Mekâna ışık hızıyla girmiş, doğruca köşemize yönelmiştim hızlı nefesimle. Kızlar çoktan masadaydı. Karşıdaki sahnede iki genç müzisyen, yerlerini alıyordu. Masaya gittiğimde Derya, gözlerini patlatıp ayağa kalktı.
"Nihayet! Geç kalma dedik iyi ki!"
Çantamı masaya attığımda, diğer kızlar da kalkmıştı. Kısaca geçirtirdim gözlerimi devirerek.
"Sorma!"
Üç aylık Amerika seyahatimden döneli daha dört gün oluyordu, Derya'yı ilk geldiğim gün görmüştüm ama diğer kızlarla aylar sonra ilk kez görüşüyorduk. Sırayla hepsine tek tek sarıldım uzun uzun.
"Çok özlemişim!"
Derya çocukluk arkadaşım. En iyi dostum. Ayça, Vildan ve Burcu ise çetenin diğer üyeleri. Son birkaç yıldır beraberiz.
Koltuğun ucundaki yerimi aldığımda, hepimiz oturduk. Kocaman gülümseyerek, büyük bir enerjiyle karşılamıştık birbirimizi yine. Özlemle ve merakla bana bakıyorlardı. Benim aksime hepsi, ortama uygun fakat güzel giyinmişti her zamanki gibi, belki biraz 'özel gün' özeniyle.
Sahnedeki iki müzisyene baktım, gitarlarını ayarlıyorlardı. Sonra etrafa göz gezdirdim. Fazla kalabalık değildi. Ve kızlara döndüm.
"Neyi kutluyoruz?"
Birbirlerine sinsice, imalı sırıtarak bakıp omuz silktiler, Ayça cevapladı.
"Dönüşünü?"
Makul?
Dudak büktüm. Yanımdaki Derya kolumu dürttü dirseğiyle.
"Sen niye geç kaldın? Sinirli görünüyordun ilk geldiğinde?"
Gözlerimi devirdim, çantamı masadan alıp, el işçiliği antika sigara tablamı aldım içinden. Bir sigara yakıp, derin bir nefes çektikten sonra üflediğimde çaprazımızdaki Ayça yine eliyle dumanı kovaladı. Güldüm.
Bu hareketini bile özlemişim.
Merakla bekliyorlardı. Derya sabırsızca sordu.
"Ee? Anlat hadi! Şirkette mi bir sorun oldu?"
Kaşlarım hafifçe çatıldı, etrafıma baktım.
"Hayır! Şirket deme burada, bırak nefes alayım!"
Diğer kızlar anlayarak başlarını sallarken, nefesimi bıraktım.
"Önemli bir şey değil. Hödüğün tekiyle taksi kavgasına tutuştuk."
Hepsinin yüzlerinde, şahsına has ifadeler oluştu farklı. En gencimiz ve temiz kalplimiz olan Ayça, üzülerek ve şaşkınlıkla kaşlarını kaldırırken, Vildan tek kaşını kaldırıp sırıtan Burcu'ya baktı. Derya ise, sinsi bir gülümseme ile gözlerini kıstı bana bakarken. O anlar gözümün önüne gelince, dudağımı ısırıp sırıttım.
"...ama ağzının payını verdim."
Bu kez Derya, Vildan ve Burcu tek kaş bakışı attı birbirlerine. Derya yerinde kıpırdandı ciddi bir dinleme pozisyonu alarak.
"Anlat bakayım sen şunu..."
⚪️⚪️⚪️
Kahkahalarımız yavaş yavaş kesilirken, bana bakıyorlardı. Garsonun getirdiği kokteylimden küçük bir yudum alıp dilimi ıslattım. Zengin tat dilime yayılırken arkama yaslandım. Derya imalı bir tonla sordu.
"Nasıl bir hödükmüş bakalım bu? Yakışıklı mı?"
Kızlar aniden durup, az sonra ölümsüzlük iksiri tarifini duyacaklarmış gibi dikkat kesildiler. Kaşlarımı çatıp omuz silktim bakışlarımı kaçırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yadigâr
Action"Ne var o belgelerde!" dedi sertçe . "Ne var o belgelerde? Nasıl girdin sen böyle bir batağa? Neden ya, neden!" Öfkesi... Yarasını tutuşturan baruttan farksızdı... Tekrar yanıma gelip, kolumdan tutarak kendine çektiğinde omzumun acısıyla yüzüm bur...