Sarmaşık • Texting

0.9

Günün 2. Bölümü, önceki bölümü okumayı unutmayın!

ෆ

Egemen'in cevap vermesine izin vermeden arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkamdan "Sena!" diye seslense bile çoktan yanından uzaklaşmıştım bile.

Yanından uzaklaştığım gibi gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Daha fazla içimde tutmak istemiyordum.

Tuana benim olmadığımı fark ettiğinde endişelenmesini istemediğim için onu aradım. Telefon ikinci çalışında açılmıştı.

"Alo?" Tuananın sesiyle birlikte boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. "Tuana, ben eve geçiyorum. Sende birazdan gel. Neler olduğunu evde anlatırım." Karşı taraftan "tamam," sesi gelmesiyle birlikte aramayı sonlandırıp telefonumu kapattım.

Eve kadar yürümeye mecalimin olmadığını fark ettiğimde bir taksi çağırıp adresi verdim. On dakika içerisinde eve varmıştım.

Ücretimi ödeyip taksiden indikten sonra evin kapısının önüne gittim. Kapıyı çaldığımda birkaç saniye sonra hizmetlilerden biri açmıştı.

"Hoşgeldiniz," dedikten sonra kapının önünden çekilip geçmem için yer ayırdı. İçeri geçtikten sonra direkt merdivenlere yürüdüm.

Yukarı çıkıp odama girdikten sonra üzerime gri eşofmanım ile beyaz tişörtümü giydim.

Aşağıya inip kendime soğuk kahve yaptıktan sonra cips ve çikolataları büyük bir tabağa doldurup bir tane daha soğuk kahve hazırladım.

"Ben geldim!" Tuananın sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsedim. Ona herşeyi anlatacaktım, ayrıca dedikodu da yapacaktım. Doğukan ile aralarında neler olup neler bittiğini soracaktım.

"Hoşgeldin!" Dedim uzatarak. Birkaç saniye içerisinde yanıma ulaşıp küçük kırmızı çantasını koltuğa fırlattı.

"Dedikodu mu yapacağız?" Dedi gülerek. Olumlu anlamda başımı sallayıp Tuanayı yukarı ilerlettim.

Odama çıktıktan sonra kapıyı kapatıp renkli küçük ışıklarımı açtım. Odamdaki küçük yastıklı köşeye gittikten sonra tabağı yastıkların yanındaki küçük sehpaya koydum.

Büyük kahve bardaklarını da sehpaya koyduktan sonra Tuana'ya yer açtım.

Tuana da sağıma oturduğunda fırınlanmış yoğurtlu yeşillikli cipsten bir tanesini ağzıma attım. Bu favorimdi, ayrıca lays'inki çok güzel oluyordu.

(Ürün yerleştirme yoktur.)

Tuana da cipsten yemeye başladığında ağzımdakini yuttum. "En sonki yazışmalarımızı gördün zaten, ondan sonrasını anlatayım ben sana." dedim Tuanaya. Başını olumlu anlamda salladıktan sonra soğuk kahvesinden birkaç yudum aldı.

"Ben onunla konuşmaya gittiğimde anonimin ben olduğumu, beni yanlış anladığını söyledim. Arkadaş olduğumuzda ona karşı hislerimin bu boyutta olmadığını, sonradan büyümeye başladığını söyledim. Sonra da dedim ki, seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Madem seni rahatsız ettim, o zaman bir daha görüşmeyelim ki sende rahatsız olma. Ben gittikten sonra umarım sevdiğin kız ile mutlu olursun dedim." Tuana ağzı bir karış açılmış bir şekilde bana baktığında gülümsemeye çalıştım.

"Öyle oldu işte." Dediğimde içine sıkıntıyla bir nefes çekti. "Her konuşmanızın sonunda saplıyordun ama bu seferki ağır olmuş, özellikle senin için bayağı ağır olmuş." Dedi. Bende soğuk kahvemden bir yudum aldım.

"Beni boşver de, sizin Doğukan ile aranız ne oldu onu söyle." Dedim cipsten birkaç taneyi birden ağzıma atarak.

"Bilmiyorum ya, benden etkilendiğini söyledi sadece. İkimizin de duyguları büyürse sevgili olabiliriz dedi." Tuananın bıkkın sesini duyduğumda"vazmı geçtin?" diye sordum. Duyduğu sözler ile birlikte hızla kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Vazgeçmedim de... Yani ne bileyim, ilk sevgilisi falan da değilim hislerimizin büyümesini beklememize ne gerek var?"

"Boşver," diye mırıldandıktan sonra kolum ile Tuanayı dürttüm. "Dersler nasıl bakalım?" Diye sorduğumda somurttu.

"Matematikten elli aldım, edebiyattan da altmış. Biyoloji desen onlarda, bu yılda sınıfta kalırsam babam beni doğrar." Dedi. Onun bu haline gülüp "çalıştırırım ben seni." dedim.

"Ciddi misin!" Diye çığlık atarcasına sorduğunda gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. "Ciddiyim, yarın hazırlan sabah saat onda kütüphaneye gidiyoruz."

ෆ

Biraz kafamız dagılsın diye yapıyorum bunları, ileriki bölümler icin cok güzel seyler var aklımda ;)