salty air with sun chapter1

32 5 0
                                    

Denizden esen tuzlu hava tüm ciğerlerimi doldurmuştu. Güneş batmak üzereyken üstümdeki havluyla şezlongta oturuyor dalgaların kıyıya vurmasını izliyordum. Kaç saattir denizde olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Artık geç olduğundan deniz çantamı toplayıp eve gitmek için ayaklandım. Sahil kenarından ilerlerken denizde gözüme çarpan bedenle olduğum yerde durdum. Denizin üstünde yüz üstü yatan hareketsiz bir beden öylece duruyordu. İçimdeki endişeyle birlikte bağırdım.

"HEY SEN İYİ MİSİN?!"

cevap yok

"HEY SANA DİYORUM DENİZDEKİ YEŞİL ŞORTLU ÇOÇUK!"

yine cevap yok
Elimdeki tüm eşyaları kuma fırlatıp denize atladım. Hızlıca yüzerek denizdeki bedenin yanına gittim. Çocuğun Kolundan tutup çektiğim sırada birden hareketlenip beni kafamdan tutup suya batırması beklediğim birşey değildi. Ani şokla nefesimi tutmayı unutmuş tüm suyu yutmuştum. Bir yandanda çırpınıp çoçugun koluna vuruyordum. Çocuk çırpındığımı gördüğü an beni belimden yakalayıp geri su üstüne çıkardı. Ve bunlar sadece 10 saniye içinde gerçekleşmişti. Karşımda beni boğmaya çalışan çocuk yüzünden tuzlu su yutmuştum ve şu an öksürmekten konuşamıyordum. Sinirle karşımdaki çocuğun omzuna vurdum.

-Hop yavaş acıdı

-Demin beni öldürmeye çalıştın farkında mısın

-Abart biraz daha. Ayrıca aniden gelip kolumu çeken sendin nasıl bir tepki vermemi bekliyordun

-Boğmamanı mesela. Bi insanlık yapalım dedik karşılığında aldığımıza bak

-Çok pardon ya yaptığınız insanlığı böldüm galiba

-Özür dilemen gereken yerde bir de dalga mı geçiyorsun

-Ne için özür dileyecekmişim

-Sabrımı mı sınamaya çalışıyorsun

-Çok mu belli ettim tüh ya

Karşımda benle dalga geçen bu çocuk istediği gibi sabrımı sınamayı başarmıştı. Sinirden gülmeye başlamıştım.

-Ne oldu niye gülüyorsun

Ben hala gülerken o da gülmeye başlamıştı. İki manyak gibi gülüp duruyorduk. Gülmeyi kesip konuştum

-Şimdi bittin sen

-Ne

Karşımda duran manyağın sırtına atlayıp var gücümle onu suya batırdım. Kolları havada çırpınıyordu.

-Ukala herif boğulma numarasıyla olmaz o iş, şimdi ben gerçekten boğayım seni de gör.

Daha fazla gücüm yetmediğinden ellerimi geri çektim.

-Kafayı mı yedin! Az kalsın boğuluyordum

-Abart biraz daha

-Uğraştığımız manyaklara bak ya

-Tamam ödeşmiş olduk işte uzatma. Hem senin yüzünden geç kaldım gidiyorum ben.

-Nolur git. Hatta mümkünse bir daha karşılaşmayalım

-Benim de isteğim o yönde

Yapmacık bir şekilde sırıtıp arkamı döndüm. Denizden çıkıp her yeri kum olan eşyalarımı yerden alıp arkama bile bakmadan bisikletime binip eve sürdüm.

Yolda aklıma takılan tek düşünce bu çocuğu daha önce buralarda görmemiş olmamdı. Bu ukala çocukta nerden çıkmıştı şimdi.





_________________________________________

Denizin dalgalarında savrulan iki bedeniz biz. Kurtarılmaya mahkum, kurtarılmamayı dileyen...

Hepsi tamamen kurgudur.
Diğer bölümler daha uzun olucak.

DenizkızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin