Boş bir masa bulup oturmuştuk.daha sonra garson gelip siparişlerimizi alıp masadan ayrıldı.Emre bana bakarak nasıl "hem bu kadar güçlü bir avukat olup aynı zamanda da bu kadar iyi ve naif bir insan olabiliyorsun" diye sormuştu.
Bende iş hayatı ve günlük hayattaki davranışlarımı birbirine karıştırmıyorum,o kadar dedim.daha sonra yemeklerimiz gelmişti.garson yemeği önüme koyduktan sonra ona teşekkür ederim diyip hemen yemeğe başladım.Emre, bişey daha sora bilir miyim diye lafa girdi birden.
Ben tabi sor diye yanıtladım.hemen lafa girip konuştuğun biri varmı? diye bir soru sordu.tabi bende şok olmuştum.biraz tavırlı bir ses tonuyla sorusunu yanıtladım.özel hayatımı başkalarıyla paylaşmak doğru değil dedim.ve konuyu kapatmak için yemeğime devam ettim.
Emre tabi doğru değil ama ben artık başkası olduğumu düşünmüyorum dedi.ben anlamadım diye bir yanıt verdim.emre'de yanlış anlama ben mihri'nin kuzeniyim e mihri'de senin en yakın arkadaşın öyle değil mi? dedi.bende evet öyle ama bu konuyla ne alakası var anlayamadım dedim.oda e artık bizde arkadaşız öyle değilmi dedi.
E öyleyiz tabi hem daha öncede tanışmıştık zaten.ama o kadar çok tanışma vaktimizi olmamıştı tabi dedim.oda evet biraz öyle oldu dedi.mavi Emre'ye bu arada sen nerelisin yani memleket olarak sakıncası yoksa öğrene bilir miyim diye soru sordu.Emre tabi ne sakıncası olucak ben mardinliyim Mardin'in en büyük aşiretin tek oğlan çocuğuyum dedi.
mavi şaşırmış bir suratla Emre'ye baka kaldı nasıl yani e o zaman burada ne işin var neden Almanya'dasın Mardin'den çıkıp niye buraya geldin diye sordum.Emre'de orası biraz karışık yani nasıl desem ben buraya okumak için geldim okulum bittikten sonra Mardin'e döndüm fakat babam beni diğer aşiretin tek kızı olan şilan, ile evlendirmek istedi ama ben istemiyordum yani daha erken diye düşünüyorum ve o kızı sevmiyordum.
babamı ikna edip tekrardan Almanya'ya döndüm daha sonra işte bu şirketi ortağımla yani artık eski ortağım diye bilirim onunla kurup burayı işletmeye başladık.işte böyle dedi.ama mavi'den sakladığı anlatamadığı bir şey daha vardı Emre'nin babası mardindeki en büyük aşiret olmaktan ziyade aslında güçlü eli kolu uzun bir mafya babası'ydı.tabi mavi bunu bilmiyordu ve emre'de söyleme taraftarı değildi.Emre mavi'ye dönerek ya sen ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum dedi.mavide gülümseyerek doğru ben İstanbul'da doğdum büyüdüm aslında buraya'da okumak için geldim yani sizin aksinize küçük bir aileyiz o kadar kalabalık aileyi'de pek sevmem dedi.daha sonra avukat olup mesleğimi burada başlayıp burada devam etmek istedim ve ailemde buna karşı çıkmadı ve bana destek oldular.mihriyle'de okulda tanıştık zaten diyip konuşmayı sonlandırıldı.yemekleri çoktan bitmişti ve kalkmak için garsona seslenip hesabı alabilir miyim dedi emre.
garson tabi efendim hemen geliyorum dedikten sonra emre hesabı ödeyip restaurant'tan ayrıldılar.daha sonra emre eve seni ben bırakayım tek başına gitmen doğru olmaz dedi.mavi gerek yok dedi.ama emre ısrar edince mavi'de kabul edip araca doğru yöneldiler.
devamı bir sonraki bölümde 😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
RomanceAşk nedir deseler bu sorunun cevabını yıllar önce sevdiğim adamın gözünün içine bakarak verebilirdim.tâki ben onu kaybedene kadar... Şimdi ise aşk benim için üç harf bir heceden oluşan sıradan bir sözcük gibiydi tâki o hayatıma girene kadar. Emre SA...