Makas Kesmiyor

298 30 4
                                    

Bölüm şarkısı: Tatlıyla Balla -
Yalın


Yakamoz'dan

Ana yemeğin üstüne fırın sütlaç gelince şokla önüme baktım. Normalde tek çeşit beslendiğimden çorba ve sütlaca yabancılık çekiyordum.

"Sütlaç da seni yemez,korkma." Ayaz'ın yemeklere olan bu yaklaşımı yüzünden yakında cinnet geçirecektim.
"Peki." Anladım Ayaz onlar beni yemez. Küçükken yemekler seni yer diye mi korkuttular neydi bu? Gerginlikten saçmalıyordum.

Herkes yavaş yavaş masadan kalkmaya başlayınca Öykü beni peşine takıp mutfağa sürükledi.
"Kahve zamanı. Hadi hepsini tuzlu yapalım da gece hastanede bitsin!" Tuz konusunda ciddi duruyordu.
Mutfak tahmin ettiğim kadar büyüktü.
Dev ada tezgah, kocaman buzdolabına ilave olarak dondurucu. Bir sürü dolap.

"Öykü,geç içeri sana da sürpriz olsun." Pek itiraf etmeden içeri geçti. Görevlilerden biri mutfağa girdiğinde "Cezve,türk kahvesi bi' de fincanlar nerede?" diye seslendim.

Muhtemelen benden yaşça büyük olan görevli abla yüzünde tatlı tebessümüyle saydığım her şeyi çıkarıp tezgaha bıraktı.
"Yardım ister misin hanım kızım?" Minnetle ona döndüm.
"Çok iyi olur. Son olarak bal ne tarafta acaba?"

Eliyle sol tarafımda kalan gri dolabı gösterdi. Dolabı açtığımda gözlerim kamaştı,resmen minik çaplı aktardı.
Ihlamur, kuşburnu,adaçayı, mercanköşk, papatya çayı gibi çaylara doluydu.

Üst rafından balı alıp ablanın karıştırdığı kahvelerin yanına gittim.
"Hangisi Ayaz'ın?" Diğerlerinden farklı desende olan fincanı işaret etti.
Balı fincanın zeminine döküp geri yerine kaldırdım.

"Eskiden kız istemelerde bal koyarlarmış. Sen nereden biliyorsun bu adeti?" Ablanın şaşkın bakışları üzerindeydi.

"Babaannem anlatırdı bunu. Dedemi istediğini belirtmek için koymuş görücü geldiyse bal konurmuş. Evlenmek istemiyorsa da tuz koyarmış."
Başını sallayarak beni onayladı.
"Eşim ballı kahveyi içtiğinden pek hoş gülmüştü." Babaannemin şen kahkahası mutfakta yankılandı.

"Gülhan sultanım bende tam kahveleri getiriyordum." Görevli ablanın doldurduğu kahve fincanlarıyla kaplı tepsiyi gösterdim.

"Hadi maykinom geçelim içeri." Ah be babaannem. Kaç kere deme dedim de unutuyorsun her seferinden.
Ağır tepsiyi kaldırıp mutfaktan çıktım.
Peşimden de Gülhan sultan geliyordu.

Herkes nasıl seviyorsa görevli abla o şekilde yaptığından şekerliler pembe,orta kahveler sarı ve sade olanlar da mor fincanlara konmuştu.
Yeşil fincana da Ayaz'a ballı kahve koyduğumuzdan hepsinin ortasında duruyordu.

Sol baştan Neval hanım ile dedeme kahvelerini uzatarak başladım. Babaannem de aldıktan sonra Kenan abi,Ayaz,Kutay,Selim en son da Öykü'ye uzattım. Kutay, dirseğiyle Ayaz'ı dürttü.

"Kahvede tuz varsa söyle de 112 tuşlayalım." Selim, Kutay'a destek çıktı.
"Yarısı tuz ise göz kırp biz anlarız abi."
Ayaz,korkarak kahveden bi' yudum içti.

Tuzlu olmadığına emin olsam da yüzünü buruşturduğunda kafam karıştı.
"Yakamoz,bunun içinde bal mı var?"
Bakışlar bana döndü.
"Evet." Gelenekler hakkında bilgileri var mıydı?

"Abim bala üç metre yaklaşmaz ondan bu hoşnutsuzluğu. Başlarda tiki var sandık da hobi olarak sevmiyor balı. Geçmişte severdi sonradan değişti."
Öykü kısaca bana durumu aktardı.

"Biz çok ümitlenmiştik yenge hanım Yakamoz. İnsan azıcık tuz atar." Kutay'ın memnuniyetsizliği çatık kaşlarından bile belli oluyordu.

Normalde isteme zamanı yapılan her haltı söz kesiyorken yapmak garip geldi.
Kahvesine suyuna bıkkınlık geldi iki dakikada. Canım sıkıldığından kendi kahvemi bitirip ters çevirdim.

Dalgalar Ve Aldıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin