Bana Kendini Anlat

352 39 16
                                    

Bölüm şarkısı: Denize Bıraksam -
Göksel

Yakamoz'dan

Bir saati aşkın süredir müzik dinliyorduk. Tek yaptığımızın bu olması garipti. Komatı bitirip boş kalan tabağı deniz suyunda-üstüne yapışan hamurlar kurumasın diye- çalkaladım.

"Eee Yakamoz hanım,siz nelerden hoşlanırsınız?" Çok iyi cevaplar verip sana kalp krizi geçirtebilirdim Ayaz ama eve kadar götürecek olan da ben olurum.
"Her şeyden ve hiçbir şeyden." Net bi' yanıt değildi.

Kendince söylediklerimi düşünüp tarttı.
"Yani hiçlik olmayı isteyen filozofsun."
Cevabı gerçekten komik geldiği için kahkaha attım. Durduk yere saf hallerine dönmesi onu sempatik yapıyordu.

"Galiba öyleyim." İç çekerek denizdeki dalgalara döndüm. Ne kadar da masum masum kıyıya vuruyorlardı. Her bir vuruşu kalbime de darbeydi,biliyorlar mıydı?

"Kiminin derdini tasasını alıp götüren deniz. Bizim mutluluğumuzu silip süpüren yine deniz. Bu dalgalar mı aldı aileni?" Ayaz'ın sakin ses tonu, içime işleyen buruk sözlerine başımı salladım.

"Bu deniz mi aldı dizlerini? Çok acıdı mı? Yani nasıl olduğunu söylemediniz ama acımışsa da geçmiştir değil mi?" Kırmaktan korktuğum iki kişi vardı hayatımda. Eskiden iki kişiydi. Şu an Ayaz da içlerine eklenmişti. Dedem,babaannem ve Ayaz'ı kırmamak adına sözlerime dikkat edecektim.

"Acımadı. İskeleden atladım,suya gömüldüğümde uyku bastırdı," dedi. Cümlesini yarıda kesip yutkunmayı denedi. Başarısız olunca nefes alış verişindeki düzensizlikle konuşmaya devam etti.
"Gözlerimi hastanede açmıştım. Etrafımdaki yoğun kalabalık bir de ayak ucumda oturarak bana acıyarak bakan doktor vardı. Hissetmedim."

Doktorun ayak ucunda durma sebebi dizlerine dokunmak mıydı? Fizik tedavisinin nasıl gittiğini sormak istiyordum ama bu günlük kendini bana yeterince açtığından geri kalan soruları zihnimden attım.

"Hadi seni eve bırakalım." Söylediğim söze gülerek onayladı. "Hadi beni eve bırak bakalım." Randevu sonrası kızı eve bırakan çocuklar gibi onu eve bırakmayı teklif etmiştim değil mi?

"Onu demek istemedim of Ayaz." Göz kırptı. "Beni evime bırakabilirsin. Geçen gün eve gidiyordun yolda seni gördüm hemen dedim ki," kahkaha atmaktan cümlesini yarıda kesmek zorunda kaldı.
"Senin burada ne işin var çocuklarımın anası evimin direği." Yaptığı taklit tamamen alakasız olsa da boşluğuma geldiği için gülmeye başladım.

Oturduğum yerden güç bela kalkıp tabakları sol elime,telefonumu ve müzik çalarla kulaklığı da sağ elime aldım.
"Elim kolum dolu sana nasıl yardım edeceğim." Oflayıp puflamalar eşliğinde Ayaz'a bakıyordum.

"Sen rahat ol ben hallederim." Ellerini tekerleklere yerleştirip kendini geldiğimiz yöne döndürdü. Alnındaki damarlar kaslarını zorlamasından dolayı görünür hale gelince elimde tuttuklarımı kucağına bıraktım.

"Tamam,bunları sen tut bende seni."

Mahçup bakışları içimi cız ettirdi. Kafamdaki küçük Yakamoz,Ayaz'a yardım edemiyoruz diye sabahlara kadar ağlamak istiyordu.

Arkasından tekerli sandalyenin iktirmeye yarayan kollarını tuttum. Ağırlığın çoğunu sandalye hallediyordu. Ben bebek arabası süren anneler gibi rahattım.
"Eee Ayaz,bana kendini anlat. Biraz bilgi edineyim." 'Hım'diye bir ses çıkarıp "Aslında tahmin edilebilir biriyimdir,"dedi. Güzel,en azından başlangıç yapmıştık.

"Analiz konusunda iyi değilim. Anlat hadi." İsteğimi geri çevirmeden devam etti.
"Günümün çoğunu odamda,kitap okuyarak geçiriyorum. Müzik dinlemeyi çok severim hatta bu sandalyeden önce davulumun başına oturuyordum. " Davul çalmak mı? Baterist miydi?

Dalgalar Ve Aldıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin