"Ben ve Tina, sen ve Ned."

5 3 0
                                    

*Isabel'in anlatımıyla:

"Tina. Gün ne zaman bitiyor? Sanki zaman çok ağır ilerliyor."

Tina söylediklerime kıkırdadı.

"Ders 8 dakika sonra bitiyor. Bu senin ilk günün! Biraz sabırlı ol. İlk günler zordur."

Haklıydı. Diyecek söz yoktu. Tarih öğretmenimiz Bay Pierce bu kadar sıkıcı bir insan olmasaydı belki gün daha da çekilebilir bir hâl alabilirdi.

"Bu dersten sonra öğle arası var."

Fısıldayan Tina'ya

"Sonunda."

Diyebilmiştim sadece. İlk ders bittikten sonra teneffüste o salak Madison ve tayfası bana tip tip bakmışlardı. Peter ile de hiç konuşmamıştık. Tina'dan isminin Ned olduğunu öğrendiğim arkadaşı geç kalmıştı ve ikisi hızlıca sınıftan çıkıp gitmişlerdi. Tina'da bana okuldaki embesillerle alakalı bilgiler vermişti.

"Amerika ve Filipin arasında ki savaşın tarihini söyleyin bize Bay Parker."

Peter'a döndüğümde bir deftere birşeyler yazıyordu ve kollarıyla da defteri siper etmişti. Ned'in kolunu dürtmesiyle Bay Pierce'a baktı.

"1898"

Dedim onu kurtarmak isteyerek. Normalde karışmazdım ama Tina ders başlamadan önce beni Bay Pierce konusunda uyarmıştı ve Peter'a durduk yere sataştığından da bahsetmişti. Bu yüzden içimde bu adama karşı bir gıcıklık oluşmuş ve büyümüştü. Buna sınıfa girer girmez Tina'ya bağırması da dahildi.

"Bay Parker."

Bastıra bastıra söyledi bana bakarak ve devam etti.

"Pekala Bayan Diaz. Görüyorum ki oldukça ilgilisiniz. Kolonileşme dönemi tarihleri nedir?"

"1493-1775"

Babam'ın zorla çalıştırdığı Amerikan Tarihi'ne küfür yerine şükürlerimi sundum. Göt olan Bay Pierce da zilin çalmasıyla basıp gitti.

"Senin hiç kusurun yok mu?"

Dedi Tina gülerek. Bende güldüm ve ikimiz de eşyalarımızı toparladık.

"Isabella mideni okul yemeklerine alıştırsan iyi edersin. Felaketler."

Dedi Tina ve koluma girdi biz dolabımıza ilerlerken. Bir ona birde kolumuza bakınca hemen geri çekildi.

"Kusura bakma. Ben biraz heyecanlandım da. İlk defa senin gibi bir arkadaşım oldu."

Aslında benim de ilk defa Tina gibi bir arkadaşım olmuştu. İtalya'dayken yıllardır tanıştığım kişilerle bile aramda bir mesafe vardı ama Tina daha ilk saatlerden çok samimi gelmişti bile.

"Sıkıntı yok Tina. Rahatsız olmadım."

Tina'ya gülümsedim.

"İstersen bana Isabel diyebilirsin."

Tina tekrardan koluma girdi ve güldük.

"Tamam o zaman Isabel."

Dolaplarımıza geldik. İkimizin dolabı da karşılıklıydı. Eşyalarımızı bırakıp yemekhaneye doğru ilerliyorduk ama o sırada biri bana seslendi.

"Isabella."

Arkamı döndüğümde bu Peter'dı.

"Ben ileride bekliyorum siz konuşun."

Dedi sırıtarak ve merdivenlerin oraya gitti. Peter'ın yanında ki Ned'de Tina'nın yanına gitti. İkimiz yalnız kalmıştık.

"Bir şey mi söyleyecektin?"

"Şey. Aslında ben. Şey."

Sorar gözlerle ona baktığımda duraksadı, nefes alıp devam etti.

"Tarih dersi için teşekkür edicektim. Teşekkür ederim. Bay Pierce can sıkıcı olabiliyor."

Eli ayağına dolaşmış Peter'a biraz da olsa sakinlemesi için gülümsedim.

"Önemli değil. Adamın gıcık bir tip olduğu bariz belliydi."

Peter'da bana gülümsedi. Durmuş öylece birbirimize bakıyorduk. Sanki bir şey söylemek istiyordu da çekiniyordu. Tanrım bu çocuk neden böyle? Ama yine de tatlı. İtalya'da ki ukalalar gibi değil. Nihayet Peter tekrar konuşmaya başladı.

"Aslında bir şey daha var."

"Evet?"

"İstersen öğle yemeğini beraber yiyebiliriz. Yani çıkmak gibi değil. İkimiz yalnız değiliz. Ned'de var. İstersen sen de kendi arkadaşını-

Peş peşe sıraladığı cümleler ve yanlış anlaşılma telaşıyla gerçekten çok komik duruyordu. Kötü anlamda değil tabi ki. Peter iyi biriydi ve bu 10 metre öteden bile fark edilebilirdi.

"Tamam. Sakin ol."

Dedim küçük bir kahkaha atarken.

"Ben ve Tina, sen ve Ned."

Bana gülümseyip kafa salladıktan sonra yürümeye başladık. Tina ve Ned'in yanına geldiğimizde ikisi de gülerek sohbet ediyordu. Bizi fark ettiklerinde sessizce yemekhaneye indik. Tepsilerdeki yemeklerden alıp boş bir masaya geçtik ve Ned konuşmaya başladı."

"Üzgünüm seninle tam tanışamadık."

Bana elini uzattı.

"Ben Ned Leeds."

"Memnun oldum. Isabel diyebilirsin."

Dedim ve birbirimize karşılıklı gülümsedik. Daha okuldaki ilk günümdü ve ben İtalya'da yıllardır bulamadığım samimiyeti burada, bu insanlarda bulmuştum. Her zaman herkese karşı duvarları olan ben, bu insanlara kapılarımı sonuna kadar açabilirdim sanki. Bugün bana öyle hissettirmişti yani...

————————————

Selam! Bu 4 kişinin arkadaşlıklarının temellerinin oluştuğu bir bölüm oldu. Biraz da Isabel'in kişiliğine inildi aslında.

Sorularınızı bu kısımda sorabilirsiniz.

Diğer bölümde görüşmek üzere!

SEVGİLİ GÜNLÜK: PETER PARKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin