"Yoksa ne?"

8 2 0
                                    

*Isabel'in anlatımıyla:

Eğlenceli ve yorucu geçen okul günümden sonra eve gelip kendimi hemen yatağa atmıştım. Bugün çok eğlenceliydi. Özellikle son kısımları. Yemekhaneden çıktıktan sonra son derslere hiç odaklanamamış, 2'şer kişilik ordulardan oluşan kağıt topu savaşını başlatmıştık. Bu yüzden Fransızca öğretmenimizden de güzel bir azar yemiştik. Ben daha okulda yeni olduğum için de ceza almadan yırtmıştık. Ama çıkışa kadar bol kahkahalı dakikalar geçirmiştik.

Ben yüzümdeki gülümsemeyle bunları düşünürken telefonum çaldı. Arayan annemdi, görüntülü arıyordu.

"Sonunda aklınıza gelebildim demek. Bende beni Tony'ye atıp kaçtınız sanmıştım."

Annemle karşılıklı kahkaha attık.

"Ahh keşke! Biz 17 sene mahvolduk. Biraz da Tony düşünsün."

"Aynen ona iyi bir alıştırma olmuştur."

"İyi mi? Sen Tanrı'nın insanlara verdiği bir ceza gibisin. Şaka şaka."

Suratımı asıp göz devirdiğimde annem daha çok gülüyordu.

"Babam duyarsa Nadia Diaz'dan Nadia Russo'ya terfi edebilirsiniz hanımefendi. Bilin istedim."

Babam beni çok severdi. İlk ve tek çocuğu olduğum için ve en önemlisi annemle ikisinin çocuğu olduğum için.

"Sizde lanet çenenizi kapatıp bugün olanları anlatmazsanız yatağınızdan mezarınıza terfi edebilirsiniz hanımefendi."

Annemin karşılık olarak söylediği şeyle yine aklıma bugün olanlar geldi ve yüzümde saçma bir sırıtış belirdi.

"Bakıyorum da birileri Amerika'yı sevmiş."

Kendimi toparlayıp ekran başında ki anneme baktım.

"Evet, Tony'ye rağmen. Hem burada yeni arkadaşlar da edindim. Burası gerçekten İtalya'ya benzemiyor anne."

"Senin için çok sevindim canım. Alışamayacağından korkmuştum oysa."

"Tam alıştım sayılmaz ama, yinede güzeldi. Tony sabah okula gitmeden Peter diye bir çocukla tanıştırdı beni. Aynı sınıftayız. Tina'da var. Onunla beraber oturuyoruz. Birde Ned var. 4'ümüz de aynı sınıftayız işte. Öğlen beraber yemek yedik falan. Güzeldi."

"Bak bu çok güzel bir haber. Bilseydim seni en başında yollardım. Arkadaş bile edinmişsin bu çok güzel."

"Evet anne. Umarım her şey böyle güzel ilerlemeye devam eder."

"Umarım canım. Benim şimdi kapatmam gerekiyor işleri biliyorsun. Babanda bende müsait olduğumuzda en kısa zamanda ararız seni. Hoşçakal birtanem, kendine dikkat et."

"Sizde kendinize dikkat edin. Öpüyorum."

Annemle birbirimize el salladıktan sonra telefonu kapattık. Tam telefonumu bırakacakken bildirim sesi beni durdurdu. Açıp baktığımda Tina'dan olduğunu gördüm.

 Açıp baktığımda Tina'dan olduğunu gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEVGİLİ GÜNLÜK: PETER PARKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin