Günün ikinci bölümü, öncekini okumayı unutmayın!
ෆ
"Sen ciddi misin?" Anlamaz bakışlarımı Egemen'e gönderdim. O ise eli ile tavayı işaret etti.
"Pankekleri alıp ocağı kapatmamışsın, nerenin manyağısın çok merak ediyorum." Gözlerimi pankeklere çevirdim. Gerçekten de pankekleri alıp ocağı kapatmamıştım.
"Sen onu bunu boşver de, nasıl temizleneceğiz onu söyle." Dedim konuyu değiştirme amaçlı.
Gözlerini kafamda ve yüzümde gezdirip güldü. "Her tarafın un olmuş." Kim yaptı acaba? "Sen benden daha berbat bir haldesin." Diyerek saçlarını işaret ettim.
Oflayarak elini saçlarına attı. Gerçekten de berbat haldeydik.
"Bir fikrim var ama..." Diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. "Ama?" Bir süre cevap vermedi.
"Ama bu fikir çok..." Yine devamını getirememişti. "Çıldırtma beni." Diyerek bir adım ona yaklaştım. "Söyle de fikrin nasıl olup olduğuna ben bakarım."
Söylemekte kararsız gibiydi ama en sonunda yumurtladı söyleyeceği şeyi. "Bu pislikleri kendimiz yıkamaya kalksak temizleyemeyiz, diyorum ki..." Tekrardan duraksaması beni iyice delirtirken nihayet devamını getirdi.
"Diyorum ki birbirimizin saçlarını mı yıkasak? Sırayla birbirimizin saçlarını yıkarız, sonra da herkes vücudunu temizlemek için kendi duşuna girer." Aslında fikir gayet iyiydi. Çünkü saçlarımızdaki un suyla karışınca ortaya hamur çıkacaktı.
Başımı olumlu anlamda sallayıp "olur," dedim. "Yapalım."
Egemen beni bileğimden tuttuktan sonra yukarı duşa götürdü. Ben onun ne yaptığına anlam vermeye çalışırken dolaptan bir leğen çıkarttı.
"Leğen?" Dedim sorarcasına. Lavaboda leğen olmasına anlam verememiştim.
Tepkime gülüp leğenin içini ılık suyla doldurmaya başladı.
"Kardeşimin eskiden yıkandığı leğen bu, hazır duruyorken bununla saçlarımızı yıkayalım dedim." Tepkimi ölçmek ister gibi baktı yüzüme.
"Merak etme, temiz." Oysaki ben ona temiz olup olmadığını sormamıştım. Sadece kardeşinin küvette yıkandığına şaşırmıştım.
"İlk önce kimin saçları yıkanacak?" Diye sordu. Saçlarını inceleyip güldüm. "Senin yumurta kurumadan yıkayalım." Başını olumlu anlamda sallayıp hiç beklemediğim bir anda tişörtünü çıkarttı.
Karşımda sadece eşofmanla duruyordu. Kasları ve baklavaları sertçe yutkunmama sebep olurken Egemen benim onu süzdüğümü anlamıştı.
Gülerek, "bari belli etmeden inceleseydin." dedi. Utançtan yerin dibine girmek isteyerek Egemen'in olduğunu tahmin ettiğim şampuanı aldım.
Egemen kafasını eğerek leğene saçlarını soktuğunda bende elime şampuandan döküp iki elime de dağıttım.
Hemen ardından saçlarına masaj yapar gibi köpürtmeye başlamıştım. Saçlarını iyice şampuanladıktan sonra leğenin suyunu döküp Egemen'i duşakabine yolladım.
"Un ve yumurta gitti, gerisini hallet." Diyerek tuvaletten çıkacağım esnada Egemen bağırdı, "kıyafetlerimi getirmeyi unutmuşum, sen getirir misin?" ona cevap vermek yerine tuvaletten çıkıp Egemen'in odasına gittim.
Beyaz kot pantolon ile açık mavi gömlek çıkartıp siyah boxer'ı aldım. Odadan çıkıp tuvalete girdikten sonra kıyafetleri çamaşır makinesinin üzerine koydum.
"Kıyafetlerini çamaşır makinesine koydum, alırsın oradan." Diyerek tuvaletten çıktım.
Saçlarımdaki unu kabaca silkeledikten sonra misafir odasına girip içeride bulunan duşa girdim.
Kıyafetlerimi çıkartıp suyun da ılımasını bekledikten sonra duşakabine girip saçlarımı ıslattım.
Saçlarımı kenarıda duran hiç açılmamış çilek özlü şampuan ile yıkayıp vanilyalı duş jeliyle vücudumu yıkadım.
İşim bittiğindeyse duşakabinden çıkıp dolapta olan yepyeni havluyla bedenimi sardım.
Kıyafetimin olmadığı ise çok sonradan kafama dank etmişti.
Havluyla odadan çıktıktan sonra korka korka Egemen'in odasına ilerlettim adımlarımı. Kapıyı çaldığımda "gelebilirsin," sesi ile birlikte içeri girdim.
Egemen mavi gömleğini ilikliyordu içeri girdiğim esnada.
Beni havluyla gördüğünde ilk önce kaşlarını çattı. Ardındansa kıyafetlerimin olmadığı aklına gelmiş gardolabına yürümüştü.
Gardolaptan siyah bol bir tişört ile aynı renkte bir şort çıkarttı. "Bu şortu kardeşim unutmuş, onu giyersin. Üstüne de benim tişörtlerimden var, başka da yok. Bunları giyersin. Kilodumuz da bulunmadığı için mecburen kilotsuz gezeceksin."
Egemen'in kilot lafı etmesiyle yanaklarım domatese dönüşürken elinden kıyafetleri alıp bir hışımla çıktım odadan.
Utanmıştım ve beni utandırmak onun hoşuna gitmişti.
Misafir odasına girip Egemen'in verdiği kıyafetleri giydim. Odaya bağlı olan tuvalete girip saçlarımı kuruttuktan sonra kenardaki tarak ile saçlarımı tarayıp tuvaletten çıktım.
Aşağı mutfağa indikten sonra birkaç pankeki ağzıma atıp geriye kalanı da yukarı çıkarttım. Egemen'in odasına destursuz girdikten sonra ağzına pankekleri aynı anda tıkıştırıp odadan çıktım.
Şimdi de yiyebiliyorsa yesindi bakalım.
ෆ
Bölüm hic icime sinmedi ama sizi daha fazla bekletmemek icin attım
Umarım bölümü sevmissinizdir ♥Bb!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık • Texting
JugendliteraturTamamlandı. Egemen: kimsin sen? Sena: boşver Sena: söylesem de birşey değişmeyecek zaten Sena: yıllarca beni görmeyen sen, şimdi mi göreceksin sanki? Görüldü ✓ 170624 🌚 250624 🌝