3

3 2 0
                                    

"Bir eylül akşamı sev beni, yıldızlar gökyüzüne yakışsın sen yanıma.."

****

Geleli on dakika olmuştu. Yemek siparişlerini verdik ve gelmelerini bekliyorduk. Bana kalsa yemekte yemezdim, teklifi duyar kalkardım ama bazı kurallar buna izin vermiyordu.

Siparişin üstünden geçen on dakika sonra yemeklerimiz sonunda geldi. Gelene kadar ise hiç konuşmamıştık nedenini asla bilmiyordum. "Teşekkür ederim." Garsona doğru konuşmuştum. "Afiyet olsun." Deyip masadan uzaklaştı. Artık konuşmanın zamanı gelmişti. "Sizi dinliyorum Ege bey."

"Ege değil Roman."

"Efendim." Dediğini anlamamıştım. "Ege ismimi değil Roman'ı kullanıyorum onu kastetmiştim."

"Peki Roman bey sizi dinliyorum." Teklifi ciddi anlamda merak ediyordum. Yemeğe falan geldim duymak için. "Öncelikle işinde çok iyi olduğunu biliyorum," iltifat mıydı bu bence öyleydi. "Teşekkür ederim."

"Ben sana büromda bir masa vermek istemiyorum." Ee o zaman ben gerçekten bir şey anlamadım. "Neden teklif vermek için çağırdınız peki beni."

"Ben sana ortaklık teklif ediyorum." Ne. Ortaklık mı dedi o. "Efendim."

"Senin şu zamana kadar neden büro açmadığını biliyorum, öğrendim bir şekilde o yüzden o tarz bir ortaklık değil. Davalarda ortak olacağımız bir ortaklık." nereden öğrenmişti ki bunu. Çok az kişi biliyordu zaten.

"Nasıl yani?"

"Büromda bir odan olacak diğerleri gibi sadece bir masa değil. Davalara beraber bakacağız. Yani bir müvekkil geldiğinde ya da bir dava olduğunda dosyaya ikimiz vekalet sunup tarafın avukatlığını beraber yapacağız. Maaşın diğer avukatlardan biraz daha fazla olacak çünkü herkesten farklısın, bir çok avukattan daha iyisin. Ben senden üstün olmayacağım. Büro da ben neysem sende o olacaksın. Biliyorum istemiyorsun o yüzden hisse sahibi olmayacaksın, resmi olarak yani. Her şeyle en başından beri olduğu gibi ben ilgileneceğim. Sen önce ki büroda nasılsan yine öyle olacaksın tabi biraz daha ayrıcalıklı şekilde. Hemen başlamanı da istemiyorum. Biraz dinlenmek senin de hakkın istediğin zaman başlarsın. Bu teklifi daha önce kimseye yapmadım bundan sonra da yapmam. Sadece sen. O yüzden iyi düşünmeni ve cevabını öyle vermeni istiyorum." Bu çok büyük bir şeydi. Ne cevap verilir bilmiyorum. Enine boyuna düşünmem gerekiyor. "Ben teklifinizi iyice düşündükten sonra size cevap vermek istiyorum. Bu çok büyük bir şey ve ne yapacağımı şaşırmış durumdayım."

"Ben cevabınızı sabırla bekleyeceğim. Şu andan itibaren ise iş konuşmayalım lütfen konuşup sizi sıkmak istemem."

Roman bey teklifi yaptıktan sonra bir daha iş konusu açılmadı. Genelde ondan bundan konuştuk. Şimdiyse yemeğimizi yemiş evlerimize geçecektik. Restoran'dan tam çıktık birden etrafımızı gazeteciler sardı. İki avukatın magazinsel açıdan nasıl bir haber değeri olabilirdi ki. Saçmalıktan başka bir şey değildi şuan yaşanan şey.

"Ege bey bu yemek romantik bir yemek miydi?"

"Eylül hanım samimi görünüyordunuz yemeğin herhangi bir duygusal açıdan önemi var mıydı?"

"Ege bey sevgiliniz bu duruma ne diyecek?" En başından beri susan Roman bey bu soruya büyük bir sinirle cevap verdi. "Benim sevgilim yok. Bu yemekte normal bir iş yemeğiydi. İyi akşamlar." Bende aynı şekilde diğer iyi akşamlar dileyip gelen arabama bindim ve evime sürmeye başladım.

Yol boyunca Roman beyin teklifini düşündüm . Aslında gayet iyi bir teklifti ama beraber çalışma fikri bana biraz fazla gelmişti. Neden yani ayrı ayrı çalışamaz mıydık. Daha önce bazı davalarda yanımda ortaklarım olmuştu ama onlar tek dava içindi bu onlardan çok farklı bir durum. Kariyerim için iyi olabilirdi aslında, çok kararsızım. Eve gelmiştim artık düşüncelerimden sıyrılıp eve girdim. Kapıyı açınca beni içeriden gelen Hazal'ın sesleri karşıladı. "Senin evin yok mu Hazalcım?" diyerek girdim içeriye. "Var ama ne de olsa benim evim senin evin, senin evin benim evim değil mi bebek." doğruydu öyleydi ondan başka kimsem yoktu ve benim olan ne varsa aynı zamanda onundu. "Sen buraya taşınsan da kendi evini kiraya mı versen daha kolay olur." git gel yorulmak zorunda kalmazdı. "Yok canım kalsın bazen sana tahammül edemiyorum hele de önemli bir dava varsa içinden bir şeytan çıkıyor o yüzden evime kaçmam gerekebilir orası benim sığınağım."

"Sanki adam öldürüyoruz sığınak diyor birde."

"Gözlerinden çıkan alevler yetiyor canımcım." ona kafamla aynen aynen yapıp odama geçtim üstümü değiştirmek için. Üstüme siyah bir şort takımı geçirip salona döndüm. "Sen yemek yedin mi?" bazen unutuyordu sonra gece acıkınca yemek yiyor en sonunda ise kilo aldım diye söyleniyordu. "Yedim yedim senin yemek nasıl geçti? Teklifi neymiş?" onun bu meraklı haline gülüp her şeyi anlattım. Anlatmazsam beni rahat bırakmazdı.

"Oha kızım bu çok büyük ve güzel bir teklif umarım kabul etmemek gibi bir salaklık yapmamışsındır. Yaptıysan döverim seni."

"Düşünüp haber vereceğimi söyledim. Hemen kabul mü etseydim Hazal."

"Evet hemen kabul etseydin. Bazen çok salak oluyorsun biliyorsun değil mi? Mis gibi teklif hem ben bugün boş bir zamanımda biraz araştırdım baya iyiymiş adam işinde bence senin için çok iyi olacak."

"Emin misin?"

"Emin değil Hazal'ım." yüz ifademden anladı midemin bulandığını. "Eminim sen güven benim hislerime." güvendim gitti. Telefonumu alıp salondan çıktım ve çalışma odama geçtim. Telefon rehberimden Roman beyin ismini bulup aramaya başladım. Telefon çaldı ama açılmadı, tabi saat geç oldu ondandır. Tam kapatacağım sırada açıldı telefon. "Efendim Eylül?" resmiyeti ne zaman attık acaba. "Merhaba Roman bey rahatsız etmiyorumdur umarım."

"Yok hayır etmiyorsun, bir şey mi oldu?"

"Şey ben teklifiniz için aramıştım." şey ne Eylül, şey ne.

"Umarım cevabın olumludur."

"Olumlu, teklifinizi kabul ediyorum."

"Çok sevindim. Yemekte de dediğim gibi hemen başlamak zorunda değilsin biraz dinlen. İsteğin zaman başlarsın hem bende odanı hazırlatırım bu süre zarfında."

"Teşekkür ederim, iyi geceler." Roman beyden de gelen iyi geceler cevabıyla telefonu kapattım. Ve hayatımda yeni bir dönem başladı. Umarım bana iyi gelirdi...

****
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız efendim..

EYLÜL ROMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin