❧ 15

40 8 7
                                    

fearless 15: blue

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

fearless 15: blue

Eunbyul bıkkınlıkla dolabına doğru ilerledi.

Uzun zaman sonra okula gelmek onun için işkence gibiydi ki aşırı isteyerek de gelmemişti zaten. Sadece ailesi ve psikoloğu onun mentali ve fiziksel sağlığı için evden dışarı çıkması gerektiğini ya da en azından okuluna devam etmesi gerektiğini söylediği için gelmişti.

Kendi cehennemine geri dönmüş gibi hissediyordu. Bu okul, bu insanlar, her şey fazla kötüydü onun için.

Yavaş hareketlerle metal dolabın kapağını açtı ve ders kitabını aramaya başladı. Dolabın üst rafını göremediği için eliyle yoklarken, elinde hissettiği ıslaklıkla kaşları çatıldı. Su falan mı dökülmüştü?

Islak elini dolaptan çıkartıp baktığında bir süre dondu. Su değildi. Koyu kırmızıya boyanan elindeki yoğun sıvının ne olduğunu başta anlayamamıştı. Yayılan kokuyla birlikte şok içinde dolabının içine baktı.

Kan... Elinden bileklerine akan kanı umursamadan titreyerek dolabın üst rafına bakmaya çalıştı. Parmak uçlarında biraz yükselerek rafa baktığında gördüğü şey ile çığlık atarak korkuyla uzaklaştı.

Koridordaki bütün gözler hızla ona dönerken yardım etmeye yeltenen kimse yoktu. Herkes yadırgayarak ona bakmaya ve aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı.

Eunbyul titreyerek ağlamaya başlarken yardımına koşan, sınıf başkanı Seungmin olmuştu. "Eunbyul," dedi telaşlı bir sesle. "Noldu sana? İyi misin?"

Eunbyul'un ağlaması şiddetlenirken kafasını salladı ve titreyen eliyle dolabını işaret etti. Seungmin dolaba ilerleyip içine baktığında yüksek sesli bir küfür savurmuştu. "Siktir! Tanrım bu ne böyle..."

Gördüğü fare ölüsüyle iğrenerek başını çevirirken ölü fareden yayılıp kanla kaplanan dolabı kapattı. Daha fazlasını midesinin kaldıracağından emin değildi. Eunbyul'a döndü ve önünde eğilip temiz elini tuttu.

"Bir şey yok tamam mı? Hadi gel revire gidelim. Temizlikçi abiye de söyleriz. Dolabını o temizler. Korkma."

Eunbyul kafasını sallayarak onu onayladı ve koluna girip yavaş adımlarla yürümeye başladı. Konuşmuyordu. Sanki şoktan ve korkudan dili tutulmuştu.

Seungmin de çok korkmuştu. O bile bu haldeyken Eunbyul nasıl korkmasındı ki? Bunu kimin yaptığını ya da kimin böyle bir şeye cesaret edebileceğini düşünüyordu fakat bunu şu anda Eunbyul'a sormanın sırası değildi. Zaten kız son zamanlarda kötü bir haldeydi. Bir de başına bu geldiğine göre kim bilir nelerle uğraşıyordu.

Sonunda revire geldiklerinde görevli doktor ile birlikte onu yavaşça yatağa yatırdılar ve şoktan çıkması için önce sakinleştirici yaptılar.

Seungmin ayakta Eunbyul'u izlerken, Eunbyul gözlerinden süzülen yaşları sildi. Artık ağlaması durmuştu. İğne yüzünden titremesi de geçmişti. Sadece duygusuzca tavanı izliyordu. Derin derin nefesler almaya çalışıyor ve hala olayı sindirmeye çalışıyordu.

Aradan yarım saat geçmişti. Bu süreçte Seungmin dolap için temizlikçi aramaya ve müdür ile konuşmaya gitmiş, ardından Eunbyul'u kontrol etmek için revire geri dönmüştü.

Eunbyul hala ifadesiz bir şekilde duruyordu fakat artık yatmıyordu. Oturur bir pozisyondaydı. Gözleri bomboş bakıyordu etrafa. Seungmin dikkatli bir şekilde yanına oturdu ve ses tonuna özen göstererek konuştu. "Dolabını temizlediler ve müdürle de konuştum. Kim yaptıysa bulunup cezasını çekecek merak etme."

Eunbyul onu onayladı ve güçlükle "Teşekkürler." dedi. Seungmin olmasaydı o koridorda kriz geçirip bayılacağını düşünüyordu. Korkudan vücudu tutmuyordu. Sınıf başkanı onunla iyi bir şekilde ilgilenmişti.

"Rica ederim, lafı olmaz. Yalnız Eunbyul..."

Seungmin duraksayarak ne söyleyeceğini düşünürken Eunbyul beklentiyle ona baktı. "Bunu sana kimin yaptığı hakkında bir fikrin var mı?"

Eunbyul hızla cevap verdi. "Yok."

Yalandı.

"Emin misin? İstersen bana anlatabilirsin."

"Eminim." dedi Eunbyul, ardından devam etti. "Sen artık gidebilirsin. tekrar sağ ol."

Seungmin sorgulayan gözlerle ayağa kalktı ve kızın biraz yalnız kalmak istediğini düşünerek kapıya ilerledi. "Peki o zaman. Geçmiş olsun, kendine dikkat et."

"Sen de."

Eunbyul Seungmin'in arkasından baktı ve eline telefonunu aldı. Tabi ki kimseye hiçbir şey anlatmayacaktı. Zaten anlatsa bile kimse onu dinlemeyecekti.

Buna rağmen Eunbyul biliyordu. Mesajlardan o fareyi dolabına kimin koyduğuna kadar biliyordu. Başka kimsenin bilmesine gerek yoktu.

Son bildirimlerine baktı, boş olduğunu görünce iç çekti. Çantasını toplayıp ayağa kalkarken eve gitmeye karar verdi.

Zaten bu cehenneme neden gelmişti ki...

🌙🌙🌙

selam güzellikler! umarım iyisinizdir ve her şey yolundadır 💕🎀

beni sorarsanız gayet iyiyim. şu aralar evdeyim ve ingilizce dersi alıyorum, çalışıyorum...

neyse. bölüm atmayalı uzun zaman oldu, bu yüzden umarım beğenirsiniz.

hepinizi kocaman öpüyorumm 💋🌺

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FearlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin