle mutlu fakat fakir bir hayat yaşamak mı? yoksa şehirden şehire gezen bir seri katil olup zengin bir hayat yaşamak mı? Sen seç sevgilim. Cevabını merak ediyorum."
"Sevgilim. Sen, bu değilsin. Asla paragöz bir insan degildin. Ne oldu sana böyle?"
"Cevap ver dedim!"
"Sevgilim, seni seviyorum. Lütfen kendine gel."
Yüzü bana döndüğünde o ciddiyetinden eser kalmıyordu artık. Hatta bana gülümsüyordu. Bir an kabus gördüğümü sandım ama emindim. Bu yaşananlar gerçekti.
Bana dudaklarını oynatarak birşeyler demeye çalışıyordu. Fısıldayarak konuştu."Öp beni!"
Hiç düşünmeden onu öptüm. Dudaklarımız buluştuktan birkaç saniye sonra beni itti.
"Ne yapıyorsun sen be, orospu!"
Bunu söylerken sol gözünü kırpmıştı. Sanırım bu yaşananları çözmüştüm.
"Seni seviyorum Chaeryeong. Dön bana."
Birden Chaeryeong'un solundaki adam, koşarak yanıma geldi. Iki elimi tuttu ve arkama çevirdi. (Pozisyonu anladınız hxksjd) Hiç zaman kaybetmeden sağdaki adam beni tutan adamı kendine çekti ve öptü. Uzun bir süre öpüşmeye başladılar ve bu zamanı iyi kullanıp Chaeryeonga yavaşça yaklaştım. Elini yukarı aşağı salladı işaret parmağını bana doğru uzattı. sakin olmamı ve olduğum yerde durmamı söylüyordu. Ona güveniyordum. Bu yüzden sakin olmaya çalıştım. Pencere kenarındaki masada duran porselen tabaklar ve cam bardaklar gözüme ilişti. Bunları kullanabilirdim. Bizi, ikimizi bu adamlardan kurtarabilirdim.
Iki iğrenç adam, birbirlerinin dudaklarından ıslak bir şekilde ayrıldı. Yanında buyuk kalan, öpüşmeyi başlatan adam, küçüğüne sarıldı.
"Kenarda bekle ve uslu ol."
Küçük olan büyüğünün sözünü dinleyerek kenarıya geçti fakat gözlerini ondan alamıyordu. Diğeri tam bize dönecekken Chaeryeongun ne zaman eline aldığını bilmediğim birkaç tabak adamın kafasında patladı. Çok geçmeden bir tokat yapıştırdı ve elimi tutup bizi evden çıkardı. Mutlu olmuştum. Nedenini bilmiyordum ama yüzüm gülüyordu. Yukarıdan küfürler savuran ikilinin bizi yakalamaya geldiğini anlayabiliyordum. Biz hızlıca merdivenlerden inerken karşımıza çıkan Yuna ve Ryujin, bizi şaşırtmıştı.
"Aşağıya koşun" dedi Chaeryeong.
Merdivenlerin sonuna geldiğimizde önümüzde bekleyen arabaya bindik ve oradan uzaklaştık.
*
Yuna'dan
Bizim evimize geçmiştik. Dördümüz yan yana oturmuş, Chaeryeong'un anlattığı olaylardan sonra uzun bir sessizliğe bürünen salonda oturuyorduk.
"Iyi iş çıkardık."
"Haklısın."
"Peşimize düşmezler mi?"
"Hemen değil. Peşimizden adam göndermişlerdir ve sadece bizi izliyorlardır. Başımız hâla belada."
"Polisi aramayacak mıyız?"
"Yarın ararım ben, siz olayın dışında kalın. Sonuçta katil değilim. Başıma bir iş gelmez"
"Seni seviyorum!"
Yeji ve Chaeryeong arasında geçen fısıltılı konuşmaya bir tepki vermedik. Üzerimize örttüğümüz battaniyenin altından Ryujinin elini hissettim. Elimi tutuyordu. Onun aksine ellerini sıkıca tuttum. Bir dünya savaşının ortasında olsak bile, onun ellerini tutunca kendimi güvende hissediyordum. Başımı omuzuna yasladım ve derin düşüncelerim arasında uyuduğumu bile fark etmedim.
*
Sabahın erken saatlerinde bizi yerimizden zıplatmayı başaran şey hızla tıklanan kapıydı. Kapıya sessizce yaklaşıp delikten bakan Chaeryeong "Onlar gelmiş." dedi. Salon mutfağa yakın olduğundan kendimi birden mutfakta buldum. Nereden aklıma geldi bilmiyordum fakat dörtlü et bıçağı setini kaptım ve salona döndüm. Iki bıçak aldim ve geri masaya koydum.
"Şunlardan alın, kendinizi koruyun."
"Hani hemen gelmezlerdi."
"Ne bileyim ben be! Sikeyim böyle işi. Polisi arıyorum."
"Kapı kırılacak, hızlı ol."
Telefon üçüncü çalışında açıldı fakat telefonla eş zamanlı olarak kapı da kırılmıştı.
*
(Bölümün yarısını yanlışlıkla atmışım, olsun erken davrananlar icin bir avantaj oldu djskdjks)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar - Ryuna/Chaeryeji
FanficRyujin: Tesekkurlerr İstersen fotoğrafımı atabilirim Yarin okula gelemeyecegim matematik sinavina gelecegim sadece 3 gün beklemene gerek yok bence 😊 Yuna: Müsaitsen eger... ✓Tamamlandı. ^{23.01.24-05.08.24}^