2.KURŞUN

16 2 7
                                    

"Şuradan bir yerden domuz çıkma ihtimali kaç sence?"diyerek bana döndü Barlas.

En ters bakışımı ona bahşettim.Allahın Karadeniz'in de cidden bunu mu düşünüyordu?Ben cevap vermeyip yürümeye devam edince o da bıkkınlıkla konuştu.

"Seninle de yolculuk hiç çekilmiyor yüzbaşı."dediğinde ensesine bir tane yapıştırdım."Gelmeseydin lan o zaman!"

Şuan da Giresundaydık.Yarında düğün vardı.Bu yüzden kalacak bir otel arıyorduk.Yanıma ise güvendiğim tek dostum Barlas'ı almıştım.Tabii arada bana zorluk çıkarıyordu ama bunlar olağan şeylerdi.

Sonunda otele varmıştık.İçeri girdiğimizde bizi bir kargaşa karşıladı.Resepsiyonda ki iki adam kendilerince kavga ediyordu.

"Ula gerzek ben saa demedummi o ailede sikinti vardur diye!"dedi sarışın adam.

Sorun ne bilmiyordum ama izlemek hoşuma gitmişti.Barlas'a döndüğümde ise o da pür dikkat adamları izliyordu.

"Yav ben nerden bileyum bunların banyodaki havludan tut, içerideki termosa kadar götüreceğini?!"dediğinde gülümsedim.

Barlas bana döndü."Aynısını biz de mi yapsak?"dediğinde kafamı salladım.

"Güzel kardeşim sence tek sorun havlu mu?Adamlar içerideki saç kurutma makinesini bile götürmüş.La havle vela!"dediğinde bu konuşmaya son vermek amacıyla bir adım öne çıktım.

"Merhaba gençler."dediğimde ikiside bana döndü.Barlasta yanımda durdu.

Hemen işlerinin başına geçtiler."Hoşgeldiniz kusura bakmayın görmemişiz."dediklerinde kafamı salladım.Kimlikleri onlara uzattım.Onlarda bilgisayardan gerekli işlemleri yaptıktan sonra bize odalarımızı gösterdiler.

Barlas ile aynı odadaydık.Büyük bir ihtimalle bir hafta sonra bu odadan iki ölü çıkacaktı.Barlas önce balkona gitti.Manzarayı izlemeye başladı.Bende yanına gittim.

Deniz bugün fazla mı maviydi? Yoksa yıllardır deniz görmediğim için ben mi öyle görüyordum.Burasının ayrı bir güzelliği vardı sanki.

"Ne düşünüyorsun Batur?"dediğinde Barlas'a döndüm.

Yüzümü buruşturdum."Bir an önce bu lanet yerden gitmeyi."deyip içeri gittim.

Hezal Gündoğdu

Belçin bir yandan kendine elbise deniyor,Hezal ise bir köşede oturmuş puding yiyerek onu izliyordu.

"Puding için teşekkür ederim."dediğimde Belçin bana döndü ve gülümsedi."Ne demek canım afiyet olsun."

Ardından Belçin bana döndü."Bunu çok beğenerek aldım.Nasıl olmuş sence?"dedi ve gülümseyerek benden onay bekledi.Üstünde göğüs dekolteli siyah mini bir elbise vardı.Ve ona çok yakışmıştı.

"Çok güzel gözüküyorsun."dedim.

"Ben Belçin Gündoğdu'yum canım elbette güzel olacağım."dedi kibirli bir tavırla.

Ardından tekrar bana döndü."Sende bir Gündoğdusun sözde ama hiç belli etmiyorsun.Şu üstünün basının haline bak.Bazen kuzen olduğumuza inanamıyorum."dediğinde pudingi sehpanın üstüne bıraktım.Yüzüm düştü.

Ayağa kalktım ve aynaya doğru yürüdüm.Esmer tenim,uzun siyah saçlarım ve güzel bir fiziğim vardı.Ama Belçin'in dediği gibi bende eksik birşeyler vardı sanki.

"Ben çirkinmiyim Belçin?"dediğimde bana baktı.Ardından usulca yanıma geldi.Aynada sadece ikimiz vardık.

"Çirkin değilsin.Ama güzel olduğunu kendine kanıtlamak da senin elinde."dedi ardından odadan çıktı.Bende peşinden çıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YÜZBAŞININ KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin