0.5

65 14 5
                                    

Gecen bölüm normalden kısa oldu ama bu bölüm toparlanıyorez
Blackpink - Ready For Love dinleyerek Sena'nın gecmisini yazmaya calısıyorum

Neys iyi okumalar bebis!

12 yıl önce...

"Anne, lütfen bırakma beni buraya!" Diye bağırdı küçük kız çığlık çığlığa. Ailesinin kendisini sevmediğini bilse bile bırakılmak istemiyordu bilmediği bir yere.

Korkuyordu çünkü. Ailem daha az korkutucu diye düşünüyordu küçük kız.

"Bıraksana kolumu pislik ucube!" Diye bağırdı kadın, küçük kızın onun bir parçası olduğunu umursamadan.

Küçük kız daha fazla direnmek yerine tuttuğu kolu bırakıp bilmediği binaya doğru yürümeye başladı.

"Burası neresi?" Diye sordu küçücük bir yerde duran adama. Adam küçük kıza üzülmüş bir şekilde bakıp derin bir nefes çekti içine.

"Burası yetimhane, küçük kız. Senin yeni evin." Küçük kız kabullenememişti burasının onun yeni evi olmasını.

İstemiyordu burada yaşamayı, eve dönmek istiyordu fakat annesi çoktan onu bırakıp gitmişti.

"Gitti," diye mırıldandı küçük kız. "Annem beni bırakıp gitti." Daha fazla konuşamadan yere çöküp yüzünü elleri ile kapattı.

"O beni sevmiyor." Diye mırıldandı kabullenebilmek için. Ama kabullenemiyordu annesinin onu sevmediğini.

"Gitti," diye tekrarladı yine. "Çünkü o beni sevmiyor."

***

Koltukta bir sağa bir sola döndükten sonra oflayıp karşımda duran anneme baktım. Annem ile babam aslında benim üvey ailemdi.

Üvey annem beni istemese bile babam beni gerçek kızı gibi görüp evlatlık edinmişti. Amerikada çalıştığı için yılda sadece iki kez buraya geliyor, iki gün kalıp gidiyordu.

Üvey babam bana gerçek bir baba sevgisini gösterse bile annem için aynı kelimeleri kullanamıyordum. Benden dört yaş küçük kız kardeşim ile birlikte bana düşmanmış gibi davranıyorlardı.

Yemek ve harçlık konusunda ikisi de çok cimriydi. Kız kardeşim Tuanaya haftalık bin lira harçlık veriliyordu ve bana verilen haftalık harçlık sadece beş yüz liraydı.

Yemek konusunda ise Tuananın tabağı dolduruluyorsa bana birkaç şey konuluyordu, bu yüzden de zayıftım. Yirmi yaşında olmama rağmen sadece kırk beş kiloydum.

Verdikleri yemekler hiçbir zaman doyurmamıştı beni. Bende en sonunda buna alışmıştım. Hatta fazla fazla yemek verildiğinde durumu garipsiyordum fakat sonradan hatırlıyordum yemeğin fazla fazla verildiği zamanın sadece üvey babam geldiğinde olduğunu.

"Dönüp durmasana, senin yüzünden benim de başım döndü." Diye kızdı annem. Onu takmayarak tekrardan sağa sola dönmeye devam ettim.

"Gerizekalı!" Diye bağırdıktan sonra kafama yastık fırlattı. Bende bana fırlattığı yastığı alıp onun kafasına fırlattım.

"Terbiyesiz!" Diye bağırdı bu sefer. Yine sözlerine aldırış etmeden dönmeye devam ettim.

Ergen kardeşim merdivenlerden koşar adım inip kendini yanıma attı. "Naber lan abla bozuntusu?" Dedi gülerek.

"İyi senden kardeş bozuntusu?" Diye karşılık verdim bende. Her ne kadar birbirimizden haz etmesek bile bunu onun ergenliğine vuruyordum.

Çünkü Tuana böyle bir kız değildi, sadece regl olduğunda biraz agresifleşip bağırıp çağırıyordu.

Siyah uzun saçlarını arkasına attıktan sonra gülerek omzuma vurdu. "Ne oldu şu en sonki mesele?" Diye sorduğunda anında yüzüm düşmüştü.

Tuanaya Egemen meselesini ve şu anonimliği anlatmıştım.

Yüzümün düştüğünü gören Tuana surat asarak telefonunu açtı. "Battı değil mi?" Onaylayan mırıltılar çıkardığımda telefonundan bir fotoğraf açıp bana gösterdi.

"Bundan olur mu sence?" Diye sordu dudağını büzerek. Elinden telefonu alıp fotoğraftaki çocuğu incelemeye başladım. Fotoğraf çocuk gülerek bir yere bakarken çekilmişti.

Bunu Tuananın çektiğini biliyordum çünkü sık sık insanlardan habersiz onların fotoğraflarını çekerdi.

Genellikle de o fotoğraflar çok güzel çıkardı.

Fotoğrafta kumral saçlı ve fotoğraftan anladığım kadarıyla uzun boylu bir çocuk vardı.

"Nasıl davranıyor insanlara?" Diye sordum gözümü Tuanaya çevirip.

"Tam bir İstanbul beyefendisi." Dedi yüzündeki sırıtışıyla. Onun bu haline güldükten sonra "tanıştır bakalım, karar veririz. Hem yoklarım bakalım sende gönlü var mı yok mu." Sözlerime surat astığını fark ettiğimde "ne oldu?" Dedim şaşkınlıkla.

"Gönlü var mı ne ya? Yaşlı teyze misin sen?" İşte o an üvey annem Tuana'nın kafasına yastık fırlattı.

"Ben teyze miyim terbiyesiz!" Uzun bir kovalamaca başlıyordu işte.

Bu da kısa oldu ama ailesini gecmisini falan ögrenin istedim, sonradan bölümleri uzatırız yav

Sarmaşık • TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin