2

168 7 4
                                    

"İtalya nasıl bakalım ?" Kaan ve bitmek bilmeyen soruları.

Kaan'la genelde sık sık kavga ederdik. Sağlıklı bir ilişkimiz olduğu söylenemezdi. Aslında İtalya'ya gelme sebeplerimden biri de oydu. Beni bunaltıyordu.

"İyi işte, şimdi işlerim var daha sonra konuşuruz Kaan." diyip sohbeti kapatmaya çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemez tabii.

"Bu aralar niye bu kadar soğuksun sen bakiyim. Canını sıkan biri mi var?" Sıktı mı sıkıyordu gerçekten.

"Hayır Kaan, görüşürüz." diyip telefonu yüzüne kapattım. Biraz ayıp olmuştu ama başka seçenek bırakmamıştı.

Gün boyunca odama gelen altyapı sporcularıyla ilgilendim. Burası Türkiye'den daha hareketli bir yerdi. Türk sporcular psikologları pek umursamıyordu.

Çıkma saatim geldiğinde eşyalarımı toparladım ve odamdan çıktım. Antrenmanları biten ve evlerine dönmekte olan bir kaç sporcuya da selam verip kendimi dışarıya attım.

Bu saatlerde taksi bulabilir miydim pek emin değildim. 15 dakikadır geçen tüm taksiler doluydu.

Yanıma doğru yaklaşan Mercedes arabaya baktım. Işıklarından direkt yüzüme çarptığından sürücü koltuğunda kim vardı belli olmuyordu.

Tam önüme gelince durdu ve cam açıldı. Yüzü tanıdıktı. Kenandı.

"Atla hadi bırakayım seni." dedi o tok ve güzel sesiyle. Anlam veremediğim için yüzüne uzun uzun baktım. Büyük ihtimalle şu an mal gibi gözüküyordum. "Bakmaya devam mı edeceksin, yoksa gelecek misin?" dedi tekrar. Bu sefer tereddüt etmeden yolcu kapısını açtım ve arabaya bindim.

"Gerek yoktu aslında, yolunu uzatmış oldun." dedim mahcup olmuş bir şekilde.

"Sen dert etme onu. Hem kötü mü oldu birbirimizi tanımış oluruz." Sırıttı. Hem de çok güzel sırıttı. "Ee nereden geldin sen bakalım?" diye bir soru yöneltti.

"Fenerbahçe'nin sporcu psikologluğunu yapıyordum, daha sonra buraya gelmek istedim." dedim ben de sorusuna yanıt olarak.

"Neden?" diye kısa bir soru sordu tekrar.

Ben de aynı şekilde "Bunaldım." dedim kısa ve net bir şekilde.

"Erkek arkadaşın var anladığım kadarıyla, onu niye bıraktın ?" Nerden biliyordu ? Bir kaç saniye ona dönüp yüzüne baktım. Sonra kendini açıklamak istermiş gibi devam etti. "Yani yanlış anlama, sen sahaya gelince telefonun çaldı, sende telefonunu 'Efendim canım' diye açınca merak ettim."

Yüzünü incelemeye devam ettim. Güzel bir yüzü vardı. Çekiciydi.

Sorduğu soruyu hatırlayıp tekrar önüme döndüm. "Sorun değil, beni en çok bunaltan şeylerden biri oydu zaten uzaklaşmak istedim."

O da aynı şekilde bana döndü ve bir kaç saniye yüzümü süzdü. Ben o sırada karşıya bakıyordum ama hissedebiliyordum. Bakıyordu.

Yüzümü tekrar ona çevirince bakışlarımız bir kaç saniye kesişti ve tekrar yola odaklandı.

Evimin konumunu yazıp telefonumu Kenan'a verdim. Trafikten dolayı yaklaşık 20 dakika gösteriyordu.

İkimizde sessiz kaldık bir süre. Saniyeler, dakikalar geçti ama ikimizden de ses çıkmadı.

Aramızdaki sessizliği bozan o oldu. "Neden İtalya'yı tercih ettin peki." Açıkçası bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum.

"Bilmem." Demekle kaldım sadece.

"Sevgilin de sporcu mu?" Neden bu kadar merak ediyordu ?

"Voleybolcu."

"Nerede?" Harbi niye soruyordu bu bunları ?

mi estrella | kenan yıldızWhere stories live. Discover now