Karmakarışık

290 40 42
                                    

Bölüm şarkısı:Nova Norda - Şerefine

Yakamoz'dan

Eve ulaştığımda Gülhan Sultan'ın gazabı ve beni giydirme çabasının kucağına düşmüştüm. Önce bir güzel azar yedim ardından da yarım kollu yazlık gömleğimin altına kalem etek giydirerek beni Ayaz'ın ailesine önceden alışırdı.

Şalvar giysem daha iyi olmaz mıydı?
Tamam, şalvar giyme isteği içimden gelendi. Altın sarısı dökümlü şalvarım favori parçamdı. Giyecek yer bulamıyordum o ayrı konu.

"Veysel! Hazır mısın? Çıkıyoruz."
Koluma giren Gülhan sultanla beraber kapıya kadar ilerledik. Dedem minik tuşlu telefonunu cebine atarak yanımıza geldi. Babaannem muhtemelen millattan öncede kalan dümdüz kahverengi elbisesini giymişti.
Bunlar gardropta sadece kahverengi mi vardı?

Dedemin üstünde yarım kollu yeşil keten gömlek,altında da siyah pantolon vardı.
Ayaz'ın dedesinin gelip gelmediğini bilmediğim için dedemi de peşimizden sürüklüyorduk.

"Geldim Gülhan'ım. Dünürler kaçmıyor ya sakin ol." Söylensede kol kola ilerleyen bizim arkamızdan geldi.
Gündoğdu evi görüş açıma girdiği an panik içimi kapladı.

Kapıya yakın yerdeki çardakta tüm gençler oturuyordu. Ben,beni bekleyen kabusa doğru ilerlerken Ayaz'da kardeşleri tarafından kumpasa kurban gitti.

Kutay,ona benim yanıma gitmesini söylediği an yanlış yaptığının farkına varamamıştı.
Babaannemin zorla bozduğu örgüsünün yerinde sımsıkı balerin topuzu görmek bakışlarında değişikliğe yol açsa da ses etmedi.

"Hoş geldiniz." Neval hanım, yanındaki üç kadınla beraber bahçedeki masanın yanında dikiliyordu.

Babaannem kolumdan çıkarak yanlarına ilerledi. Gariban dedem de el mecbur selam vererek oturma yerine geçmişti.

"Galiba beni tuzağa düşürdüler." Evet Ayaz,tam olarak öyle oldu. Gelenlerin elini öptükten sonra dizlerimi sola kırıp armut koltuğa oturdum. Ayaz'da tekerlekli sandalyesini yanımda durdurmuştu.

Üstünde mor gömlek olan deli dolu duran siyah saçlı kadın ilk sorguyu başlatan oldu.
"Merhabalar,ben Münevver. Ayaz'ın en büyük teyzesiyim,"dedi. Bana dönerek gözlerini kıstı.

"Senin adın ne güzelim?" Gün boyu ismimi çoktan öğrenmiş olmalıydı.
"Yakamoz, Münevver hanım."

Gerginliğim hat safada devam ederken Münevver hanımın sağ tarafında oturan yeşil giyimli konuşmaya başladı.
Sıra sıra ismimi sorarlarsa çığlık atarım!

"Yakamoz,pek de güzel ismin var. Ben Şükran." Kısa keserek daha yaşlı olan kadına döndü.

"Bende Tüzün. Ayaz'ın anaannesiyim.
Şimdi bana torunumla nasıl tanıştığını anlat bakalım cici kız." Otoriter sesi tüylerimi diken diken etti. Gerçekten korkunçtu.

Ayaz,ben anlatmadan anaannesine döndü.
"Anaanne. Söz verdiğin gibi sorgusuz sualsiz konuşmaya döner misin?" Yumuşattığı sözlerin ardından sert duruşunu garipsedim.

"Ay hadi acıktım ben yemeğe geçelim." Akşam yemeği yemediğimden bende aç sayılırdım.
Münevver hanımla beraber hepimiz kalktık. Çardaktaki grupta telefon bakanlar hariç hareketlilik vardı.

Dalgalar Ve Aldıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin