5-kiwi

187 38 158
                                    

business with buddies

changbin
YAZDI
YAZDII

iletildi (00.18)

changbin
KAÇTI
NAPICAM
NAPTIM KAÇIRDIM PRENSİMİ
OFFF
CHAN NEREDESİN

iletildi (00.52)

changbin
günaydın bayanlar
hala uyuyor musunuz

iletildi (08.08)

changbin
bayan neredesin amk
şirkete girdim kimse gelmedi dediler

iletildi (08.46)

***

Güvenlikten uzaklaşıp turnikeden geçerken telefonumu katlayıp ceketimin cebine attım. Chan normalde geceleri her mesajıma cevap verir, sabahında da benden önce şirkete gelmiş olurdu. Fakat görevliden aldığım bilgiye göre Chan, gece bir vakit çıkıp gitmiş, bu sabah da şirkete birkaç çalışan harici kimse gelmemişti.

Jisung'un on iki saat kadar uyuduğunu ve şirkete toplantılar dışı adım atmadığını bildiğim için onu sormamıştım bile.

Asansöre binip en üst katı tuşlarken aklım yeniden pembe pamuk şeker prensine kaydı. Dişlerim birbirine geçti, bugün gelecek miydi acaba?


"Günaydın Bay Seo."

"Günaydın efendim!"

"Günaydın arkadaşlar, kolay gelsin."

"Teşekkürler efendim, kahve alır mıydınız?"

Kafamı salladım. "Filtre kahve olsun, odama getirirsiniz."

"Tabii efendim."

Koridorda ilerlemeye devam edip geniş kapıya geldiğimde kolu kavrayıp indirdim.

"Jisung?!"

"Ha?!"

"Ne yapıyorsun burada?"

Bana anlamamış gibi bakıp gözlerini sıktı. Masaya yayıldığı halinden diklenip koltuğa düzgünce oturdu. Bir şey aranırcasına etrafı süzdükten sonra boğazını temizledi.

"Ben uyuyakalmışım ya." dedi.

Kaşlarımı kaldırıp ilerlerken, "Az önce fark ettim onu," diye konuştum. Koltuğuma sakince kuruldum. Müdür odasında iki masa vardı ve burayı genelde Chan ile kullanıyorduk. Jisung'un odası hemen karşımızdaydı. Şirkete uğradığı zamanlar, nadir olduğundan belki de, genelde bizimle takılıyordu. Ama burada uyumasına ilk kez şahitlik ediyordum. "Sen niye buradasın diyorum, ne zaman geldin?"

Çene ve yanaklarını sertçe sıvazlayıp kendine gelmeye çalışır gibi bir hareket yaptı. Sonra parmakları Chan'ın dağılmış masasındaki ne olduğunu bilmediğim kağıtları kaldırıp gösterdi.

"Çalışıyordum ama geç olmuştu, Chan beni bırakacaktı," diye mırıldandı. Hatırlamaya uğraştığını yüzünün aldığı buruşuk ifadelerden anlayamasam fısıltılarından kavrayabilirdim. Ekledi. "Gece kendim dönemezmişim. Aptal Chan Bey, cidden beni bırakıp gitmiş."

big jet plane - changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin